Çizmeli kadınlar klübü

Her sene sonbahar vedaya hazırlanıp, kış soğuk ellerini insanlığa uzattığı zamanlarda; özellikle bayanları, dolapların zirvelerine tırmanışa geçerken görürüz. Bu rutin eylemin nedeni, koskoca kutuların içerisinde, kağıtlara sarılı bir halde duran, şöyle bir silinip-parlatıldığında giyilmeye hazır hale gelen, boy boy, renk renk çizmelerle vuslatın yaşanmasıdır.

Dedik ya her sene bunlar yaşanır diye, bu sene bir başka yaşanıyor çizme çılgınlığı. Çılgınlığı diyorum, çünkü inanılmaz boyutlara ulaştı bu durum. Çevremde gördüğüm bayanların nerede ise tamamına yakını çizmeli çizmeli dolaşmakta. Özellikle etek giyildiğinde, çizme vazgeçilmez bir tamamlayıcı oluyor. Hatta çizme giymek için etek giymeyi tercih edebiliyor bayanlar dersek sanırım daha doğru olacak.

Bayanlar üzerinde çok şık durduğu kesin, çizmelerin. Özellikle dar kalıplı olup da hemen dizin altında bitenler çok daha fazla tercih ediliyorlar. Bu arada bu arkadaşların(?) boyu uzadıkça fiyatları da çarpan etkisi yapıp inanılmaz artabiliyor. Geçenlerde bir toplantıda, bayan katılımcılardan birinin bir çizmesi vardı üzerinde, Allah sizi inandırsın, nerede ise kasıklarına kadar geliyordu. Herhalde fiyatı da beş erkek ayakkabısı ederdi. Böyle kış günlerinde göl ve akarsu kenarlarında, bataklıklarda; kaz-ördek avına gittiğimizde giydiğimiz, sert, siyah lastikten yapılma kasık çizmeleri aklıma geldi, güldüm kendi kendime. Bence hiç de hoş durmuyordu.

İsterseniz bir test yapalım. İstanbul'da yaşayanlar Taksim Anıtı'nın önünde, Kadıköy Rıhtım'da ya da Bakırköy Çarşı'da; Ankara'lı okurlar Kızılay Soysal'ın önünde ya da Atakule'nin giriş kapısında; İzmir'de yaşayanlarımız ise Konak YKM'nin önünde ya da Alsancak Sevinç Pastanesi'nin dışarı masalarından birinde oturup bir on beş dakikamızı, bu önemli(!) araştırmamıza ayıralım. Kağıt-kalem alıp elimize on beş dakika içerisinde önümüzden kaç bayan geçtiğini ve kaçının çizmeli olduğunu sayalım. Sonuçları da lütfederseniz paylaşalım. İddia ediyorum yarıdan fazla çıkacaktır.

Biliyorum çok saçma ama bazen de dünya modasının devi ve giyiminin kalbinin attığı yer olan İtalya'nın; bu çizme modasını milli duygularla mı cihana pompaladığını soruyorum kendi kendime. Gülümsemek ve gülümsetmek için sadece.

Son olarak, konumuzla ilgili olmayan ama "çizme" ile ilgili bir not daha: "Çizmeci, çizmeden yukarı çıkma" sözü, antik çağ ressamlarından Apelles'e aittir. Malumunuz vechiyle "haddini bil" anlamında günümüze kadar ulaşmış bir deyimdir. Biz de çizmeyi aşmadan, haddimizi bilerek sözlerimizi sonlandıralım.