Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '12

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Çocuk yetiştirmekte denge...

Çocuk yetiştirmekte denge...
 

Çocuk yetiştirme konusunda en önemli şey, çocuğun ona mutlak sevgiyle davranmadığınızı anlamasıdır. Gerçi anne ve baba olarak siz bu şekilde davranmak istersiniz, ancak sevgi ve çocuğun talepleri arasında, çocuğun yararına olacak şekilde bir denge kurmanız gerekir ve çocuk, ona bu anlayışla davrandığınızı anlamalıdır. Eğer ona bu şekilde davranırsanız, iki veya üç yaşındaki çocuk, bir şekilde, bilinçaltından, sizin davranış biçiminizi algılayacaktır; aynı yavru bir hayvanla büyük bir hayvan arasında olduğu gibi. Bu davranış biçimi, spontan bir sevgi hissinden kaynaklanmaz, yorgunluğa veya mutluluğa bağlı değildir, sadece çocuğun düzgün gelişimine yöneliktir. Eğer sizin sevgi hissiniz otoriter olma hissiyle dengedeyse, çocuğa ve onun yararına daima objektif bir bakış açısından bakıyorsanız, o zaman çocuk da bunu o şekilde algılayacaktır.

Çocuğun egoist arzuları çok büyüktür ve sizin de egoist arzularınız vardır. Çocuğun sizin sevginize olan ihtiyacı çok fazladır ve sizin de onu sevmeye ihtiyacınız vardır. Bir tarafta, hiçbir şey tarafından sınırlanmamış, sonsuz sevginin yaklaşımı vardır. Diğer tarafta, sınırlama ve kontrole dayanan bir yaklaşım vardır. Dolayısıyla, bu iki yaklaşım biçimi karşılıklı olarak birbirine paralel gittiğinde ve birbiriyle düzgün şekilde etkileştiğinde, sizden bebeğe geçer, bebek de sizin bu düzgün davranışınızı algılar, küçük bir algılayıcı aygıt gibi sizi düzgün şekilde “yakalar”.

Eğer bu dengeli yaklaşımı bir bebekte veya daha büyük bir çocukta canlandırırsanız, o zaman çocuğu, aynı davranış biçimlerini size bağlı olarak kendi içinde bulmaya mecbur bırakırsınız. Siz bu yöntemi kullandığınızda, “Şimdi bana bu şekilde davranıyorsun ve şimdi şu şekilde davranıyorsun. Neden böyle? Dengede olmayan bir şey var sanki. Bu şekil… Şu şekil…” diye çocuk fark eder. Zaman içinde, isteksizce olsa da, size bakmaya başlar ve böylece çocuk eğitilir. Onu adeta iki dizginle yönlendirirsiniz. Çocuk, kullandığınız bu iki dizginin ne olduğunu anlamaya, kendini idare etmeye başlar ve her şeyin bir nedeni olduğunu anlar. Çocuğun eğitimini bu dengeli yaklaşım oluşturur. Ancak, bunun için önce ebeveynlerin eğitilmesi gerekir.

Çocuk yetiştirmedeki esas nokta, çocuğun kendini yetiştirmesi ve bir sonraki adımı kendi başına belirlemesi için çocuğu hazırlamaktır.  Eğer çocuğu bu şekilde alıştırırsanız, bunu yapacaktır. Çocuk bu içsel eğilimlere sahiptir. Bu iki yaklaşım arasındaki davranış sistemini oluşturması gerekir.

Peki, eğer kişi çocuğunu seviyorsa, ona nasıl objektif olarak davranabilir? İşte, tam da sevgiyi oluşturan şey budur: çocuğu doğru şekilde biçimlendirmeyi istemek. Sevgi başka neden oluşabilir ki? Ona her an, her şeyi vermekten mi? Bundan daha kötü bir şey yoktur. Bunun olumsuz sonuçlarını ve çocuklara verdiği zararı çevremizde görebiliriz.

“Çocuğu sevmek” demek, kişinin, davranışını sevgi ve otoriterlik arasında ayırması, birinin diğerine göre karşıtlığını doğru şekilde dengelemesi demektir. Çocuğun yararına olacak şekilde, ikisi arasında bir denge oluşturmasıdır.

Yetişkin kişinin küçük bir çocuğa karşı davranışı, çok ciddi, çok zor ve çok güçlü bir duruştur. Sürekli bir özdenetim gerektirir; bu da ilk önce yetişkin kişinin kendini yetiştirmesi gerekir demektir. Kişi ne yapması gerektiğini anlamalıdır.

Bir ebeveyn olarak kendinizi değiştirmeden, çocukla hiçbir şey yapamazsınız; bilakis ona zarar verirsiniz. Onunla konuşmak için bir içsel modeliniz olmalı ve bu model iki yaklaşımın karşılıklı ilişkisine dair doğru bir dengeye sahip olmalı. Sevginin ve otoritenin birbiriyle olan düzgün ilişkisi, öncelikle sizin içinize yerleşmiş olmalı. Öyle ki o zaman egonuz bu duruma karışmaz ve siz egonuzun üzerine çıkarak çocuğa yaklaşırsınız.

 

 

  

 
Toplam blog
: 78
: 427
Kayıt tarihi
: 01.11.11
 
 

Yaşam yolculuğu hepimizi farklı duraklarda indiriyor. Bu duraklara varmak için çeşitli eğitimler ..