Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Civarın en gravyer köşe yazarı!

Civarın en gravyer köşe yazarı!
 

http://www.habervitrini.com


Dışarıdan “kazma” gibi gözüksem de şimdiye kadar evlilik yıldönümümü hiç unutmadım...

Efendi gibi hediyemi de aldım... Eşimi yemeğe de götürdüm...

Çiçeksiz olur mu?

Olmaz...

Dokuz alamadıysam yedi, yedi olmadıysa en az beş gül parası bayıldım çiçekçilere...

Cepte para olduğu zaman orkide olayına da girdim...( <ı>Kendimi olduğumdan <ı>daha hassas ve kibar göstermek adına uydurduğum beyaz bir yalan bu! )

Doğum günü; tamam...

Nişan tarihini kutlayalım mı hayatım?

Biz hiç kutlamadık da, günün anlam ve önemine istinaden eşini sıkıntıya sokan bayan arkadaşlar biliyorum...

( <ı>Öyle bir cümle yazıyorum ki, şimdi <ı>evden biri sorsa nerden biliyorsun diye ne cevap yazacağım?)

<ı>Biliyordum!

<ı>Şimdi bilmediğim gibi bildiklerimi de unuttum...

<ı>

<ı>&&&

Bugün hayatımda bir ilk yaşadım...

Gazeteden Engin Akın ve İlhan Uygun, tanışmalarının on ikinci yıllarını kutladılar...

Hem de törenle!

Küçük müçük ama pasta bile kestiler yahu!

Telefon ettiler, ben de gittim...

“Gittim” derken...

Çorlu’dan Silivri’ye gelmek külfetli oldu biraz...

1600 motor benzinli bir arabam var...

Ocağıma incir ağacı dikecek yakında...

Mazotlu arabanın gözünü seveyim, atıyordum 85 TL’lik benzini en kötü 800 km yapıyordum...

Bu namussuza 100 TL’lik benzin koyuyorsun 400 km sonra ışık yanıyor... Kim ne derse desin, dünyadaki en iyi araba; şirket arabası!

&&&

“100 TL” diyorum ama o da varsa...

Yoksa?

Çevremi kullanıyorum, rastladığımdan küçük küçük borç para istiyorum...

Bugün benzin parasını denklemek için mahalle bakkalı dâhil beş kişiyi çarptım...

Kriz var yahu! Kimsede para yok!

Bugünler de yolda karşılaşırsak görmezden gelin...

Borç para istersem! Kesinlikle vermeyin...

Telefon edersem, açmayın!

“Demedi” demeyin!

&&&

Şu kriz; beni ne teğet geçti, ne de sürtündük!

Resmen gözüme girdi ağabeycim ya!

&&&

Sevgili Engin Akın senin İlhan Uygun’la dudaklarınızı büzüştürüp el kadar pastanın üzerindeki mumu üflemenizi izleyip, ilaveten alkışlamak için yaptığım dalaverelerin farkındasınız değil mi?

Bir de beni sevmezsiniz?

Bu devirde kim yapar bunu yahu, kim yapar?

Size soruyorum kim yapar?

Ayrıca dudaklarınızı öne doğru uzattığınız zaman ikiniz de iğrenç oluyorsunuz...

Buna ek olarak; İlhan Uygun yazdığın kaynana fıkrasını eşim kaynanama okudu!

Sonra ikisi birden canıma okudu!

&&&

Engin Akın’a gazeteciliğe başlamasının 12. senesi dolayısı ile bir de plaket verilmedi mi?

Ağabey ben bir hasetlen!

Bir gücen!

Bir kıskançlık girdaplarında kaybol!

&&&

Kim ne derse desin...

Civarın en gravyer köşe yazarlarından değil miyim?

Hani bana plaket?

Hani bana pasta?

Hani bana mum?

Utanmadan bir de fotoğrafları bana çektirdiniz...

Yazıklar olsun!

&&&

Yakında ulusalda köşe yazıyorum...

Alayınızı tanımıyorum haberiniz olsun!!!

Not: Sevginar Hanım yeşil kıyafetiniz ve yeşil küpeleriniz gözümden kaçmadı bilesiniz... Renginar Hanım gülmeyi bilmediği için konun üzerinde durmuyor bir kızım daha olursa adını Enginar koymaya niyetleniyorum...

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..