Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

03 Aralık '09

 
Kategori
Biyoloji
 

Cinselliğin Biyolojisi Deyince...

Cinselliğin Biyolojisi Deyince...
 


Cinsel yaşam ve cinselliğin biyolojisi üzerine incelemeler...


Üreme konusunda sahip olduğumuz bilgiyle, cinsellik üzerine bildiklerimiz arasında çok büyük bir fark vardır. Üreme konusu günümüze kadar hayli yoğun biçimde araştırılmıştır. Bugün artık üreme sisteminin anatomisi, fizyolojisi, hormonları, gebelik, doğum, doğum kontrolü ve cinsel organların hastalıkları, oldukça ileri uzmanlık alanlarıdır. Diğer yandan, üremeyle ilgili olmayan cinsel konular bunun tam aksine, çok az gelişmiş bir araştırma alanı oluşturur.


Üremeyle ilgili araştırmaların sonuçları bazı durumlarda cinsel konuları da aydınlatmaya yarar. Örneğin anatomi bilgisi cinsellik açısından önemli bir temel oluşturur.


Ne yazık ki, tıp araştırmalarında, üzerinde en az durulmuş olan, cinsel birleşme ve orgazmın fizyolojisidir. Aristo, erkekte erbezlerini cinsel birleşme esnasında, erbezi torbası içerisinde yukarı doğru çekildiklerini gözlemişti. Onun bu gözleminden ancak 20 yüzyıl sonra bu gerçek, laboratuvarlarda doğrulanabildi.


Orgazmın fizyolojisi üzerine, Masters ile Johnson tarafından başlatılan geniş kapsamlı bir araştırma vardır ki, sonuçları 1966 yılında açıklanmış olan ünlü bir çalışmadır. Araştırmacı çiftin istedikleri, orgazm fizyolojisini laboratuvarda incelemekti. Bu çalışmayı her iki cinsten, normal bir cinselliğe sahip 18 ile 89 yaş arasından 694 gönüllü ile yürüttüler. Bu grubun içerisinde 276 evli çift, 106 bekar kadın ve 36 bekar erkek bulunmaktaydı. Bekarlar arasından 98'i evlenip boşanmıştı. Erkek ve kadınların toplam sayısı sırasıyla 312 ve 382 idi. Bu kişilerin çoğu Missouri eyaletindeki St. Louis kentinde bulunan üniversite çevresinde yaşayan kimselerdi.


Gönüllü olarak başvuranlar öncelikle bedensel muayeneden ve karşılıklı görüşmelerden geçirilmiş, bedeninde bir anormallik görülen, ruhsal bakımdan dengesiz olan ve teşhircilik yanları ağır basan kişiler araştırmaya dahil edilmemişti. Seçilen kişiler, kabaca "ortalama" denebilecek nitelikleri taşımayan insanlardı. Cinsel özellikleri içerisinde tek üzerinde durulanı, laboratuvar koşulları altında cinsel tepkide bulunabilmeleriydi. Genellikle ortanın üzerinde bir kültür düzeyindeydiler. Bununla beraber, halktan değişik tabakaları temsil etmekteydiler. Doğal olarak bu kişilerin kimlikleri ve yaşam ayrıntıları hiçbir zaman açıklanmamıştır tabii ki.


Deneyin kapsamına cinsel birleşmenin yanısıra, kendi kendini tatmin de alınmıştı. Araştırma yöntemi, cinsel organların ve bedenin tümünün cinsel uyarımlara ve orgazma gösterdikleri tepkileri gözlemek üzere penis biçiminde özel bir araç kullanılmaktaydı. Bu, şeffaf plastikten yapılmıştı ve dölyolunun içerisini doğrudan doğruya görmeye ve filmini çekmeye yarıyordu. Lâkin, evli olmayanlar da, cinsel birleşme içermeyen durumlarda görevlendiriliyorlardı.


Araştırmanın yapıldığı laboratuvar, içerisinde kayıt araçlarının bulunduğu sade, penceresiz bir odaydı. Deneye katılanlar ilk başta, cinsel etkinliğe girişmeleri için yalnız bırakılıyor, ancak bu ortamda kendilerini rahat hissetmeye başladıktan sonra araştırmacı ve teknisyenler önünde etkinliklerini sürdürmeleri isteniyordu. Teknisyenlere düşen iş, kalp atışlarının, tansiyonun, beyin dalgalarının ve bu gibi detayların ölçülmesiydi.


Araştırma ortamı, dünyanın her yerinde bulunan tıp araştırma laboratuvarlarından farklı değildi. Tek alışılmamış olan öğe, üzerinde deney yapılan olgunun cinsel birleşme olmasıydı.


1954 yılında başlatılan araştırmalarda yaklaşık 10 senelik bir süre içerisinde en az 100.000 adet orgazm kaydı yapıldı. Deney uygulanan kişilerin çoğunluğunun kadın olmasından ve rahat tepki gösterebilmelerinden ötürü, bu orgazmların dörtte üçü kadınlar tarafından yaşanmıştı.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..