Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '10

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Çocuklardaki şiddet eğiliminin sebepleri

Çocuklardaki şiddet eğiliminin sebepleri
 

netten


Çocuk gelişiminde, siddete yol açtığını düşündüm silah’ın hiç bir halini sevmediğim gibi oyuncak halini de sevmiyorum. Ebeveyn olarak, bazen karşı koyamadığımızdan, bazen çocuğun ağlamasına kıyamadığımızdan, oyuncak silah alımına engel olamıyoruz.

Çocukların bilinç altında ne yazık ki bu oyuncak silahlar zamanla yer etmekte. Bizler, her ne kadar da yok canım, çocuk ne anlayacak diye düşünsek bile, belli bir süre sonra bu es geçtiğimiz konular bir bir önümüze geliyor.

Diyorum ki, oyuncak silahların üretimine son verilsin. Eldeki tüm oyuncak silahlar toplatılıp yok edilsin. Mesela hükümet de bir kanun çıkarsın ve oyuncak silahların üretiminede, satışınada son versin, yasaklasın. Yasak! Hükümet hangi birine yetişsin diye düşünecek olabilirsiniz. Aslında bu kökten çözüm olduğu için böyle düşündüm. Ebeveyler evde silah bulundurmaya devam ettiği sürece, hükümet oyuncak silah üretimini yasaklasa bile, bir şekilde çocuklar evdeki silahtan bile etkilenerek şiddet eğiliminde olacaktır zaten. Birde ebeveynler, ‘Eee nede olsa erkek çocuğu tabi silahla oynayacak kardeşim’ gibi söylemlerde olurlarsa bu eğilim daha da çok artacaktır.

Şimdi herkes diyecek ki ozaman şu silahlı filmde kaldırılsın ki, bence de kaldırılsın ya da çok geç saatlerde izletilsin. Ya da diyeceksiniz ki şiddet içeren çizgi filimler ne olacak, bana soracak olurlarsa lütfen o çizgi filmlerde kaldırılsın.

Şiddet içerikli filimler, çizgi filmler, bilgisayar oyunları, dergiler ve oyuncaklar. Bütün bunların bir çoğunda silah olmasa bile şiddet var. Ya uçan bir tekme, ya öldürücü bir silah ya da buna benzer savaşlar. Mümkün oduğunca izletmiyorum, almıyorum, izin vermiyorum diye söylemlerde bulunsak bile, tesedüfen izlenen filmlerden bile çocuklar çok etkilenmekte.

Kötü adam, iyi adam, dünyayı kurtaran adam. Özellikle bu tip filmlerin çocuklardaki sosyal gelişime kötü etkisinin olduğunu, hatta çocuklarımızın duyarsız hale geldiğini de görmekteyiz. Çocuk bir köşede oyun oynasın, sesi çıkmasın, aman dur bi işten geldim yorgunum, biraz da ben dinleneyim, bırak bırak karnı tok nasıl olsa gibi davranışlarımızın sonunda tepkisiz ve bilinçsiz çocuklar yetiştiriyoruz. Hayat da sadece kendilerinin olduğunu sanan bu çocuklar, gün geldiği zaman ne paylaşmayı biliyorlar ne de diğer yaşıtlarına veya büyüklerine karşı sevgi ve saygıyı öğreniyorlar. Ne yazık ki paylaşımcı toplum yerine asosyal çocuklar ve gençler oluşmasına sebep oluyoruz.

Çocukların saldırganlığının artmasına, diğer arkadaşlarına zarar vermesine, kolay yoldan herşeyi yapabileceklerini sanmalarına ve aslında tüm bu şiddete sahipken bile korkak çocuklar yetiştirilmesine sebep oluyoruz. Belki biraz ağır olacak ama ne yazık ki öldürücü bir gelecek yetiştiriyoruz.

Çocuklar iyide, kötüyü de gözlemleyerek, örnek alarak ve taklit ederek öğreniyorlar. Babam öyle yapmıştı bir kere bende yapacağım. Tabi bu bununlada kalmayıp çevredeki diğer insanları da taklit ediyorlar. Kimi zaman izledikleri bir film, okulda arkadaşına saldırganlık olarak geri dönüyor. Çünkü çocuk gözlemlediği şeyleri taklit ediyor aslında. Zararlı veya zararsız olduğunu şayet, uyarılmadıysa bilemiyor.

