Cinsiyetin ve hayallerin

Cinsiyetin hayallerine engel mi?

Düşünün hayalleriniz var, yapmak istedikleriniz var. Gerçekleştirmek istiyorsunuz ama önünüzde bir engel “Cinsiyetiniz”. Çağlar boyu bu böyle oldu. Çünkü kuralları belirleyenler de cinsiyetlerine göre seçiliyordu. Sonra değişmeye başladı bir şeyler. Ne, ne kadar değişebildi? Bunu görme günü bana göre “Kadınlar Günü”. Yoksa kadınları hatırlama, övme, değer verdiğini gösterme günü değil. Bu birbirimize kadın erkek ayrımı olmadan yapmamız gereken.

Bir kadının Avrupa’da doktor olmak için erkek kılığında üniversite okuduğunu ve bunun otopside ortaya çıktığını öğrendiğimde kadınların asırlardır verdiği mücadeleleri için bir pencere açmıştı bana. Margaret Ann Bulkley 1849’da mezun olduğunda dünyanın ilk kadın doktoru olmuştu ama bunu sadece kendi biliyordu. Üstelik Birleşik Krallık Ordusu’nda cerrah olarak görev yapmıştı. Öldüğünde de dünya öğrenemedi bunu, çünkü ordu gizledi.

“Vatan Yahut Silistre” de sevdiğinin peşinden askere giden Zekiye de gizlemiştir kadın olduğunu ve gerçek savaşlara katılan kadınlarımız da. Bugün gurur duyduğumuz isimler değiştirdi birçok şeyi. İstemek yetmedi sadece tabii ki; kanunlar değişti. Kanunların değişmesi de yetmiyor pek çok iş için toplumun bakışı da önemliydi. Bir dönem kızlarını okuttuğu için hor görülen ailelere bakın, şimdi onlara takdirle bakılıyor. Yola çıkmak önemli, yolda kendini doğru anlatabilmek, ikna edebilmek ve değiştirebilmek. Hiçbiri kolay olmayacak ama ne kolay oldu ki kadınlar için tarih boyunca düşünün. İnsanlık olarak çok zor yollardan geçtik geçmesine de kadınlarınki biraz daha zor oldu. Pozitif ayrımcılık da hak etmediğini alma anlamında bana çok yakın gelmese de bundan faydalanan olmak istemesem de asırlarca yaşananların bir hediyesi belki de gerçekten hak edene giderse.

Kadın olmayı yetersizlik olarak görmeyen kadınlarla yarınlarda daha güçlü olacak toplumlar. Çünkü kadınlar anne her şeyden önce. O annelerin yetiştirdikleri toplumu yönetenler, kanunları yapanlar, kadınları döven de seven de…