Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Şubat '08

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Çocuğum mu kariyerim mi?

Çocuğum mu kariyerim mi?
 

resim: Balca.net


Başlığa bakınca herkes bu da soru mu elbetteki çocuğum diyecek. Belki de diyorum çünkü işin tercih eden kadınlar olduğunu da gördüm. Çocuğum benim herşeyim. En değerli varlığım. Ona iyi bir gelecek sunmak ve iyi bir insan olarak yetiştirmek istiyorum ve iyi bir gelecek malesef para yolundan geçiyor. Bir yandan da üç yaşına kadar evladımı kendim yetiştirmeliyim, onun yanında olmalıyım, her türlü eğitimiyle bizzat ilgilenmeliyim diyorum. 

Kıyamıyorum bebeğime. Şu ana kadar en küçük ayrıntısına kadar kendim ilgilendim. Herşeyini özenerek hazırladım. Şimdi gözbebeğimi nasıl başkasının ellerine bırakırım. Daha çok küçük diyorum. Diğer yandan yırtık bir ses "Şimdi işi bırakırsan bir daha iş bulman zor olur. Çocuğun büyüyecek ve daha çok paraya ihtiyacın olacak. Şimdi birikim yapma zamanı diyor."

Böyle düşünceler içindeyken televizyonda Ayşe Özgün'ün programına rastladım. Konu çocuk eğitimi ve anne-kız ilişkileri üzerine. Tam bana göre deyip izlemeye koyuldum. Henüz iki aylık genç bir anne telefona bağlandı. Ağlamaklı bir sesle çok heyecanlı olduğu için özür diliyordu. Maddi yönden ihtiyacı olmasa bile işine dönmek zorunda olduğunu çünkü dönmezse belki de bir daha çalışma imkanı bulamayacağını söylüyordu. Ama bebeğini bırakmak istemediğini o küçücük varlığın hep göğsünde uykuya daldığını ve o giderse sanki kimsenin bebeğini uyutamacağını söylüyordu. Annelik duyguları içinde artık gözyaşlarını tutamıyordu. Ben de... 

İçimden bir ses nasıl o yavruyu bırakırsın diyor. Kızımın iki aylık hali gözümün önüne geliyor. Küçücük... Savunmasız... Allahım bu annelik duygusu nasıl bir şey? Şu satırları yazarken bile gözyaşlarımı tutamıyorum. Kızıma bakıyorum. O küçücük güzeller güzeli kızıma... Uyuyor. Melekler gibi... Melekler de güzel.

İçimden bebeğini bırakma diyorum televizyondaki genç anneye ama programdakiler "Herkes böyle hisseder. Zamanla alışcaksın. Bebekler annelerinden daha güçlü olurlar. Eminiz o senden daha çabuk alışacak diyor." Öyle mi acaba? Alışılıyor demek ki... Madem böyle söylüyorlar demek ki unutmuşlar o günlerini... Çocuğunla işten dönünce geçireceğin kaliteli bir saat bütün güne bedel diyor. Ya ben çocuğumla bütün günümü kaliteli geçiriyorsam o bir saat kime yeter. Hem işten gelince sabah uyandığın gibi eve dönmyorsun ki? Bütün yorgunluğu ve stresi de üzerinde taşıyorsun. Yemek hazırla, bulaşık vs. derken geriye dermanın kalırsa ve çocuğun uymamışsa geçirin bakalım kaliteli bir saat diyorum. Sonrası vicdan azabı...

Birden yıllar öncesine döndüm. Hayatımın ilk on yılında annem çalışan bir kadın olmasına rağmen çok sosyal ve bizimle ilgilenmek için vakti olan bir kadındı. Sonra göç ve zor yıllar... Daha çok çalışmak zorundaydı. Annem hala içi burkularak analatır. Göç ettiğimiz yılın eylül ayı olmalı ki ben okula giden çocukları görünce" Anne, biz bir daha okumayacağız mı" demişim o çocuk aklımla. Varın annemin halini düşünün. Annemi bir hafta görmediğimi biliyorum. Geç saatlere kadar çalışıp sabah erkenden çıkıyordu. Sabah çıkmadan önce okulumuzun nasıl geçtiğini soruyordu. Herşeyi anlatmaya çalışıyorduk ama uyku tatlı geliyordu. Konuşmanın ortasında tekrar uykuya dalıyorduk. 

Neyse biz okuduk. Sözün tam anlamıyla kariyer sahibi birer genç kadın olduk kızkardeşimle ikimiz. 

Peki neler feda edildi? 

Şimdi 7 aylık bir kızım var. Annemin nelerden vazgeçtiğini şimdi anlıyorum. Ya ben... 

Yıllar öncesinin o küçük kızını unutup savrulabilirmiyim hayat karmaşasında...

Zaman gösterecek. 

 
Toplam blog
: 31
: 4056
Kayıt tarihi
: 24.09.06
 
 

1979 doğumlu. İstanbul Üniversitesi Kimya Bölümü ve İstanbul Üniversitesi Kimya Öğretmeniği Tezsi..