Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof Dr İrfan Serdar Arda

http://blog.milliyet.com.tr/driserdararda

27 Nisan '15

 
Kategori
Çocuk Sağlığı
 

Çocuklarda hidronefroz (böbrek büyümesi) - 2 (Tanı ve tedavi)

Çocuklarda hidronefroz (böbrek büyümesi) - 2 (Tanı ve tedavi)
 

Çocuklarda hidronefrozun tedavisi ciddiyeti ve nedenine bağlı olarak değişiklik gösterir..


Günümüzde gebelik sırasında ultrasonografi yaygın olarak kullanıldığından, doğumsal genişlemelerin hemen tamamı bebek henüz doğmadan önce tanımlanabilmektedir. Erken dönemde tanı konmamış hidronefrozun en önemli bulgusu ise idrar yolu enfeksiyonudur. Bu nedenle, yineleyen idrar yolu enfeksiyonu öyküsü olan çocuklar, mutlaka olası bir hidronefroz açısından araştırılmalıdır.


Ultrasonografi, hidronefrozun tanımlanmasında  en sık olarak kullanılan tanı yöntemidir. Böbrek pelvisinin ön-arka çapının ölçümü ile elde edilen değerler genişlemenin ciddiyeti hakkında bilgi verir. Anne karnındayken bu çap 4 mm.ye dek olağan sınırlardadır. Bunun üzerindeki ölçümler patolojik  değerlerdir. Doğumdan sonra ise, 5 mm.nin üzeri patolojik olarak kabul edilir. Eğer bu genişleme 6-10 mm arasındaysa "hafif" (evre 1), 11-15 mm arasındaysa "orta" (evre 2), 16-20 mm arasındaysa "ileri" (evre 3) ve 21 mm üzerindeyse "aşırı" (evre 4) genişleme olarak tanımlanır. Böbrek işlevi ve üetero-pelvik darlığı saptamak için  sintigrafik inceleme, böbrek reflüsünü saptamak için ise işeme sistoüretrografisi (voiding sistoüretrografi)  yapılmalıdır.


Gebelik sırasında saptanan hafif  genişlemelerin önemli bir kısmı doğumdan sonra kaybolur. Doğumdan hemen sonra ilk günlerde ultrasonografi yapılması doğru değildir. Eğer anne karnında saptanan genişleme iki taraflı ve ileri derecede değilse, doğumdan sonra en az bir hafta geçmesi beklenmelidir. Eğer birinci haftada yapılan ultrasonografide de genişleme varsa, o zaman belli aralıklarla yapılacak ultrasonografiler ile bu genişleme izlenmelidir. 10 mm.ye dek olan genişleme için (uzun zaman içerisinde kaybolmama ve idrar yolu enfeksiyonu geçirme dışında) ultrasonografiden başka herhangi bir görüntüleme yöntemine gerek yoktur. Diğer durumlarda ise (iki taraflı genişleme, üreterde genişleme saptanması, anne karnındayken mesane ya da üretrada sorun saptanması), işeme sistoüretrografisi ve diüretikli böbrek sintigrafisi ile varolan patoloji tanımlanmalıdır. Böbrekler doğumdan sonra da işlevsel gelişimlerini sürdürdüklerinden, bir zorunluluk yoksa (tek böbrekli olma, ileri derecede hidronefroz, ultrasonografide böbrekte skar dokusu görülmesi), sintigrafinin altıncı haftadan sonra yapılması daha uygundur. İşeme sistoüretrografisi ise, idrar yolu enfeksiyonu olmadığı sürece herhangi bir zamanda yapılabilir. Eğer hidronefroz daha ileri yaşlarda saptanmışsa, o zaman nedeni saptamak için gerekli olan tüm görüntüleme işlemleri yapılmalıdır.


Hidronefrozda genişlemenin büyüklüğü, böbrekte işlev yitimi olup olmaması, izlem sırasında koruyucu antibiyotik kullanımına  karşın idrar yolu enfeksiyonu olup olmaması, tek ya da iki taraflı olup olmaması ya da tek böbrekli olma gibi tüm etmenler uygulanacak tedavi yaklaşımını doğrudan etkiler. Evre 1 ve 2’de izlem genellikle yeterlidir. İzlemde yapılması gerekenler şunlardır: İlk bir yaş içerisinde üç aylık aralar ile ultrasonografi, yılda bir kez böbrek sintigrafisi, eğer gerekiyorsa işeme sistoüretrografisi ve koruyucu antibiyotik kullanımı. Koruyucu antibiyotik, idrar yolu enfeksiyonuna en sık olarak neden olan bakterilere yönelik bilinen bir antibiyotiğin, yarı dozda ve uzun süre kullanılmasıdır. Hidronefroz olan bir çocukta enfeksiyon istenmeyen bir durumdur. Bu nedenle, ateşli her durumda, olsun ya da olmasın mutlaka idrar yolu enfeksiyonu da araştırılmalıdır. Eğer enfeksiyon oluşmuyor ve böbrek işlevinde de bir yitim yoksa bu izlem 3-5 yaşa dek sürdürülebilir. Böbrek işlevini bozmayan hidronefrozun yaşam boyu herhangi bir cerrahi girişim yapılmaksızın kalabileceği bilinmelidir.


Evre 3 ya da 4’de ise nedene yönelik olarak tedavi planlanmalıdır. İki taraflı ve ciddi işlev yitimi olmadıkça, ilk bir yıl içerisinde cerrahi girişim yapılması gerekmeyebilir. Bu çocuklarda da başlangıçta aynen evre 1 ve 2’de olduğu gibi ancak daha sık aralıklarla izlem yapılmalıdır. Böbrek sintigrafisi daha erken yapılıp böbrek işlevi belirlenmelidir. Bu işlev % 30-35’in altında olmadığı sürece erken cerrahi girişime gerek yoktur. İki taraflı hidronefroz ve % 30’un altında işlev yitimi ile izlem sırasında antibiyotik kullanımına karşın enfeksiyon olan ya da sintigrafik izlemlerde % 5’den daha fazla işlev yitiminin saptandığı durumlarda ise cerrahi girişim öncelikli olarak düşünülmelidir. Mesaneden kaynaklanan hidronefroz için (nörojenik mesane) düzeltme amacıyla yapılabilecek çok şey yoktur. Üretrada oluşan tıkanıklıklara ise tanı konduğu anda girişim yapılmalıdır.


Sağlıklı günler dileklerimle.

 

Prof. Dr. İrfan Serdar ARDA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı

 

driserdararda@gmail.com

http://driserdararda.com

https://www.facebook.com/ArdaCocukCerrahisiSayfasi

https://twitter.com/drserdararda

https://tr.linkedin.com/in/isarda      

 
Toplam blog
: 59
: 16759
Kayıt tarihi
: 02.03.13
 
 

Prof. Dr., Çocuk Cerrahisi Uzmanı...   "Çocuk Cerrahisi", çocuklarda tedavisinde cerrahi yöntem g..