- Kategori
- Güncel
Çırak, kalfa, usta!
Irak’a gittiğimde keser tutmasını bilmezdim!
Babam beni kalıpçıların yanına verdi! Sanat Yapıları yapıyoruz!
Ustalara çivi veriyorum! Önlük takmıyorlar!
“Ver Ahmet bir çivi!”
Veriyorum, çakıyorlar!
“Ver Ahmet bir çivi daha!”
Bir hafta zor geçti! Babama söyledim bunu!
“ Baba, bize bir ekip kur, biz başka iş yapalım!”
Acemilerden dört kişilik bir ekip oluşturdu babam!
Bizim yaptığımız kalıplar daha sağlam oluyordu! Korkudan otuz santim arayla takviye çakıyoruz! Betonlarımız da cam
gibi çıkıyor! Sağlam vibrasyonluyoruz!
Ama gün geçtikçe bizim kalıplar da esnemeye başladı! Patlayan da oldu! Ustalaştıkça takviyeleri
seyrekleştiriyorduk çünkü!
“Patlamaz ya! Yeter bu kadar takviye!”
“Yeter tabi!”
Hani bu günlerde çıraklık, kalfalık, ustalık lafları geçiyor ya siyasette; uyarayım dedim!
Ustayız diye gevşemeyin ha!
Kalıbınız patlamasın!