Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzman Psikolog Ebru Zorlutuna

http://blog.milliyet.com.tr/ebruzorlutuna

04 Aralık '17

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Çocuğunuzun Duygusal Büyümesine İzin Verin!

Çocuğunuzun Duygusal Büyümesine İzin Verin!
 

Çocuklar, özerkliğini 0-3 yaş döneminde kazanırlar. Bu yaş döneminde kazanılmayan özerlik duygusu ileriki yaşlarda problem olarak kendini gösterir. 4-5 yaşına gelmiş hala okula başlayamayan çocuklara tanık olabilirsiniz. Özerkliğini fiziken sağlasa da duygusal olarak sağlayamayan bu çocuklar anneden kopmakta da güçlük çekerler. 0-3 yaş döneminde çocuklar bağımsızlığını kazanmalıdır. Özerkliği için fırsat verilmeyen çocuklar annelerine bağımlı, pasif ve özsaygısı düşük yetişirler.

2 yaşla birlikte çocuklar güçlü ve bağımsız olmak isterler. Her şeyi kendileri yapmak ve anne babaları üzerinde hâkimiyet kurma girişimindedirler. Bu yaş çocukları en çok ilgi çekme, bağımsız olma ve onay alma ihtiyacı duyarlar. Çocukların davranışlarına karşı ailelerin birçok tutumu olabilir. Cezalandırma, aşırı koruma ya da anneye bağımlı yetiştirme vb. 

Çocuklar her düştüğünde anne babanın kaldırması ya da her sıkıntı yaşadığında anne babanın koşması duygusal büyümeyi geciktirebilir. Bu dönemde kendi yarasını tedavi edebilmesi ya da baş edebileceği kadar sıkıntıyla karşı karşıya bırakmak yaşama hazırlık açısından önemlidir. Çocuğunuzun hayatını gereğinden fazla kolaylaştırıcı hale getirmek ileride o kadar zorlanacağı anlamına gelmektedir.

Korumacı anneler özerklik duygusunu engeller.

Korumacı annelerin çocuklarına baktığımızda özerklik duygusunun henüz kazanılmadığını görürüz. Çünkü çocuğun keşfetmesine, anneden ayrı hareket edilmesine, başarmasına, dolapları, çekmeceleri karıştırmasına, bir yerlere tırmanmasına izin verilmeyebilir. Kaygılı annelerin çocuklarında da bunlar çok sık görülür. Bu durumu göbek bağı kesilmiş olsa da duygusal bağı kesilmemiş anne ve çocuklar olarak ifade edebiliriz.

3 yaşına gelip annesini bir an olsun yanından ayırmayan çocuklara tanık olmuşsunuzdur. Bebekler doğduklarında pasif ve bakan kişiye bağımlıdırlar. Büyümeye başladıkça bedeninin sürekli geliştiğini fark ederek bağımsızlaşmaya başlar. İlk bağımsızlaşmasını emeklemeyle tadarlar. Artık pasif rolünden aktif rolüne geçmişlerdir. İstediği yere emekleyerek gidebilmekte ve keşfedebilmektedir. Bu gelişime yürüme de eklendiğinde fiziksel bağımsızlığını daha da keşfetmeye başlar. Bu süreçte evde birçok yeri kurcalamaya başlar. Merak duygusuyla dolapların içini, çekmeceleri, farklı ev aletlerini deneyerek keşfederler. Bu yaş döneminde kısıtlanan çocukların özerkliği sekteye uğramaktadır. Merak ve araştırma duygusunun önüne bariyer örülmektedir.

Anne ya da çocuğa bakan kişi “sen benden ayrı bir bireysin” mesajını vermelidir. Yapabileceği şeylerde kendi yapması yönünde teşvik etmelidir. Ayakkabısını giyeceği yaşta hızlı olsun diye anne giydirmemelidir. Etrafı kirletiyor diye ya da doymuyor diye yedirilmemelidir. Çocukların girişimleri ve istekleri fark edilmelidir. Engelleyici tutumlarla yaklaşılmamalıdır.

Çocuğunuzun duygusal büyümesine izin verin.

Meme emzirmeyi uzmanlar 2 yaş civarında kesmeyi önerirler. Çocuğun bedenini annesinden ayırabilmesi de özerkliği için önemlidir. Memeyi uzun süre emen çocuklarda anneye karşı bağımlılık ve ayrışamama görülür. Çocuğun artık kendini doyurabileceğini, çatalı kaşığı kullanabileceğini ve bağımsız bir birey olduğunu anlaması gerekir. Bu aşamada kimin kimden ayrılamadığı iyi incelenmelidir. Çocukların 0-3 yaş döneminde kendi otonom ve özerklik yaşamına geçmiş olması gerekmektedir. Çocuğuna hala bebek gibi davranan ve o mesajı veren anneler bağımlı bir çocuk yetiştirirler.

Özerklik, büyümekten çok daha fazlasını ifade eder. Bazı şeyleri kendi yapabilmesi ve yaptıkça kendine güvenmesi, tek başına hareket edebilmesi ve düşünebilmesi bu dönemde kazanılmaktadır. Çocuklar, özerkleşerek başkasına bağımlı olmadan karar alabileceklerini deneyimlerler. “Hayır” diyebilmenin özgürlüğünü yaşarlar.  

