Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Eğitim
 

Çocuğumu okula göndermek istemiyorum!

Çocuğumu okula göndermek istemiyorum!
 

Alıntı


Bugün veli toplantısındaydım. Toplantının konusu SBS sınavları ve genel bir değerlendirmeydi. Toplantıda çocuklarımıza nasıl davranmalıyız, neler yapmalıyız gibi konuların slaytlı gösterimi yapıldı. İzlediğimiz bu slaytta ise, konuların arasına serpiştirilmiş kaderinize isyan etmeyin türünde vurgulamalar vardı ki; “tüm bunların uzman görüşü olduğunu” da belirtmeden geçemedi öğretmenimiz. Yaklaşık on beş kadının katıldığı toplantıda ise ben dahil sadece dört tane velinin başı açıktı. İçlerinde bir veli vardı ki; gayet agresif bir biçimde okulda erkek çocukların kızına cinsel tacizde bulunduğunu ima ediyordu açıkça ve erkek çocuk annelerine, çocuklarına sahip çıkma konusunda uyarılar yapıyordu. Bu ne biçim bir bakış açısıydı. Daha üçüncü sınıfta bile, hepimizin zamanında yaptığı çocukça şakaları “etek kaldırma gibi” aşırı ciddiye alan ve nerdeyse erkek çocukların sürgün edilmesini isteyen bu kadın, karşısındaki çocukları tecavüzcü Çoşkun yerine koyuyordu bir nevi. Velinin biri çıktı ve tüm suç erkeklerin mi, siz de kızlarınıza sahip çıkın dedi, haklı olarak. Sesi kesti. Bu neydi böyle? Ne yani erkek çocuklar kız çocuklarla hiç konuşmayacak mıydı? Daha altıncı sınıfta olan, yeni yeni ergenlik dönemine giren ve zaten ergenlik döneminin sıkıntılarını yoğun biçimde yaşayan çocuklarımızı kafese mi koymalıydık.

Gelelim öğretmene. Sınıf öğretmeni olan din dersi hocası, toplantı sırasında çocuklarımızın yanında sihir gibi, büyü gibi kelimeleri kullanmamız gerektiğini, bu tür konuşmalardan çocukların çok etkilendiğini, ruh çağırma seanslarından filan söz ettiğini, bu yaştaki çocukların bunları konuşuyor olmasının sakıncalı olduğunu, söyledi. “Hocam bizim konuşmamıza gerek yok, televizyonda hepsini görüp izliyorlar zaten” deyince, çocuklarımızı bu tür yayınları yapan kanallardan uzak tutmamız gerektiğini, onun yerine STV izletilmesini önerdi bazı programların adını vererek. Konu anlaşılmıştı. Ardından ise sihir yoksa da bu tür şeyler var aslında, cin büyü falan demeye başladı. Haydiiii. Gel de bozdur şimdi.

Hocam dedim; biraz önce sihirden, büyüden, kaf dağından bahseden kitaplar okutmayın, bu tür yayınları yapan kanallar izlemeyin diyordunuz ama şimdi yaptığınıza bakın. Bu biraz önce söylediğinizle çelişmiyor mu? Bu ne biçim iş dedim. Ama kuranda var, biz de çocuklara bunu öğretmek zorundayız, dedi. Ne cini ya dedim? Ne cini? Bunları mı öğretiyorsunuz siz okulda çocuklarımıza…

Şimdi durun ve düşünün. Bir kere Din Dersi öğretmeninin sınıf öğretmeni yapılması ne kadar doğru. Din dersi öğretmeni dini öğretir.

Bu anlamda, önemli donatılar gerektiren sınıf öğretmenliğinde ne verebilir, ne denli yardımcı olabilir çocuklara?

Eğitim ve öğretimde ne amaçlanıyor?

Eğitim kimlerin elinde?

Tehlikenin farkında mıyız?

Ne kadar farkındayız?

Bir zamanlar imam hatip liseleri tartışılan bu ülkede, okulların can alıcı noktalarına, “müdür gibi, sınıf öğretmenliği gibi, yönetim gibi” kadrolarına imamlar mı yerleştirildi? Dünya ülkeleri uzayı tartışırken ve bize teknoloji pazarlarken ve gelir dağılımının adaletsizliği ortada iken, çocuklarımıza kaderine isyan etmemesi gerektiğini öğreten bu sistem “velilere de payını alıyor tabii bu arada” neyi hedefliyor?

Böyle bir eğitim ve öğretim sisteminde çocuğumun zekası köreltiliyor. Bu sistemde çocuğum “sabah dershane, öğlen okul, yetmedi evde ödev” derken yarış atına döndürülüyor. Bir taraftan sihir, büyü gibi kelimelerin kullanılmamasını öğütleyen ve STV ye yönlendiren öğretmen; diğer taraftan, sizin hasta olan ve tıptan çare bulamayan yakınınız olmadı mı? hiç diyerek, başından geçen bir olayı anlatıyor ve cin denilen mahlukun kuranda var olduğunu ama herkesin bu işi çözemediğini, internetten bile muska yapılıp gönderildiğini ama herkese güvenilmeyeceğini, bu işi iyi yapanların aranıp bulunması gerektiğini söylüyor. Ve bunu bir öğretmen söylüyor. Sınıf öğretmeni söylüyor.

Tehlikenin farkında mısınız?

Çocuklarımız zehirleniyor farkında mısınız?

Şimdi bütün okullar imamhatip olmuş farkında mısınız?

İşte tüm bu nedenlerden dolayı ben çocuğumu okula göndermek istemiyorum artık. Böyle bir ülkede yaşamakta istemiyorum. Anlıyor musunuz?

Ya siz? Sizler? …

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..