Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '10

 
Kategori
Eğitim
 

Çocuk Yetiştirmek Görevdir

Çocuk Yetiştirmek Görevdir
 

Çocukları Sevelim Koruyalım


Eğitim “bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istenilen yönde( eğitimin amaçlarına uygun ) değişme meydana getirme sürecidir.” Bu tanıma göre;

Eğitim bir süreçtir. Eğitim sürecinde, bireyin davranışlarının istenilen yönde değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Davranışlarındaki değişme kasıtlı olarak gerçekleştirilmektedir. Eğitim sürecinde bireyin kendi yaşantıları esastır. Tanımdanda anlaşılacağı üzere eğitim bireyin davranışlarının istendik yönde değiştirilme sürecidir. Peki biz nasıl eğitiyoruz. Bizim eğitim deyince eğitim sadece okullarda verildiğine karşı kalıplaşmış önyargılarımız var. Oysa Eğitim yaşam boyu devam eder ve her yerde yapılabilir. ilk önce kendi çocuklarımızdan başlamalyılız işe. Çocuk eğitimi toplumumuzda bireyden bireye değişiyor. Modern eğitim yöntemlerini kullanarak gelişim psikolojisini ve öğrenme psikolojisini baz alarak çocuklarını eğiten insanlarımız var olduğu gibi çocuğu doğurup bırakan insanlarımızda var. Doğurmak bir marifet değil aslında. Önemli olan o doğurduğu çocuğu yetiştirmek büyütmek. Bir ailenin en önemli görevi bu olması gerekir. Çocuğu topluma faydalı hale getirmek. Locke İnsan zihnin doğduğunda 'boş bir levha' (Tabula rasa) olduğunu söyler. Yani çocuğu nasıl yetiştirisen çocuk öyle yetişir. Ne şekil verirsen o şekli alır. Bu durumda anne ve babayı birer sanatçı gibi düşünün. Ellerinde ki eseri (Çocuk) onlar yetiştirecek ve onları temsil edecektir. Çocuğu vatansever olarak yetiştirisen iyi bir vatansever olur ama çocuğu vatan haini oalrak yetiştirisen de vatan haini olup çıkar.

Tabii ki sonraki yaşantılarla bu düzelir fikir değişebilir ama unutulmaması gereken bir şey var ki çocuğun gelişiminde çocukluk çok önemlidir. Kritik dönemdir. İstanbul'dan Ankara'ya gitmek için bir doğu arabasına bindim. Akşama doğru arkadan bir çocuk daha 3 veya 4 yaşında Kürtçe bir şarkı söylüyor. Gayet doğal karşıladım tabii. Doğu arabasında İngilizce bir şarkı söylemesini bekleyemezdim ya. Ta ki sözleri anlamlandırıncaya kadar. Gerilla roj baş diyordu. Daha 3 yaşında bir çocuk. Anne ve babası ona aferin diyerek gülerek pekiştiriyor. Bu durumda 5 yaşında olduğunu tahmin ettiğim bir diğer kardeşi terör örgütünün marşı diye nitelendirilen şarkıyı söylemeye başlıyor. 5 yaşında daha.

Geriye döndüm. Önce merhaba falan sonra asıl soru Babaya sordum: - Yeşil kart kullanıyor musun. -Evet. -Devletten kömür yardımı alıyor musun? -Evet çocuk yardımı alıyor musun? -Evet -Elektrik faturalarına yetiyordur herhalde bu -Yok elektrik kaçak fazla gelmiyor -Peki niye hala devleti sevmiyorsunuz elektrik kaçak yardımlar kömürler sağlık bedava daha ne istiyorsunuz? Ne istediklerini o da bilmiyor inanın.

Bir örnek daha vermek istiyorum. 4 yıllık üniversite hayatımda birini gözlemledim. Terör örgütüne sempati duyuyordu. Benim babam memur onun babası mütahitti. Ben Öğrenim Bursu aldım o ise Başbakanlık. Yüksek lisansta da aynı kişi ile aynı yerde okuduk o yine başbakanlık ben yine öğrenim. Devletini milletine gönül bağıyla bağlanmış biriyim. Şöyle düşündüm acaba devlet bu (yani ben) nasıl olsa kurtarılmış diğerlerini de kurtaralım mı diyordu. Devletin onca yaptıklarını göz ardı etmeyin. Çocuklarınızı devletinizi milletinizi sevdirerek yetiştirin sevin bağlanın. Saygılarımla

 
Toplam blog
: 12
: 849
Kayıt tarihi
: 02.02.09
 
 

1980 Gaziantep doğumluyum. Konya Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümünü bitirdim. Aynı dal üzerinde yüks..