Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '14

 
Kategori
Blog
 

Cinsiyetçi kime denir? Kadın erkek ayrımcılığı nasıl yapılır?

Cinsiyetçi kime denir? Kadın erkek ayrımcılığı nasıl yapılır?
 

Biraz akıl, biraz vicdan benden cinsiyetçi, kadın-erkek ayırımcısı olur mu hiç! Bu sözünüze kendiniz de inanıyor musunuz?


Hayatım, bu dili nasıl daha iyi, daha doğru kullanabileceğimi düşünmekle geçti. Ve burada yazarken, bunun en iyi, en güzel örneklerini vermeye çalışıyorum. Neylersin ki, biz ne kadar çaba harcarsak harcayalım, ancak karşımızdakinin anlayabildiği kadarız. Kapasitemizin sınırı, karşımızdakinin zeka çapına bağlı... Bu, gerçekten büyük talihsizlik...

Albert Einstein, bazı öğretmenleri tarafından geri zekalı zannedilmişti. Yılmaz Erdoğan, lisede, edebiyat dersinden sınıfta kalmıştı. Tolstoy, Savaş ve Barış'ı yazıp yazıp çöpe atmıştı; söylediklerini anlamayanlar yüzünden...

O yüzden, doğru anlaşılamamak, her yazarın başına gelebilir bazen... Okuyanların onu anlayamaması, yazarın büyüklüğünden bir şey götürmez. Gün gelip, hak ettiği değeri bulunca, ona yanlış yapanlar, unutulur gider nasılsa.

Yazarken zaman zaman yaşadıklarım, gerçekten komedi filimi gibi... Ben ne anlatmak istersem isteyeyim, birileri çıkıp, kafalarına göre bir şeylerle suçlayabiliyor beni... Madem yazar olmaya baş koyduk. Bunlara da alışacağız elbet...

Hayatını kadınları anlamaya, anlatmaya adayan adamı, cinsiyetçilik yapmakla suçlayabiliyor birileri...

Neredeyse eline geçen her fırsatta, kadınların erkeklerden her bakımdan üstün olduğunu vurgulayan yazara, kadın-erkek ayrımcılığı yaptığını, daha açığı, kadınlığı, kadınları aşağıladığını söyleyebiliyorlar.

Halep oradaysa, arşın burada! Eğer ben de cinsiyetçiysem, eğer ben de kadın-erkek ayırımı yapıyor, kadınları aşağılıyorsam, bir insan, ne kadar kadınlardan yana olabilir? Bilemiyorum doğrusu!

Sokaktaki adam, yazdıklarımı anlamazsa, normal karşılarım. Çünkü yazılarımı, sokaktaki adamdan çok, düşünen insanlar için yazıyorum. Ancak, eğitimli, donanımlı insanlar aynı tavrı takındığında, fena halde bozuluyorum. Dahası, bu tavırda, art niyet arıyorum. Benim kadar içi dışı bir olanı da anlayamıyorlarsa, kusura bakmasınlar, kimseyi anlayamazlar!

Dostlarım, " Kadınları anlatmaktan yorulmadın mı hala? Bazen erkek olduğunu unutuyorsun herhalde! " diyebilecek kadar kadıncı bulurken beni!; cinsiyetçilik ve kadın-erkek ayrımcılığı yapmakla suçlayabiliyor diğerleri!... İnsanlara aynı anda bu kadar farklı şeyleri düşündürebiliyorsam, doğru yoldayım demektir! " Durmak yok! Yola devam! "

Ya ben ne yazdığımı bilmiyorum ya da birileri ne dediğimi anlamıyor.

Sağlık olsun! Biz bildiğimiz yolda yürüyelim. Ne dediğimizi anlayan birileri çıkar nasılsa!

Gidecek yol uzun... Anlatacak konu çok... Onlar da anlar bir gün beni. Anlamak işlerine gelmiyordur belki!... Ne yapalım! Bu seferlik öyle olsun!

Ne olursa olsun, ben yazmaya devam edeceğim. Yeter ki yazacak bir defter, bir de ekran bulayım.

Biz notumuzu düşelim de... İsterse tarih, o notu kaale almasın.

Her insan, kendi vicdanından sorumlu...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..