Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '14

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Çocuklarda Sorumluluk Bilincini Geliştirmek

Sevgili  anne-babalar“okula giderken evde yada eve geldiğinde okulda  mutlaka bir şeyini unutuyor”, “eve geldiğinde çantasını bir köşeye kıyafetlerini bir köşeye fırlatıyor”,  “odası sürekli dağınık, ne söylesem düzenlemiyor beni sürekli oyalıyor”, “akşam yemeği saati geldiği halde defalarca parktan çağırmak zorunda kalıyorum”, “kirli çamaşırlarını ısrarla yerde bırakıyor”, “ oyuncak sepeti karmakarışık, evin başka yerlerinden oyuncaklarının parçalarını toplamaktan bıktım”… dediğinizi  duyar  gibi  oluyorum. Bunlar çocuklarının sorumluluklarını yerine getirmediğinden şikayet eden ebeveynlerin cümlelerinden bazı örnekler . Peki  bunun  sorumlusu  kim? Çocuğun  sorumluluk  bilinci  gelişim  çok  küçük  yaşlardan  başlamalıdır.  Bu  konuda  geciktiğimiz  takdirde sorumluluk  sahibi  bir  birey  yetiştirmek  nerdeyse  imkansız  hale  gelir.  Bu  önemli  konuyu çocuk  psikoloğu Ela Kök ile  tartıştık.

Anne-babalar çocuklarında sorumluluk  bilinci  geliştirmeye  ne  zaman  ve nasıl  başlamalıdır?

Anne babaların  birincil yatırımı çocukları üzerinde şekillenir. Bağımsız  ve üretken bir yaşam kurmak için bir gün evden ayrılacak olan , sorumluluk sahibi, donanımlı bireyler yetiştirmek ve onların bunu yapabilmek için bir takım yetenekler geliştirmesine ve beceriler kazanmasına rehberlik etmek anne babaların öncelikli görevidir. Bu sürecin erken yaşta başlaması ve tutarlılıkla sürdürülmesi gerekir . Bu süreçte atılacak ilk adım SINIRLARIN BELİRLENMESİDİR.  Bunu yaparken çocuğa iletilen  mesajın açık ve net olduğundan emin olunması gerekir. Çocuğa “ bu odanın hali ne böyle” demek yerine   “odanı düzenli olarak toplamanı ve kirli çamaşırları banyodaki sepete atmanı istiyorum” demek çocuklan beklenen davranışı daha net olarak ortaya koyacaktır. Bunu defalarca denemek gerekir .

Çocuklar  neden sorumluluk kazanamıyor sizce?

Özetle çocuğa  ait  her işi  kendileri  üstleniyorlar diyebiliriz. Bu aşamadan sonraki ilk adım ise ebeveynin  kendisini durdurması olacaktır. Dağılmış ders kitaplarıyla karşılaşıldığında  anne-babaların verdiği ilk tepki muhtemelen onları üst üste koyup toparlamak olmaktadır fakat bunu yaparken çocuğa bir yandan şu mesaj verlilir:“ kitaplar ve tüm bu dağınıklık sana ait olsa da merak etme, ben senin yerine bunları yaparım” .Çocuğun  bu bilgiyi alarak işlemesi ve daha sonra davranışa dönüştürmesi tahmin edilenden çok daha kısa bir sürede geçekleşecektir. Kısaca ikinci aşama  DUR demeyi öğrenmekir.

Bundan sonraki aşamada ebeveynlere önerileriniz neler olacak? 

Üçüncü aşamada yaptırımlar devreye girecektir.  Ondan beklenilen davranışın gerçekleşmediği sürece sonuçlarının ne olacağı çocuğa bildirilmelidir. Anne-babalar  çocuğun bizzat bu sonuçla yüzleşmesine izin vererek başa çıkma stratejilerini güçlendirme fırsatı tanınmış olurlar. Örneğin resim dersi için gerekli gereçlerini evde unutan ya da ödevini not aldığı defterini okulda unutan çocuğun ertesi gün öğretmeni ile yaşayacağı sıkıntı ile kendinin baş etmesini sağlamak gerekir. Ya da  odasını toplamadan bilgisayar oyunu oynayamayacağı şeklinde sınırlar konulabilir.

