Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzman Psikolog Ebru Zorlutuna

http://blog.milliyet.com.tr/ebruzorlutuna

17 Ekim '17

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Çocuğunuz Okuldan Eve Geldiğinde Heyecanla Karşılayın

Çocuğunuz Okuldan Eve Geldiğinde Heyecanla Karşılayın
 

Her anne-baba çocuğu eve geldiğinde gününün nasıl geçtiğini merak eder. Çocuğunun eve mutlu ya da mutsuz gelmesi her anne-babayı derinden etkiler. Öğretmenleri iletişim defterinde gün içerisindeki süreçleri not etse de çocuğun tepkileri her şeyden önemlidir. Anne-babalar çocuklarını anaokuluna gönderdiklerinde çoğunlukla suçluluk hisseder. Acaba daha erken miydi? Bir yıl daha gitmese miydi? Okula yazdırmakla hata mı yaptım? Gibi sorular durmak bilmez. Çocuğunuz okula başladıktan sonra artık bu sorular yerine bundan sonra neler yapılacağı düşünülmelidir. Çünkü düşünceleriniz davranışlarınıza yansır. Çocuğunuz da davranışlarınızdan etkilenip okula uyumu zorlaşabilir. Bu süreçte her çocuğun okula alışmasının farklı olabileceği de unutulmamalıdır. 

Çocuğunuz anaokuluna başladı. Oryantasyon sürecini bitirdi. Tam gün okula geçiş yaptı. Anne-babalar ilk zamanlar okulda neler yaptığını merak edip okulu arayabiliyorlar. Kaygılı ve kendini suçlu hisseden anne-babalar bunu daha çok yapmaktadır. Bazı anne-babalar ise okulda fotoğraf ya da video çekmelerini isteyebiliyorlar. Bunların hepsi ilk zamanlar normal tepkilerdir. Güven duygusu oluşana kadar hepsi doğaldır. Özelikle yemek konusunda bu daha çok yaşanmaktadır. Okulda arkadaşlarıyla birlikte evde yemediği yemeği yiyince anne-babalar pek inanmamaktadır. Öğretmenin yazdığı iletişim defterinde şunları yedi diye gördüğünde kuşku duyabilmektedir. Bu aşamada yemek yeme sürecinin videoya alınması anne-babanın bu sürece tanık olmasını sağlıyor. Genellikle anne-babalar çok şaşırmakla birlikte “iyi ki anaokuluna başlamış” diyorlar.

Anaokulundan eve gelen çocuk heyecanla beklenmektedir. Çocuğunu heyecanla bekleyen anne-babanın olması çok güzel bir duygudur. Anne-babanın okuldan gelen çocuğuyla ilgilenmesi çok önemlidir. Bunun yanında bazı anne-babalar ise abartılı tepkilerde bulunmaktadırlar. Örneğin; okulda aç kalmıştır diye, en sevdiği yiyecekleri yapma gibi. Çocuğunun rutinini bozmak dengesini de bozabilir. 2-3 gün abartılı davranışlarda bulunup daha sonra bulunmadığınız da çocuğunuzun kafası karışabilmektedir. Evde en sevdiğim yemekler yapılıyor okula gitmeyeyim diye düşünebilmektedir. Çocuğunuzla tabii ki de ilgileneceksiniz ama bu rutininizi bozacaksınız anlamına gelmiyor. Bu yazıda çocuğunuz eve geldiğinde nasıl davranabileceğiniz anlatılacaktır.

Rutininizi bozmadan ilgili davranın.

Çocuğunuz okula başlaması hayat adına yeni bir uyum sürecidir. Bu süreçte çocukların yanında anne-babalarda çok heyecanlıdır. Özellikle ilk defa okul sürecini yaşayan anne-babalar nasıl davranacağını da bilemezler. Bazı anne-babalar çocukları savaştan dönmüş gibi davranabiliyorlar. Bütün gün aç kalsa da kalmasa da çocuğuna sorup en sevdiği yiyecekler yapılabiliyor. Bunlar abur-cubur da olsa razı oluyorlar. Bu süreçte evde istediği yiyeceklerin yapıldığını gören çocuk okulda yememeye devam etme davranışı gösterebiliyor. Nasılsa evde istediği yiyeceklerin yapılacağını biliyor. Çocuğuyla günde 15-20 dk oynayan aileler okula başlama sürecinde saatlerce oynayabiliyorlar. Alıştıktan sonra eski düzene geri dönebiliyorlar. Çocuklarda bu süreci dikkatlice gözlemleyerek ona göre davranıyorlar. Okula gitmek istememe davranışları burada tekrardan başlayabiliyor.

