Çocukken bahçemizde bir ağaç vardı

O değil de;

3 yaşındaki bebeye, ‘Gerilir gerilir sana bi çakarım’ diyen baba! Bence sen git bulabildiğin en yüksek tepeden kendini kuş olarak hayal edip süzülerek aşağı bırak…

O değil de;

Bir şarkı var aklımda…

Sana öyle hasretim ki/bir çabam yok varam diye/yandım amman susuzluktan/içmiyorum haram diye/bana cansın gönlüme yar/nasıl tatlı özlemin var/dolaştırsan diyar diyar/bir gün demem aman diye/gözüm sende gönlüm sende/ben yok oldum artık bende/çağırsan da gel desen de/inan gelmem ferman diye…

O değil de;

Fransızca hakkında ne düşünürsünüz? Temsil; Mireille Mathieu’yu hatırlıyorsunuz dimi? Bayılırdım sesine ama şarkıyı söylerken hep çok zorlandığını düşünürdüm. Fransızca en zor dil gibi gelirdi. ))) Aslında hala da öyle geliyor.

O değil de;

Bugün yine sınav vardı. Ne saçma bu sınavlar. Kapıda bekleyen velileri gördüm de içim burkuldu. İnsanların bütün hayatının aptal sınavlara bağlanması kadar saçma birşey olamaz!

O değil de;

Ekmeği dilimlemekten aciz bıçak elimi kestiğinde çok hüzünleniyorum. İşte o an bıçak elimi kesmekle kalmıyor, kalbimde derin ve tamiri imkansız yaralar açıyor.

O değil de;

Çocukken bahçemizde bir ağaç vardı. Ne ağacı bilmiyorum ama üzerinde çok güzel çiçek açardı. Çok severdim o çiçeği. Yıllar sonra bugün tesadüfen yine bahçemizde onu gördüm. İnanılmaz mutlu oldum. Sanki çocukluğumu yakaladım.

O değil de;

Dolmakalem reklamında gördüm. Adamlar, ‘Yazmak bir eylemdir’ demiş. Daha ne desinler!

O değil de;

İyi bayramlar…