Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çocuklar, deniz ve ben...

Çocuklar, deniz ve ben...
 

Bodrum’a geldik geleli 2 kere denize girebildim. Krizden sonra da doktor yasakladı, ben yalvarınca da kendini ıslata ıslata, yavaş yavaş girebilirsin demek zorunda kaldı.

Biz de dün akşamüstü 16.30 civarı indik denize, söylemesi ayıp, bizim sokaktan iniyorsun karşında deniz, kuruluyorsun:)

Sessiz, çoluk çocuktan uzak bir yer seçtik, yayıldık. Aman ne yer seçermişiz meğer.

Yan tarafa tipik bir Türk ailesi geldi. Anne-baba ve 2 yaşlarında bir çocuk.

Bizim huyumuzdur, çocuk ısrarla denize sokulur, bağırıp ağlar, çığlıklar atar, istemez, ama kimse de bunu umursamaz. Aynı bu durum. Çocuğun ciğerleri patlayacak bağırmaktan. Anne hala, hop hop sokup duruyor. E kardeşim, deniz oldukça soğuk, ben bile giremiyorum, o çocuğa yazık değil mi? Niye çocuğun istekleri dinlenmez ki…

Benim dik dik bakışlarımdan ürktü galiba, çıkardı çocuğu. Çocuk bu sefer şezlongda ağlamaya başladı. Belli ki uykusu var. Ama inat, anne hop hop oynatmaya çalışıyor. Neyse, sonunda akıl etti de uyuttu çocuğu, biz de bir oh çektik. Ama erken çekmişiz.

Denize girelim dedik, ben yaklaşık yarım saat cebelleştikten sonra giremeyeceğime karar verdim. Su o kadar soğuk ki anlatamam, hava oysa 40 derece civarında… Zaten deniz de de 3-5 kişi var cesur yürek olarak…Çıktım, benim şezlongta küçük bir çocuk oturuyor. Şezlonga uzandım, ama gitmeye niyeti yok, sohbet etmekte kararlı. Hayır bir de ne dediğini anlasam:)

Yemeğimizi paylaştı, bolca sohbet etti… Ama ben biraz uzanıp gözlerimi kapamak istiyorum. ”Çocuğum, annenler nerde, hadi git istersen yanlarına…” dedim. Neyse biraz ısrarla gitti. Bir deniz denemesi daha, ıııh su çoook soğuk. Tam çıkacağım iki küçük çocuk daha girdi yanımızdan denize, ve dibimde başladı ayak çırpmaya, bütün su bana tabii:)) O da benle sohbet çabalarında. Yanımdan ayrılmıyor, gözümün içine bakıyor. Aileler ilgilenmiyor sanırım, çocuklar muhabbete ve ilgiye aç:) Islandım, bari denize gireyim dedim, su göbeğime değince vazgeçiyorum, çok soğuk gerçekten.

Bizde sahille denizin birleştiği noktaya oturduk. Alıştıkça otura otura aşağı kaymaya başladım, bir baktım tamamen girmişim suya:)) Bir iyi geldi ki…

Bir de bizim insanımız da şu var, çocuk denize girer. Başlar bağırmaya… ”Anne, baba”. Anne-baba ilgilenmez. Bir daha bağırır, bir daha bir daha… Be annesi babası, bir baksanız ölür müsünüz? Bütün plaj bakıyor da siz niye bakmıyorsunuz?

Okuyan da çocuk sevmediğimi düşünecek, tam tersi, benim tepkim ailelere…

Neyse, 1-2 saat sonra toparlanıp eve döndük. Bu arada bizim kedi ooooolllluumm fena dayak yemiş geçen gün sokakta, evde hapis şimdi. Gerçi sıcaktan onun da pek niyeti yok çıkmaya ama… Nolucak bu sıcakların hali ya. Dayanılır gibi değil…

Eve geldik, ben işe koyuldum. Hatırla Sevgili izlendi, tekrar iş, ve gece 3 gibi yatak… Sabaha kadar klimayla savaş. Açıyorum, çok esiyor, üşüyorum, kapatıyorum. Bu sefer de sıcak oluyor. Böylece 15' er dakikalık aralarla klima ile ilgilendim. Uyku sıfır gibi bir şey…

İşi merak etmişsiniz, bir kitap için editörlük yapıyorum. Ama kitap adı vs. gizli şu anda, iş bitince açıklarım burada…

Şimdi denize gidiyorum, ev çok fena çünkü…

Not: Hayvan haklarıyla ilgileniyorsanız ve yüreğinizde hayvan sevgisi varsa size bir site tavsiye edeceğim, ayrıca faaliyetlerini de sayfamda sık sık duyuracağım sizlere

 
Toplam blog
: 33
: 830
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yağmurlu bir 30 Ekim günü açmışım gözlerimi, biraz aceleciymişim ki 7 aylık doğmuşum:) Sonrasında hi..