Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '14

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Çocuk deyip geçmeyin!

Çocuk deyip geçmeyin!
 

Bütün ebeveynlere ve ebeveyn adaylarına şiddetle tavsiye ettiğim bir kitap ve yazar.(Çocuk Deyip Geçmeyin-Adem Güneş) Bundan 21 ay kadar önce bebeğimiz olacağını öğrendiğimizde başladı bizimde telaşımız, endişelerimiz, kaygılarımız. Aklımızda onlarca soru işareti. Nasıl çocuk yetiştireceğiz? İyi birer anne baba olabilecek miyiz? Bebeğimizi hayata nasıl hazırlayacağız? gibi gibi… Cevap tabi ki, araştırarak, okuyarak, öğrenerek ve kendimizi geliştirerek. Araştırmalara göre üç ayrı ebeveyn tipi vardır: Birincisi, kendi anne babasından gördüğü şekilde çocuk yetiştirenler, ikincisi kendi büyütülme şeklinden memnun olmadığı için anne babasının tam tersi davrananlar, üçüncüsü ise sürekli bu konuda okuyan, düşünen, kendini geliştiren anne babalardır. Hiç şüphesiz en makbul anne babalar üçüncü grupta olanlardır. Bana göre de en doğrusu budur çünkü bu gruptaki anne babaların yetiştirdiği çocuklar ileride daha mutlu, başarılı ve sağlıklı yetişkinler olurlar. Bizde kafamızdaki birçok soru işaretine bu şekilde cevap bulduk. Hayatımızda uygulamaya çalışıyoruz. Kulaktan dolma bilgilerle, klişelerle hareket etmedik. Ve okudukça görüyorum ki aslında doğru bildiğimiz o kadar çok yanlış var ki. Baskıyla, otoriteyle, korkutarak çocuklara bir şeyler yaptırmayı veya yaptırmamayı amaçlamak bence yapılan en büyük yanlış. Bu durumun sonucu olarak; agresif, içine kapanık, asosyal, aile içi iletişimi zayıf, evden uzak,  içindeki boşluğu veyahut mutsuzluğu başka şeylerle kapatmaya çalışan, kimseye güvenmeyen, kendini sevmeyen, duyarsız, narsist gibi bir çok kişilik bozuklukları sergileyen gençlere dönüşmekteler maalesef. Bizden doğmuş ama bize benzemeyen, farklı kişilikleri, istekleri, hayat görüşü olan bizden ayrı bir birey olduklarını iyi idrak etmek gerek. Bizimle aynı düşünce içerisinde değil diye öfkelenmek yerine saygı duymak, konuşmak, anlamak ve onu olduğu gibi kabul etmek bana göre en doğrusu.

Adem Güneş ‘in dediği gibi; çocuk ceza ile “adam” edilmez, ceza ile “adam edilmiş” çocuk ise adam olamaz. Çocuk, yetişkinden alacağı ceza korkusu ile değil, yetişkine duyduğu güven duygusu ile ancak insan olabilir. Çocuk terbiyesi demek çocuğa “davranış öğretmek” değil, ona “irade” kazandırmaktır ve kazandığı bu iradeyle de “doğru ve yanlış” seçimler yapabilmesi için ona kültürünü, değerlerini, din ve ahlak kurallarını öğretmek için rehberlik yapmak demektir. Çocuk kendisini zorla yataktan kaldıran, söylene söylene servise bindiren, odasını toplamadığı için aşağılayan, ödevler yüzünden her gün vaaz veren ebeveynine karşı bir süre sonra sağır olmakta, ne söylerse söylesin ebeveyn çocuğa tesir edemediğini görüyor. Hâlbuki çocuk ancak kendisini güven ve emniyet içinde hissettiğinde ebeveyn yanında duygu dünyasını geliştirir ve aidiyet hisseder. Çocuk, kendisini sözle inciten, tehditle aşağılayan ebeveyni ile aidiyet duygusu kuramaz. Böyle çocuklar ya dışarıda kendilerine güvenli bir liman arar ya da kendi duygu dünyalarını sevgiye ihtiyaç duymayacak kadar bastırırlar. Bu bir çocukluk dramıdır. Çocukluk döneminde duygularını bastırmayı öğrenmiş bir çocuk, yetişkinlik döneminde eşine ve çocuklarına karşı kendini bırakmışlık içinde sevgi veremez.

Eğer çocuklarınızın vefasız, hayırsız olmasını, anormal davranışlarda bulunmasını istemiyorsanız, onları sevin. Hem de çok sevin. Koşulsuz sevin ve bolca konuşun çünkü pedagogların yaptığı budur. Onlarla sadece konuşurlar ve anlamaya çalışırlar…

Sevgiyle kalın.

 

  

 
Kayıt tarihi
: 04.01.14
 
 

..