Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '11

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Çocuk da yaparım kariyer de

Çocuk da yaparım kariyer de
 

İki Karpuz Bir Koltuğa Sığar mı?


Madalyonun iki yüzü var aslında : Çocuk mu? Kariyer mi?

“Birini seçmem gerekmiyor ki, ikisini de yaparım” dediğinizi duyar gibiyim. Yaparsınız tabii. Milyonlarca kadının yaptığı gibi. Fakat gerçekte ne kadar kolay bu işi yapmak? Şarkıdaki gibi “çocuk da yaparım kariyer de” deyince hakkıyla yapabiliyor muyuz acaba her ikisini de? Hem lâyıkıyla… Hem de birini yaparken aklımız diğerinde kalmadan.

Gerçek hayat, Nil’in şarkılarındaki kadar toz pembe mi?

Her şeyi tek başımıza, kimseye ihtiyaç duymadan yapabilmeye gücümüz yetiyor mu mesela?

“Tek taşımı kendim aldım, tek başıma kendim yaptım” diye yalnızlığımızla daha ne kadar başbaşa kalmayı düşünüyoruz? En önemlisi de bunu yaparken gerçekten mutlu muyuz?

Yoksa bir yanımız hep boş mu? Sıcacık battaniye altında film seyrederken, eşimize sarılmayı tercih etmez miyiz onun yerini peluş oyuncaklarla doldurmaya çalışmak yerine?

Yalnız başımıza, evlenmeden, çoluk çocuğa karışmadan, sadece işimiz ve kariyerimizde geldiğimiz noktadan mutlu muyuz gerçekten? Yoksa mutluy“muş gibi mi yapıyoruz” belki de farkında bile olmadan?

Kariyer basamaklarını başarıyla tırmanmak hayatı ertelemeye değiyor mu?

O basamakları tırmanmanın bize verdiği gücün, aslında erkeklerin ürktüğü bir şey olduğunun, onları bizden uzak tuttuğunun farkına varamadık mı hâlâ?

Erkeklerin güçlü, ama bir yanıyla ihtiyaç duyulan, erkekliğini kendine hissettiren kadınlarla birlikte oldukları gerçeğine kulaklarımızı mı tıkadık?

Üniversiteden mezun olur olmaz, hatta mezun olmadan atılmadık mı iş hayatına?

Belki de evlenip çoluk çocuğa karışma hayaliniz olmadı hiç.

Yalnızdınız; yalnız olduğunuz için daha çok çalıştınız.

Çalıştıkça güçlenip güçlendikçe daha da yalnız kaldınız.

Kendinizi işinize adadınız. Birlikte geçirebileceğiniz kimse olmadığı için haftasonları bile anlamını yitirdi belki sizin için.

Sendrom şöyle dursun, pazartesi günlerini sever oldunuz. Zaman geçiyordu çünkü işyerindeyken. En azından ofis ortamı kalabalıktı. Yalnız olmuyordunuz soğuk, kimsenin sizi beklemediği, soluk alan başka birinin olmadığı evinizdeki gibi.

Peki hayata tek başına göğüs gerebilen kadınların yaşamlarına yalnız devam ettiğini ne zamana kadar görmezden geleceğiz?

En kötüsü, çocuk sahibi olmayı ne zamana kadar erteleyeceğiz?

Yıllar sonra emekli olduğumuzda… Geriye dönüp baktığımızda…

Kucağımızda sarıldığımız peluş oyuncaklarımız, beslediğimiz evcil hayvanlarımız yerine eşimiz ve çocuğumuz olmasını tercih etmez miyiz?

Bir de madalyonun öbür yüzü var…

Bir yandan kariyerimize odaklanıp terfi basamaklarını birer birer çıkmaya çalışırken, evliliğimizde istediğimiz mutluluğu yakalayıp çocuklarımızla gerektiği gibi/yeterince ilgilenebiliyor muyuz acaba?

İşten yorgun argın eve döndüğümüzde çocuğumuzla oynadığımız evcilik oyunu yetiyor mu ona/bize?

Onun yanında olamadığımız zamanların acısını, ona aldığımız hediyelerle çıkarabiliyor muyuz gerçekten?

Yoksa çoğunlukla o büyüyüp yetişkin olurken bizler sadece onun büyümesine seyirci mi kalıyoruz?

Gerekçemiz hazır nasıl olsa: Ona iyi birer gelecek sağlamak için bu kadar yoğun çalışıyoruz.

Peki ileride “onun” bize ayıracağı zamanı olmadığında, evden uçtuğunda içimiz cız etmeyecek mi?

“Onlar için” çalışırken onlardan uzak olmak ne kadar iyi olabilir ki?

Hadi söyleyin bakalım: Yazı mı, tura mı?

Belki de sadece “her koyun kendi bacağından”.

İkisinin arasında seçim yapamayanlardanım ben de. En azından henüz. Ve diyorum ki...

Çocuk da Yaparım, Kariyer de!

Yani... İnşallah...

En azından elimden geleni yapacağım. Çalışan bir hamile olduğum ve doğuma az kaldığı hesaba katılırsa, düşündüm de bunu belki birlikte görebilme imkanımız vardır sizlerle.

Demem o ki Hoşgeldiniz Umutsuz İş Kadınının köşesine. Köşeme...

http://umutsuziskadini.com/

https://twitter.com/#!/UmutsuzIsKadini

 

 
Toplam blog
: 83
: 1446
Kayıt tarihi
: 03.10.11
 
 

Uzun yıllar plazalarda dirsek çürütmüş, son yıllarda refahı evden çalışmakta bulmuş ikiz kız anne..