Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof Dr İrfan Serdar Arda

http://blog.milliyet.com.tr/driserdararda

15 Eylül '14

 
Kategori
Çocuk Sağlığı
 

Çocuklarda üretero-pelvik darlık

Çocuklarda üretero-pelvik darlık
 

Günümüzde başta üretero-pelvik darlık olmak üzere birçok böbrek ve idrar yolları ile ilgili anormalliklerin tanısı anne karnındayken konabilmektedir.


Üretero-pelvik darlık (ÜPD) nedir?

İdrar, böbrek içinde bulunan kanallarda oluştuktan sonra atılarak pelvis olarak tanımlanan bölgede toplanır. Burada belli bir orana ulaştıktan sonra üreter olarak adlandırılan idrar kanalı aracılığı ile mesaneye (idrar kesesi) ulaşır. Pelvis ile üreterin birleşim noktası üreteropelvik bileşke olarak isimlendirilir. Üretero-pelvik darlık (ÜPD) burada oluşur. Darlık nedeniyle atılamayıp biriken idrar bir süre sonra pelvisin genişlemesine yol açar. Günlük dilde böbrek büyümesi olarak tanımlnana durum aslında budur. Büyüyen böbrek değil, oluşan darlık nedeniyle pelviste ortaya çıkan genişlemedir. Çocukluk çağında saptanan darlıkların çok büyük bir kısmı doğumsal bir nedenden kaynaklanır. Hastaların yaklaşık olarak % 70'inde sol böbrek etkilenmiştir. % 10 hastada her iki böbrekte de darlık olabilir. Bazı hastalarda darlığa aynı zamanda böbrek reflüsü (vezikoüreteral reflü) de eşlik edebilir.

 

Üretero-pelvik darlık ne gibi bulgular verir?

ÜPD çocukluk çağında doğumsal nedenli olduğundan hastaların büyük bir kısmı henüz anne karnındayken tanımlanabilir. Günümüzde hemen her merkezde gebelik izlemi sırasında rutin olarak ultrasonografi yapılmaktadır. Böbrek pelvisindeki genişleme gebeliğin 12. haftasından sonra saptanabilir. Bebeklik çağında karında saptanan kitlelerin yarısından fazlası böbrek kökenlidir. Anne karnında tanımlanamayan darlıklar daha sonradan karında kitle olarak ele gelir.

 

Çocuklarda yineleyen idrar yolu enfeksiyonlarının nedenlerinden biri de ÜPD olduğundan, eğer çocuk sık olarak enfeksiyon geçiriyorsa, mutlaka vezikoüreteral reflü ile birlikte olası bir darlık açısından da araştırılmalıdır. İleri yaşlarda ise bulgulardan biri de yan ağrısıdır. Özellikle bol sıvı alımı sonrasında idrar artmasına bağlı olarak pelvisin daha hızlı dolarak gerginleşmesi yan ağrısına neden olabilir. Tanısı geç konan ya da zamanında tedavi edilmeyen hastalarda ise zamanla böbrek işlevinde ciidi bir azalma ortaya çıkabilir.

 

Üretero-pelvik darlık tanısı nasıl konur?

Başlıca iki görüntüleme yöntemi ile kolaylıkla tanı konabilir. Bunlardan birincisi ultrasonografidir. Bu yöntem ile böbrek pelvisinin ön-arka çapı ölçülerek pelvisin genişliği belirlenir. Anne karnındayken üst sınır 4 mm.dir. Bebeklik çağında 0-5 mm olağan sınırlardır. 6-10 mm hafif, 11-15 mm orta, 16-20 mm ağır ve 20 mm üzeri de ileri derecede genişlemedir.

 

İkinci yöntem olan böbrek sintigrafisi ise böbreklerin çalışması hakkında bilgi veren bir görüntüleme yöntemidir. İdrar söktürücü (diüretik) verilerek yapılan bu incelemede, damar yolu ile verilip idrara geçen bir maddenin, belli bir zaman diliminde böbrekler tarafından alınıp mesaneye geçişi izlenir. Olağan koşullarda 20 dakikalık bir süre içerisinde, verilen maddenin böbreklerden temizlenmiş, yani mesaneye kadar inmiş olması gerekir. İşlem sırasında yapılan idrar söktürücüye karşın eğer boşalma tam olarak sağlanmıyorsa, darlık saptanmış olur.

 

Bunun dışında günümüzde kullanılabilecek yöntemlerden biri de magnetik rezonans ürografidir. Bu yöntem ile, böbrek ve idrar yollarının yapısı üç boyutlu olarak görüntülenebilir. İntravenöz pyelografi olarak bilinen ve damardan ilaç verildikten sonra böbreklerden atılması ve mesaneye geçişini gözlemek amacıyla belirli aralıklarla film alınarak gerçekleştirilen işlem ise günümüzde artık neredeyse terkedilmiştir.

 

Üretero-pelvik darlıkta tedavide nasıl bir yol izlenmelidir?

Hastaların yaşı, böbrek pelvisinin genişliği ve böbreğin işlevi uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesinde önemlidir. Anne karnında tanı konan hastaların izlenmesine henüz doğum olmadan önce başlanmalıdır. Bu amaçla hastaların bir Çocuk Cerrahisi merkezine yönlendirilmesi en doğru yaklaşımdır.

 

Doğumu izleyen 7-14 gün içerisinde yapılacak ultrasonografi ile geniş olan böbrek pelvisinin ön-arka çapı ölçülür. İlk iki ay içerisinde 15 günde bir yapılacak ultrasonografi ile bu genişlemenin artıp artmadığı izlenir. Eğer izlem sırasında genişleme artıyor ise ya da 10 mm ve üzerindeyse, böbrek işlevini saptamak amacıyla diüretikli böbrek sintigrafisi yapılmalıdır.

 

ÜPD tanısı alan ve böbrek pelvisi genişliği 10 mm.nin üzerinde olan hastalarda, düşük dozda koruyucu antibiyotik kullanılmalıdır. Yapılan ultrasonografik incelemelerde böbrek pelvisinin ön-arka çapının 15 mm ve üzerinde olması ya da sintigrafik incelemelerde böbrek işlevinin giderek azalması, tedavide cerrahi girişime gerek duyulduğunun işaretidir. İleri yaşlarda ise genellikle yan ağrısı ve tedaviye karşın yineleyen idrar yolu enfeksiyonları olan çocuklara cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi girişimde darlık çıkarılıp normal genişlikteki üreter daraltılan pelvise dikilir (pyeloplasti). Cerrahi yöntemin başarısı yüksektir. Ancak, eğer böbrek işlevinde bir azalma varsa bu genellikle geri dönmez.

 

Sağlıklı günler dileklerimle.

 

Prof. Dr. İrfan Serdar ARDA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı

 

driserdararda@gmail.com

http://driserdararda.com

https://www.facebook.com/ArdaCocukCerrahisiSayfasi

https://twitter.com/drserdararda

https://tr.linkedin.com/in/isarda      

 
 
Toplam blog
: 59
: 16759
Kayıt tarihi
: 02.03.13
 
 

Prof. Dr., Çocuk Cerrahisi Uzmanı...   "Çocuk Cerrahisi", çocuklarda tedavisinde cerrahi yöntem g..