Okula başladığı ilk günlerde çocuğunuzla ilgilenin, gününün nasıl geçtiğini sorun, sarın, sarmalayın ama rutinini bozmayın. Evdeki rutininiz neyse devam etsin. Akşam yemeklerinde ne yapılacağına kim karar veriyorsa yine o versin. Çocuğunuzun düzeni nasılsa onunla devam etsin. Çocuğunuzun düzeni okula başladı diye bozuluyorsa evdeki kazanımlarını düşünüp okula uyumu gecikecektir. Anne-babanın da davranışları da bir süre sonra değişeceği için size de tekrar uyum sorunu yaşayacaktır.

İlk zamanlardaki kadar ilgili, her istediğini yapan, izin veren, sınır koymayan olarak gördüğü anne-babasına karşı öfkeli davranışlarda bulunabilmektedir. Çocuğunun bu tepkileri de son derece normal olacaktır. Çocuğunuzun rutinini bozduğunuz da ne okula alışır ne de sizin yeni tepkilerinize uyum sağlar. Kısa vadede hoşuna gitse de eski tepkilerinize geri döndüğünüzde ne yapacağını bilemez. Rutini bozmadan dengeli bir yaşam sürün.

Çocuğunuzu heyecanla karşılayın.

Rutini bozmadan ilerlerken eve gelen çocuğunuza nasıl davranmalısınız? Çocuğunuzla birlikte ortak kavuşma yeriniz olan evinize ilk girdiğinizde özlem giderilme sahneleri yaşanır. Şimdiye kadar bu kadar ayrı kalabilmeniz bile bir mucizedir. Önceleri belki nine-dedelerinin yanında olsa da artık yeni insanların arasında kendini var etme çabasındadır. Çocuk içinde anne içinde hiç kolay bir süreç değildir. Sarılmalar ve öpmelerle özlem giderildikten sonra ev rutininize geçebilirsiniz. Çocuğunuza gününün nasıl geçtiğini sorabilirsiniz ya da o sizi görür görmez başlar anlatmaya. Her çocuğun okulda yaşadıklarını anlatacak diye bir kural yoktur. Çocuğunuza sormanıza rağmen hiçbir şey anlatmayabilir. Çocuğunuza sormanıza rağmen hiçbir şey anlatmıyorsa gününüzü anlatmayı deneyebilirsiniz. Eşinizle birbirinize gününüzü anlattığınızı gözlemlesin. Çocuğunuzu okuldan aldığınızda bir nefes almasına izin verin. Daha sonra siz anlatmaya başlayın. Bazı çocuklar bu süreçte anne-babasını susturup anlatmaya başlıyorlar. Bir diğeri ise iletişim defterini okurken birkaç şey sorabilirsiniz?  “Bugün fasulye yemişsin. Bu çok iyi. Okulda yemek yemen beni çok mutlu ediyor.” Diyebilirsiniz. Belki bir şeyler anlatmak isteyebilir. Bazı çocuklardan “hayır yemedim” cevabını da alabilirsiniz.

Oyunlarda çok işe yarayabiliyor. Bir kutunun içine top atma oyunu oynayabilirsiniz. Öncelikle anne-baba olarak siz başlatabilirsiniz. Her topu attığınızda o gün yaptıklarınızla ilgili bir şey söyleyip atabilirsiniz.  Çocuğunuza da oynayabileceğini söyleyebilirsiniz. Çoğu çocuk anne-babasıyla oynamayı sever. Böylece o da gün içinde yaptığı bir şeyi söyleyebilir. Bu oyun yöntemini de deneyebilirsiniz.