Çocuklarınızın özerkliğini nasıl geliştirebilirsiniz?

Çocuk yetiştirmenin en temel yapı taşı, çocuğunuza güvenmek ve bunu hissettirebilmektir. Küçük yaşlarda çocuğunuzun girişimlerini desteklemeniz, teşvik etmeniz ve engel olmamanız oldukça önemlidir. Başarısından çok çabasını takdir etmelisiniz. Gündelik hayatta çocukların özerkliğini geliştirdiği birçok faaliyet olduğu unutulmaktadır. Ayakkabılarını, montunu ya da giysilerini giymesi için izin veren aileler azınlıktadır. Çünkü hızlıca yetişilmesi gereken yerler vardır. Aslında çocuklar için her gün rutin bir fırsatı varken hızlı ve düzgün olması için engellenmektedirler. Bir süre sonra da çocuklar annelerinden istemektedirler. Nedeni ise çok yavaş giymesi, geç kalınması, sabredilememesi, yapamayacağının düşünülmesi ve kıyamama vb. Çocuk için katkısı olmayan ama yetişkinlerin hayatını kolaylaştıran her gün yaşanan rutinler.  

Çocuğunuz 0-3 yaşında ya da 3 yaşını çoktan geçmişse de her gün gerçekleştirmesi gereken rutinler sağlayın. Çoğu çocuk rutinlerini unutacağı için yılmadan hatırlatın. Onun yerine yapmayın. O zamana kadar onun yerine yaptığınız rutinlerin değişmesi kolay olmayacaktır. Annenin sabretmesi oldukça önemlidir. Çoğu anne sıkılıp kendi gerçekleştirebiliyor. Bu süreçte anne babanın tutumu oldukça önemlidir.

Sihirli cümle “bunu kendin yapabilirsin”.

Çocuğunuz için her şeyi yapmaktansa bu kısa ama etkili cümleyi kullanın. “Anne, meyve suyuma pipetimi tak!”, “Bunu çöpe at”, “Boyamama yardım et”, “o çocuğa adını sor”, “yemeğimi yedir” gibi anlarda bu etkili cümleyi defalarca kullanabilirsiniz. Önceden kendi yapabileceği birçok şeyi onun adına yapmış olabilirsiniz. Bunu fark etmeniz bile bir ilerlemedir. 0-3 yaş döneminde çocuklar zaten birçok şeyi kendi yapmak isterler. Girişimde bulunurlar, merak ederler ve keşfederler. 3 yaşa kadar birçok girişimi engellenmişse çocuk bunun normal olduğunu algılamaktadır. Anaokullarında elleri masanın altında yemeği önünde bekleyen birçok çocuk görürüz. Eller altta bekliyorsa biliriz ki evde anne ya da ona bakan kişi tarafından yediriliyordur. Hâlbuki bebeklik döneminde çocuklar kaşık kullanmaktan çok keyif alırlar. Yaş büyüdükçe kendi yemesi yönünde teşvik edilen çocukların çoğu yeme problemi yaşamamaktadır. Unutmayın, özerklik sağlanamamış çocuk kendini bireysel olarak var etmekte zorlanır. Bağımlı bir çocuk yetişir. İleride de bağımlı ilişkiler kurar. Sevgilisine ya da eşine de bağımlı bir hayat sürer.

Takıntılarınıza göre çocuk yetiştirmeyin.

Genellikle dökülmesin, kirlenmesin ya da bozulmasın gibi nedenler de özerklik duygusunu engellemektedir. Bunun yanında “ya çocuğun başına bir şey gelirse” gibi kaygılı ve takıntılı düşünceler çocuğun kendini var etme sürecini olumsuz etkiliyor. Annenin duygusal süreci, eşiyle arasındaki problemler ve kendini yalnız hissetmesi çocuğunun üzerine fazla düşmesine neden oluyor. Bunun altında birçok dinamik olabiliyor. Buna benzer bir süreç yaşıyorsanız bir uzmandan yardım almanız sizin ve çocuğunuzun duygusal süreci açısından önemlidir.

Kendi kararlarını almasını sağlayın.

Küçük yaşlarda özerkliğini kazananmış çocuklar ileriki yaşlarda inisiyatif almakta çok zorlanmaktadır. Başkaları tarafından yönetilen, kendi fikirlerini ortaya koyamayan ve birileri bir şey demeden hareket edemeyen biri olurlar. Öncellikle bireyselleşme ve ayrışma yaşayamazlar. Daha sonra da ikili ilişkilerinde bunu yaşarlar.

Çocuk gelişiminde anneye güvenli bağlanma kadar ayrışma ve bireyselleşme de önemlidir. İlişkilerimizi bu iki faktör belirlemektedir. Bağlanma ve ayrışma süreciniz diğer insanlarla ilişkilerinizin prototipidir. Anaokulundan başlayıp liseye, meslek seçiminize, iş hayatınıza, evlilik hayatınıza hatta çocuğunuzla ilişkinize kadar uzanmaktadır.

Her çocuk güvenli bir kucaktan sonra güvenle ayrışabilmeyi ister…

 

 

 
Toplam blog
: 44
: 451
Kayıt tarihi
: 07.04.17
 
 

  Psikoloji Lisans ve Yüksek Lisans eğitimlerini Maltepe Üniversitesinde tamamlamıştır.  Çalışma ha..