Çocuklar boş mermilerle değil, çocuk bahçesinde oynamalı

Saldırganın eşinin sözleri inandırıcı gelmiyor. İftara atıldığı doğru olsa da bu onları haklı mı çıkarıyor? Tek görgü tanığı da mı iftira atıyor. Üzerinde amcaoğlunun cesediyle kanlar içinde, 20 dk mermi yağmurunda… Düşünmesi bile korkunç.

Bugün işyerimdeki odada bulunan akvaryumun hava filtresi temizlik sırasında yerinden oynamış. Personelimizden bir arkadaş telaşla balıkların hepsinin suyun üstünde yüzdüğünü, iki tanesinin de en altta hareketsiz kaldığını söyledi.

Hepimiz odaya gittik, filtreyi düzelttik ancak; balıkların hepsi sersemlemişti, yüzemiyorlardı. Bir arkadaş gömlek kollunu sıyırdığı gibi süzgeci akvaryuma daldırdı. Önce altta hareketsiz duran balıkları filtreye yakın tutarak kurtarmaya çalıştı. İki tane bembeyaz balığımız ölmüştü. Bu arada aşağıda yüzemeyen bir balık, yukarı çıkmaya çalışırken akvaryumdaki taş parçalarının üstünde hareketsiz kaldı, Onu kurtarmak için öyle telaşlandık ki aynı yöntemle süzgece alarak biraz daha hava kabarcığı olan tarafta tuttuk. Bir yandan da diğer balıkları kontrol ettik, minicik bir balığın da taşların üzerinde hareketsiz kaldığını gördük. Onu da diğer balığın yanına bıraktık. Tam elli dakika onları yaşatmaya çalıştık.

Sonuçta üç balığımız öldü ama yerde hareketsiz kalan bu iki balığı kurtardık. Suya serbest bıraktığımızda, balıklar hava filtresine doğru yüzdüler. İnanın hepimiz çığlık attık, yaşıyorlar diye. Düşünebiliyor musunuz? Balıklarda canlı varlıklar, onlarında son ana kadar yaşam hakları var.

Bu olayın ardından hepimiz Mazıdağı’ndaki vahşeti düşündük. Biz dört kişi ufacık balıkların yaşamaları için neler yaptık. Ölen minicik yavru bebeler, onlara süt veren analar, babalar nasıl kalleşçe öldürüldüler?

Aklım alamıyor ve asla hiçbir nedeni beynim kabul etmiyor. Bu vahşetin bir açıklaması var mı? Olabilir mi? Hangi neden bu sekiz katili haklı görür.

Ölen kişilerin arasında tamamen olayla ilgisi olmayan köy imamı daha da acı veriyor bana. Bugün namaz kıldırdığı 43 kişi ile birlikte öldürülen köy imamı, 24 yaşındaki Hacı Kazım Ozan, memleketi Beypazarı'nda yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı törenle gözyaşları arasında toprağa verildi. Ailesine Allah sabır versin.

Cenaze namazını kıldıran Dünyanın cinnet hali baskısı altında olduğunu anlatan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, insanların kalplerinin katılaştığını söyledi. Gerçekten yüreklerimizde merhamet kalmadı. Bu olay karşısında toplumun önde gelen gelen insanlarının ciddi olarak düşünmesinin ve köklü çözümler bulmasının zamanı geldi.

Binlerce yıllık yapı yıkılmalı; yapıcı kararlar alınarak, yöre insanı aydınlatılarak, geride kalan onlarca öksüz ve yetim çocuğa sahip çıkılarak, eğitim ön planda tutularak bu işlem yapılmalı.

İki gündür basından izliyoruz. Küçük bebeler ne olduğunu bilmedikleri mezarların başında annelerini, ablalarını arıyorlar. Onların yeri orası değil ki!

Bu çocuklar mezar önlerinde olmamalı, onların yerleri göremedikleri çocuk parkları olmalı, Çocuk yuvalarında oyuncaklar arasında büyümeliler.

Türkiye bu acıyı hemen unutmamalı. Devlet, sivil toplum örgütleri, duyarlı vatandaşlar… hepimiz elimizden geleni yapmalıyız.

İnanın, Mardin’de halen çığlıklar göğe yükseliyor. Acılar paylaşıldıkça azalacaktır.