Çocuklardaki göz parlamasına dikkat!

Çocuklardaki göz parlamasına dikkat! Çocukların gözlerindeki parlama, dijital fotoğraf makinesiyle çekildiğinde göz bebeğinde beyaz parlaklık veya gözlerdeki kaymalar göz tümörünün (retinoblastoma) habercisi olabilir. THY A.O. Teknik Başkanlık Mühendislik Müdürü Dr. Şeref Demirci, kızı Esra’da göz parlaması belirtisiyle ortaya çıkan Retinoblastoma (Göz tümörü) hastalığı ile ilgili tecrübesini paylaşıyor.

Retinoblastoma, göz küresinin arka kısmında bulunan, ışığı hisseden ve görme siniri aracılığıyla beyne görüntüleri gönderen retina kısmında gelişen bir kanser türüdür. Her yaşta olabilmekle birlikte çoğunlukla 5 yaşın altındaki çocuklarda görülür. En sık görüldüğü dönem doğumdan sonraki 3 yaşa kadardır. Yaklaşık 20000 doğumda bir görülen Retinoblastoma hastalığı tek (unilateral) veya iki gözde (bilateral) gelişebilir. Nadiren görüldüğü için fazla gündeme gelmeyen, ancak geç kalındığında, insanın dünyasını karartan, hatta ölümle sonuçlanan retinoblastoma hastalığı erken teşhis ve doğru tedaviyle % 90’a varan bir iyileşme oranına sahiptir. Retinoblastomalı hastalarda gözü kurtarmak için yapılan tedavide, kemoterapi, radyoterapi, radyo plak, kriyoterapi ya da lazer tedavisi uygulanmaktadır. Ne zaman ne ile karşılaşacağımızın garantisinin olmadığı hayatta, 2009 yılının Mart ayında kızımız 1, 5 yaşındayken, belli açılardan bakıldığında anlık görülebilen parlaklığın sadece göz sağlığını değil hayatını da tehdit eden bir tümör (retinoblastoma) olduğunu öğrenmemiz, bizi tarifi zor üzüntülü bir süreçle karşı karşıya bıraktı. Çocuğumuzun sağlığını düşünerek, dişlerini fırçalamasını öğretirken ya da yiyip içtiklerinin sağlıklı olmasına dikkat ederken, retinoblastoma gibi bir hastalıkla karşılaştığımızda aslında onunla ilgili bir çok şeyin kontrolümüz dışında olduğu duygusunu daha yakından yaşadık. Mücadele edilmesi oldukça zor olan bu hastalığa karşı yalnız olmadığımızı görmek ve Esra’nın hayata neşe ile bağlılığı bize güç verdi.

Kızımız Esra’nın tedavisini yürüten, Türkiye’de bu konudaki sayılı uzmanlardan ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden emekli Prof.Dr. Halit Pazarlı, retinoblastoma hastalığı ile ilgili şu açıklamayı yapıyor. “Bana kalırsa, göz hastalıklarının en korkuncu bu tümörlerdir. Çünkü çocuk daha hayatının başında her iki gözünü de kaybedebilir. Onun için ailenin, göz kaymaları ve göz bebeğindeki parıldamaları ciddiye alması lazım. Çocuk şikayetini dile getiremediği için tümör gelişme fırsatı bulur. Aileler ve doktorlar tümörü görmezler. Ayrıca retina tabakası ağrısız bir tabakadır, burada ağrı siniri değil görme siniri vardır. Mesela bir iğneyi retina tabakasına saplarsanız ağrı duymazsınız, sadece ışıklar çakar. Hasta ufacık bir çocuk olduğu için de gözünün görmediğini ve ışık çaktığını söyleyemez. Aileler çocuğun gözünde bir parıltı görür, genellikle göz bebeğinde sarı ve beyaz renkli bir parıldama olur, aileyi doktora yönlendiren belirti de budur. Bazen de çocuğun gözü kayar. Bu kayma, bir çok aile tarafından şaşılık gibi algılanır ve önemsenmez. Ancak incelendiğinde çoğu zaman karşımıza korkunç manzara çıkar. O nedenle her göz kaymasını masum sanmamak ve üzerine gitmek şart.”

Yaklaşık 10 aylık retinoblastoma tedavisinden sonra, 2010 yılının başında, Esra’nın bir gözündeki görme korunarak, hastalığı kontrol altına alındı. 2 ay arayla genel anestezi altında periyodik göz kontrollerini ve Retinoblastoma hastalarındaki ikincil bir tümör çıkma riskine karşı da onkoloji muayenelerini yaptırdık. Hastalığın tehlike boyutunun atlatılması ve tedavi sürecinin tamamlanmasının mutluluğunu yaşarken, Ağustos ayının başında iştahsızlık ve halsizlik şikayetlerinin ardından, tamamen farklı ve çok daha tehlikeli bir tümör olan Nöroblastoma hastalığı, biricik kızımız Esra’nın hayata veda etmesine sebep oldu. Doktorlar, erken teşhis için, tüm yeni doğan çocukların göz bebeklerinin bu ve benzeri hastalıklar yönünden göz doktoruna muayene ettirilmesini önemle önermektedirler. Sonraki sağlam çocuk muayenelerinde de, hiçbir şikayet olmasa bile bu göz kontrollerine devam edilmesi gerekmektedir. Bu ve benzeri amansız bir hastalığa hiçbir yavrumuzun yakalanmaması ve tüm hasta çocuklarımıza şifalar dileğiyle…

18.08.2007 -22.08.2010

Sevgilerimizle….