Yani  tutarlılığın çok önemli  olduğunu  söylüyorsunuz  değil mi?

Kesinlikle  öyle, tüm bu aşamaları tutarlılıkla pes etmeden yerine getirmek gerekmektedir. Konulan sınırların esnemeyeceğini bilen çocuk şansını zorlama konusunda daha az ısrarcı olacaktır. Tabi ki ilk seferde tüm değişimin sağlanmasını beklemek  yersiz olmaktadır, belki defalarca sınırlardan bahsedilecek, bir çok kere kendi kendimize  “yapma” deyip bir takım olumsuzluklara tahammül etmek zorunda kalınacak  fakat  eninde sonunda bir gün çocuğun  kendiliğinden  odasını topladığını , tabağını masadan kaldırdığını  ya da ayakkabılarını ayakkabılığa koyduğunu fark edilecektir.

Çocuk  söylenen  görevleri  yapmaya  başlayınca anne-babalar  nasıl  bir  tutum  sergilemeli?

Bu aşamada çocukdaki küçük değişimleri sessizce izlemek yerine bu değişimin anne-babada  yarattığı duygudan onu haberdar etmek gerekmektedir. Davranışlarımız  hakkında olumlu geribildirimler almanın o davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını arttırdığı öğrenme kuramları açısından bilinen bir gerçek ise, odasını toparlamış ya da en azından çabalamış bir çocuğa “ bunu yapmış olman beni gerçekten çok mutlu etti ” demenin , kazanılmış bu becerinin çocukta kalıcı bir alışkanlık  haline gelmesi de kaçınılmaz olacaktır.

Çocuğun gelişim sürecinde anne babaların, çocuğun sorumluluklarına ortak olmak yerine rehber olmayı tercih etmesien  doğru  yaklaşım  olacak  sanırım

Evet  çok  doğru, özellikle okul ile ilgili görev ve sorumluluklarında anne babanın tek görevi çocuğa uygun koşulları sağlayıp, bu görev ve sorumlulukları onunla paylaşmak yerine takip etmek ve başarıları karşısında olumlu geri bildirimler vermektir. Çocuk  altı yaşından büyükse evle ilgili birtakım sorumluluklar dahi verilebilir. Çocuğun yaşı  ve kapasitesine uygun olarak bu sorumluluklar zamanla arttırılmalıdır. Küçük bir çocuk yemek masasına önceleri peçete götürürken büyüdükçe kaşık çatal koymayı, sonraki aşamada salata hazırlamayı bile öğrenebilir. Çocuğa bu tür fırsatları yaratmak ve ona izin vermek , onun yerine yapmaktan daha zorlayıcı bir süreç olsa da çocuğun yetişkinlik hayatında kendine güvenen ve yeten bir birey olması yolunda atılacak altın tohumlardır. Bu öğrenme sürecinde ödüller –cezalar ya da öğütlerle dolu bir ortam yaratmaktan çok  kazanılan her becerinin yetişkinlik yaşamında nasıl kullanacağını göstermek ve zaman içerisinde bağımsız, kendine yetebilen ve sorumluluk sahibi bir birey yetiştirmenin filizlerini görmek anne –baba olarak tarifsiz bir doyum sağlayacaktır.

Ünlü  Fransız yazar André  Gide’in  çok  güzel  bir  sözü  gedi  aklıma “Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.”

Gerçekten çok  güzel  bir  söz, verdiğiniz değerli  bilgiler  için çok  teşekkür  ederiz.

Kaynak:

http://www.doktoramcam.com/Makale/Detay/sorumluluk-sahibi-cocuk-yetistirmek/549

 

Bu  makale de  ilginizi çekebilir:

Göz Tembelliği

 

 
Toplam blog
: 374
: 1291
Kayıt tarihi
: 04.08.11
 
 

09.05.1970 tarihinde İstanbul’da doğdum. İlköğrenimimi Göztepe Yeşilbahar İlkokulu’nda yaparak 19..