Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Cinsel taciz her yerde!

Cinsel taciz her yerde!
 

taciz


Bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de, kadın emeği ve vücudunun istismarı yaşamın her alanında karşılaştığımız olgulardır. Kadına yönelik cinsel taciz ise en yaygın olanı! Şüphesiz, kadınlara ve küçük çocuklara yönelik cinsel tacizin hem sosyolojik, hem de psikolojik sebepleri vardır.

Bütün dünyada kadın, sanayi devrimi ile birlikte, sosyal yaşam içersinde daha etkin rol almaya başlamıştır. Yüzyıllar boyunca oluşmuş geleneksel kuralları katı olan toplumlar ise, bu yeni yaşam tarzına uyum sağlamak konusunda zorluklar yaşamaktadırlar.

Toplumumuz, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte, modern yaşam tarzına geçmeye başlamıştır. 1920’de TBMM kurulur kurulmaz, yüce Atatürk’ün ilk yaptığı işlerden birisi kadının iş ve sosyal yaşama katılmasını sağlayacak yasaları çıkartmak olmuştur. Bu yolda atılan en önemli adımlar, medeni kanunun çıkartılması ve kadına seçme ve seçilme haklarının verilmesidir. Çıkarılan bu yasalar, cumhuriyetimizin ilk yıllarında uygulanan doğru eğitim politikaları ve anayasamızda bulunan laiklik prensibinin doğru yorumlanması sayesinde amacına önemli ölçüde ulaşmış, Türk kadını sosyal yaşamın her alanında görülmeye başlamıştır. Dinin yanlış yorumlanması sonucu ortaya çıkan bazı yanlış inanışlar kadının eve hapis olmasına sebep olmaktadır.Bu noktada, laik bir devlet olmamız özellikle üzerinde durulması gereken konudur, çünkü din ile devlet işlerinin birbirlerinden ayrı düşünülmesi, kadının toplumsal yaşama daha etkin şekilde katılması için en önemli unsurdur

Cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan doğru politikaların daha sonraki yıllarda terk edilmesi, Türk kadınının hak ettiği yere gelmesi konusunda verilen mücadeleyi kesintiye uğratmıştır. Bu sürecin son yıllarda tekrar hızlanması ise sevindiricidir. Dünyadaki hızlı globalleşme ve ekonomik gelişmeler kadın emeğine duyulan ihtiyacı arttırmıştır. Para kazanan kadın sosyal yaşamın parçası olabilmiştir. Kadın, hak ettiği ücretleri alamasa ve erkek egemen dünyada ikinci planda kalsa da, durum geçmiş ile kıyaslandığında daha iyidir.

Bu konuda cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan politikaların, daha sonraki yıllarda aynı kararlılıkla uygulanmaması ve toplumumuzun katı geleneksel yapısı bu sürecin sağlıksız gelişmesine sebep olmuştur. Günümüzde, ülkemiz kadını ve erkeği bu sağlıksız gelişmelerin sonuçlarını yaşamaktadırlar. Türk erkeği, kendisine yıllar boyunca dayatılan katı toplumsal kurallar yüzünden, artık kadının da bulunduğu sosyal yaşama uyum sağlamakta zorluk çekmektedir. Dinimizin yanlış yorumlanması ve uygulanması sonucu oluşan türban, bekaret, haremlik, selamlık gibi uygulamaları da hesaba katar isek, kadınlarımız açısından bu uyum sürecinin daha sancılı geçtiğini söyleyebiliriz. Bütün bu sağlıksız gelişmeler, özellikle toplumumuzun yetersiz eğitim almış ve katı tabular ile yaşamak zorunda kalan kesimlerinde cinsel tatminsizlik ve cinsel oto kontrolsüzlük gibi hastalıklara sebep olmuştur.

Ülkemiz erkeklerinin bir kısmının, toplu taşım araçlarında, sokakta yürürken, iş yerinde, uçaklarda hosteslere, eğlence mekanlarında, sahillerde ve hatta denizde yüzerken, kadınlara tacizde bulunması, ve kadınlarımızın bu tacizlere yeteri kadar sert cevaplar verememeleri, yıllardır süregelen bir toplumsal hastalığın sonucudur.

Maalesef erkeklerimiz kadınları, havada, karada, ve denizde taciz edebilmektedirler. Bu durumun kısa sürede değişmesi ihtimali ise bulunmamaktadır.

 
Toplam blog
: 85
: 540
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

İlk, orta ve lise öğrenimimi Karabük TED Kolejinde tamamladıktan sonra İngiliz Dil Bilimi okumak ..