Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '09

 
Kategori
Dilbilim
 

Çocuk ve Dil

Çocuk ve Dil
 

Çocuğun dilsel gelişiminde annenin rolü


Gertrud Wyatt “anne-çocuk ilişkisi ve dil edinimi” adlı kitabında, çocuğun anadilini ediniminde annenin oynadığı rol ve çocuğun maruz kaldığı geçici kekemelik olgularını klinik deneylerle ele almaktadır. Wyatt’ın savunduğu en önemli nokta annenin günlük yaşamda kendi sosyal çevresinin dilini çocuğa ilk öğreten kişi olduğu ve anne çocuk arasında yaşanan iletişim sorunları ve özellikle duygusal sorunlar onun dilsel gelişimini olumsuz yönde etkilemekte olduğu ve bundan dolayı zaman zaman çocukta kekemelik sendromları yaşandığıdır. Yani diğer temel becerilerin öğrenilmesinde olduğu gibi sözün öğrenilmesi de çocuğun anne ile kurduğu ilişkilerden doğrudan etkilenir. Wyatt’a göre çocuğun dil edinimi, organizmanın gelişmesinin yanında bir modeli (anne) taklit ederek imitasyon süreciyle şekillenir. Anadilini öğrenim sürecinde, çocuğun sesleri ve kelimeleri taklit etmeye çalışmasında ona ilk model olan ve kelimelerin anlamı ve cümlelerin yapılarıyla çocuğun gerçekleştirdiği deneyimlere rehberlik yapan öncelikli kişi annedir.

Dil ediniminde anne ile çocuk arasındaki ilişkilerin oynadığı rol öksüzler yurdunda ve terk edilmiş çocukların kaldıkları yurtlarda yapılan çalışmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bu klinik çalışmalarda bu söz konusu yurtlarda kalan çocukların çoğunluğunda ciddi bir dilsel gecikmenin olduğu gözlemlenmiştir. Bu gecikmenin nedeni şu durumlara bağlı olabilir:

a- çocuğun öz annesini kaybetmesi;

b- çocuğun dünyaya geldiği ilk yıllarda onunla annesi arasında derin bir ayrılığın yaşanması;

c- çocuğun sürekli bir anne figüründen yoksun olması

Wyatt’ın kitabında bahsettiği klinik çalışmalara ve bu çalışmadan elde ettiği sonuca örnek olarak şu incelemeyi verebiliriz. Bu araştırmalar çocukları ve annelerini evlerinde gözlemlemek amacıyla sesli kayıtlar şeklinde yapılmış ve çocuğun bir kelimeyi (burada söz konusu olan ayakkabı kelimesidir) öğrenme aşaması gözlemlenmiştir. Çocuğun 9 ay 12 günden 22 ay 15 günlük oluncaya kadarki dönemdeki dilsel gelişimi incelenmeye çalışılmıştır. Bu gözlem ayakkabı kelimesinin sessel ve anlamsal boyutuyla ilgilidir. Bu zaman diliminde araştırmacılar çocuğun dil gelişimine annenin yaptığı katkıyı şu şekilde tespit etmişlerdir:

a- anne çocuğa sürekli sözel stimulasyon sağlar;

b- anne çocukla nesneleri isimlendirme oyunları oynar (anne ve çocuk bunların oyun olduğu bilincinde değildirler, özellikle oyun oynamak için oynamazlar);

c- anne çocuğun çıkardığı seslerde bilinçsiz olarak düzeltmeler yapar;

d- anne, çocuğu sürekli konuşmaya yönelik teşvik eder.

Bu çalışmayla çocuğun belli bir süre sonunda kelimeyi doğru şekilde telaffuz ettiği saptanmıştır.

Wyatt’ın kitabında üzerinde çalıştığı kahramanlardan biri olan Nana’nın dilsel gelişim sürecinde yaşadığı hikayesini şu şekilde özetleyebiliriz: Nana yaklaşık üç yaşında küçük bir kız çocuğudur. Annesinin Noel esnasında rahatsızlanması ve daha sonra annesinin çeşitli nedenlerle onu yalnız bırakması, onu bakıcı bir anneye teslim etmesi, Nana’nın babasından ayrı kalması, anne-babasının yurttan bir evlat edinme düşüncelerinin dillendirildiğini duyması onun (Nana) dil edinim sürecinde belli sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Nana kelimeleri telaffuz etmede güçlükler çekiyor, sürekli heceleri tekrarlıyor, yani dönemsel olarak ve aralıklarla (endişelerinin arttığı, annesinin yanında olmadığı dönemlerde) kekemelik sendromları yaşıyor. Anneye ulaşamama korkusu onun endişesini artırıyor. Nana’nın kekemelik sendromu yaşamasının nedenlerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:

a- babasının annesini götürmesinden korkması, anne figürünün olmamasının onu endişelendirmesi, onun kendi ihtiyaçlarını karşılamasında bir sıkıntı yaratacağından korkması,

b- yalnız olma korkusu ya da dışlanma (anne-babanın evlat edinme ile ilgili düşünceleri);

c- anne sevgisini kaybetme endişesi


Kısaca özetleyecek olursak, dil edinimi karşılıklı (anne-çocuk) imitasyonla ikili olarak bir model sayesinde öğrenilir. Yani anne çocuğa dil öğretiminde model olur. Anne-çocuk arasındaki ilişkinin kalitesi çocuğun dil gelişiminde son derece önemli bir rol oynar. Çok kalabalık ailelerde yetişen (dil öğrenme aşamasındaki) çocuk dilsel bozukluklar sergileyebilir. Çünkü anneyle iletişim kurma zamanı azalmıştır ve çocuk diğer bireylerin de ilgi alanı içerisindedir.

Bu konuda anne babaların daha bilinçli şekilde davranmaları, çocukların bu sorunlar yaşadıklarında duyarlı olmaları, Otto Jespersenin ifadesiyle öğrenim sürecinin en verimli olduğu ilk üç senenin (0-3 yaş) çocuklar açısından daha sorunsuz geçirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır.

Kaynak:

WYATT, GERTRUD L. La Relation Mère-Enfant et l'Acquisition du Langage.
Bruxelles, Charles Dessart, Editeur, 1973. 424p. br. ISBN : 2-87009-001-3..

OTTO, JESPERSEN, Language and its origins

 
Toplam blog
: 8
: 4541
Kayıt tarihi
: 17.05.08
 
 

1977 doğumlu olan yazar lisans eğitimini 1999 yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim..