Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Cinsellikte çağ atlıyoruz!

Cinsellikte çağ atlıyoruz!
 

Kaynak:İnternet


Tabularla cinselliğin bastırılması kimin ne zaman aklına ve neden gelmiştir gibi abes bir soru sormayacağım, ısrar etmeyin ne olur!

Yanıtını ben, sen, o, biz, siz ve onlar gayet iyi biliyoruz!...

Bir çağ atlanacaktı, olması gerekendi, lakin böyle yan çizgi şeklinde olması gerekmezdi, yani…

Hani, beklerdim ki tabular ile insan doğasının yarışamayacağı anlaşılsaydı, erkek çocuklarına tanınan haklar kızlara da verilseydi, falan…

Buydu yani olması arzulanan, zira doğanın karşısında durulamayacağını bilmeliydi insan!

Bilenler yok muydu, vardılar elbet, onlar az buçuk bize uzak az biraz da yakın yerde ikamet etmektedirler, insanı daha fazla sevmekte, insan doğasına daha fazla hürmet etmektedirler…

Daha az cinsel çatışma yaşamakta, dolayısıyla duyguya hem de iş gücüne daha fazla vakit ve enerji harcamaktalar.

Biz onlara Avrupalı diyoruz, kısaca…

……

Kadın, erkek öykünüyoruz, dilimizde ise bir “gavur” ifadesi…

……

Cinsellikte çağ atlıyoruz, farkında mısınız, Avrupalılaşmıyoruz, hunharlaşıyoruz!

……

Yaşlı bir arkadaşım anlatmıştı, yıllar öncesi Almanya’da üniversitede okurken, salt kız tavlasın diye üye olmak istediği bazı gençlik derneklerine alınmadığını, zira yaş sınırı varmış, örneğin on dokuz yaşındaysanız on yedi yaşındaki gençlerin üye oldukları derneklere alınmıyormuşsunuz!

Ancak bu arada evinde kaldığı hanımın genç kızı erkek arkadaşıyla ilk kez birlikte olacağı için de hanımın diğer çocukları ile birlikte kendisini de bilgilendirdiğini, genç kızın yüzünde kızarıklıklar olabileceği ve hiç kimsenin gözünü o kızarıklıklara dikmemesini, “ne oldu” gibi sorular sorulmaması gerektiğini zira kızın bu tepkiler karşısında olumsuz etkilenebileceği yönünde uyarıldıklarını anlatmıştı…

Pek iyi anımsıyorum, “işte sevgi budur!” demiştim…

……

Tecavüze uğrayan kızlarını elleriyle öldüren, adını da “namus” koyanların kızlarını sevdiğine gerçekten de inanmamaktayım!

Kendi ayakları üzerinde durmasını öğretmek yerine kaç-göç, kendini korumasını öğretmektense çarşaflar, türbanlar arkasına gizlemek…

On üç, on dört yaşında evlendirmek…

Sevgi, söyler misiniz, bunun neresinde?

……

Pipisi gösterilerek büyütülen erkek çocuklarının yanında etekleri çekiştirilen kız çocukları vardı hep, çağ atladık artık, tecavüz eden erkek çocuklarının yanında tecavüz edilen kız çocukları var!

Tecavüz eden koskoca adamlar, tecavüze yeltenen adamlar var, bir de bu adamları salıveren bir sistem var!

Eskiden tecavüzcülerde bir utanç olurdu, yüzü kızarır, uçkuruna sahip olamadı diye utanırdı, çağ atladık diyorum ya, “o istedi” diyorlar artık, ellerini ve de kollarını sallaya sallaya da çıkıyorlar vallaha da emniyetten, ya da “iftira!” diyorlar, hadi sana eyvallah!

Öyle yani, baş baş yapıp çıkıyorlar, bu adamlar salınıverildikçe, kız çocukları koruma(!) amaçlı ev içinde tutuluyor, mahalle baskısı kızlara karşı çalışıyor, adamlar kıstırıverdikleri kızları, kadınları, artık üç yaşında mıdır, seksen mi, umursamadan, yani öyle aşk olsun da meşk olsun gibi dertlere(!), bir buket çiçek, bir buse gibi vakit kaybettirici eziyetlere girmeden cinsel aktivitelerini şeyttiriveriyorlar!

Vallaha çağ atladık, bizimki geriye bir atlayış gerçi, epey bir hunharlığa dönüş, ancak ne çare ki “sevgi” anlaşılamamış ezber bir kelime bizim gibi ülkelerde…

Doğurduğu, doğmasına sebep olduğu insanı sevmeyi beceremeyip Allah’a, Müslümanlığa aşk duyduğuna inanan insanların coğrafyası…

Acıların çoğaltıldığı yerler burası…

İnsanların kendi kendilerinin, can verdiklerinin canlarını yaktıkları, kanattıkları yerler burası…

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..