Resim tekniği de çok işe yaramaktadır. Aile olarak hepiniz işte ve okulda sizi en mutlu eden şeyi çizebilirsiniz. Çocuğunuz resim yapmak istemiyorsa hamurla da kendini ifade edebilir. “Bugünün rengi olsa ne olurdu?” diye evde o rengi bulup tutabilirsiniz. Bugünün neden o renk olduğunu da anlatabilirsiniz. Öncelikle siz anlatın daha sonra ona sıra gelmesini sağlayın.

Uyku zamanında da okula giden bir çocukla ilgili güzel bir masal da anlatabilirsiniz. Masalın sonunu o da tamamlayabilir. Çoğu çocuk uyku öncesi sohbet etmeyi sever. Bunları bir-kaç gün yapıp sonuç almayı beklemeyin. Evinizin rutini haline getirebilirsiniz. Anlatması için asla zorlamayın. Eve geldiğinde hesap sorar gibi yapmayın.

Bir öğrencim her gün eve geldiğinde robot gibi gün içinde yaptıklarını söylemek zorunda hissediyordu. Anne, her gün o kadar sormuş ve söylemesi için zorlamıştı. Bir gün eve gidince neler yapıyorsun diye sorduğumda, “anneme hemen neler yaptığımı anlatıp, oyun oynuyorum” demişti. Annene bir şeyler anlatmak güzel bir şey mi diye sorduğumda “hayır çok sıkıcı, robot gibi demişti”. Böyle de olmamalı. İçinde duygu barındırmayan paylaşımlar çocuğu mutlu etmemektedir. Çocuklar, anne-babanın merakı için bir şeyler anlatmak zorunda değildir. Her çocuk anlatacak diye de bir şey yoktur. Bazı çocuklar okulu kendi özelinde tutup anlatmak istemiyorlar. Okulu yaşadım bitirdim diye düşünebiliyorlar. Bütün gün zaten ev sürecini merak edip, özlemle geldiği için okulla ilgili çok konuşmak istemeyebiliyorlar. Koşa koşa eve gelip oyuncaklarıyla oynayıp, anne-babasının yanında olup, günün geri kalanını yaşamak istiyorlar. Çocukları da bu konuda anlamak gerektiğini düşünüyorum. Sizin doğru tutumlarınızla çocuğunuzun paylaşımları da artacaktır. Bu süreçte ne çok sorgulayıcı ne de ilgisiz yaklaşmayın.

Çocuğunuzun okulda öğrendiklerini evde size öğretmesini isteyebilirsiniz. Okulda her öğrendiğini ya da yaptığını sizinle yapamayabilir. Ancak ona çok hoşuna giden ve benimle yapmak istediğin bir şey olursa bana öğretebilirsin diyebilirsiniz. Mutlaka yıl içinde sizinle de oynamak ya da denemek istediği birkaç etkinlik olacaktır.

Önerileri denemekle başlayabilirsiniz. Her öneriyi aynı gün yapmamaya özen gösterin. Çocuğunuzu yormamaya ya da bezdirmemeye dikkat edin. Günlük rutininize aldığınız bir oyun ya da etkinlik olursa çocuğunuz da sizinle birlikte paylaşımda bulunmaktan haz duyacaktır.

Önemli olan çocuğunuzun okula uyumudur. Çünkü orası çocuklar için düzenlenmiş, akranlarıyla birlikte olduğu ve onu geleceğe hazırlayan özel yerdir. Ebeveyn bunun farkında olduğunda çocuğu okuldan en yüksek faydayı sağlayacaktır. Hiçbir çocuk tehlikeli görülen, durmadan sorgulanan ya da öğretmeni ile korkutulan bir yere gitmek istemez. Okullar asla anne babaların alternatifi değildir. Gerçek bir tamamlayıcıdır. Çünkü hiç bir ev anaokulu imkânlarını çocuğuna sunamaz. Hiçbir okulda evin ortamını okulda yaratamaz.

 

 

 

 
Toplam blog
: 44
: 451
Kayıt tarihi
: 07.04.17
 
 

  Psikoloji Lisans ve Yüksek Lisans eğitimlerini Maltepe Üniversitesinde tamamlamıştır.  Çalışma ha..