Hergün değişik bir haber okuyoruz. Daha geçen gün bir çocuk gerçek bir silahla iki çocuğu vurmuş. Şimdi kim suçlu dört yaşında bu silahı kullanan çocuk mu yoksa o silahı ortalıkta bırakan aile mi? Bütün hayatı boyunca bu çocuk, diğer çocukların acısıyla büyüyecek, düşünsenize nasıl bir psikolojisi olacak bu çocuğun. Kim verecek bunun hesabını bilmiyorum?

Çocuklarda ki şiddet eğiliminin en büyük sorumlusu ailedir. Çocukları olumsuz yönde etkileyen tv programları, kitap, cd, bilgisayar ve internet de ailelere bu konuda ne yazık ki destek olmaktadır. Aile olarak yapmamız gereken en önemli şey, çocuklarla olan paylaşımı artırmak ve çocuklara insan sevgisini aşılıyabilmek. Çocuklar için en önemli olgu sevgi ve ilgidir. Çocuk desteklenmek ve onurlandırılmak ister. Her türlü imkanı çocuğa sunmak yeterli diye düşünüyorsak yanılıyoruz. Çocukların tüm vakitlerini, sürekli bilgisayar ve televizyon başında geçirmelerine engel olmalı ve onlara faydalı uğraşlara teşvik etmeliyiz. Şiddetten uzaklaştırmak ve her açıdan daha sağlıklı çocuklar yetiştimek için önemli olan şey çocukla birebir ilgilenebilmektir.

****

Bizim minik farenin evde bir sürü oyuncak silahı vardı. Oturduğumuz yerde bir çok oyuncak firması bulunmakta. Hal böyle olunca da Çınar aile fertlerine yalakalık yaparak aldığı paraların tamamını bu oyuncak dükkanlarından silah alarak değerlendirmekteydi. Başlagıç da dedemizin erkek çocuğu bu sever silahı diye daha Çınar bir buçuk yaşındayken aldığı silahla başlayan ve su tabancası, top tabancası ve tüfek, uzay silahı v.s.diyerek devam eden silahlar.

Silahların sayısını söylemek istemiyorum çünkü ben bile utanıyorum bu rakamdan. Babası da ben de silahlardan hiç hoşlanmadığımız halde, psikolojisinin bozulacağınıda bile bile ne yazık ki ağlamasına kıyamadığımız için her seferinde bu son diyerek bir şekilde alıdığımız bu oyuncaklardan, bir şekilde hevesinin kaçacağını, bırakacağını düşündüğümüzden, kızmadan daha ziyade silahların aslında iyi birşey oılmadığını anlatarak kendimizi ifade etmeye çalıştık. Çınar’da 'Tamam Anne bu son silah, oyuncak bu oyuncak gerçek değil Anne' diyerek bizi uyutmaya çalıştı.

Bir kaç gün önce, Çınar kreşte arkadaşıyla sandalye kavgası yaparken, arkadaşı Çınarı iteklediği için yere düşmüş ve ağzı kanamış. Olur öyle şeyler dedik çocuk hepsi en nihayetinde. Fakat bu olayın sonrasında canı çok yanmış olacak ki Çınar 'Artık o benim arkadaşım değil, ona zarar verecem Anne' diye söylemlerde bulununca panikledim. Neyse, konuyu anlattık, söylediklerinin yanlış olduğunu, yapmaması gerektiğini bazen kavga olabileceğini anlattık. Fakat benim beynimde şimşekler çaktı ve Çınar’ın tüm silahları gözümün önünden geçti. Silah’ın gün geçtikçe oğlumu saldırganlaştırmış olabileceğini düşündüm.

Çınar’a silahlarla oynamak için sadece bir kaç günün olduğunu, hafta sonu hepsini çöpe atacağımı, biran önce onlarla vedalaşması gerektiğini, şayet atmaz ise bir daha onunla oynamıyacağımı, özellikle de silahların insanlara zarar verdiğini ve benim silahlardan hiç hoşlanmadığımı tekrar ifede ettim.Yanıma silahla geldiği zaman da çek şunu yanımdan sevmiyorum. Dokunmam ben ona diye söylemlerde bulundum. Eğer silahlarını çöpe atarsa da ona eski akvaryumunu tamir ettireceğime dair söz verdim.

Çınar, çok ciddi olduğumu yüzüme bakınca anladı ve 'Anne bana gülümse Pazar günü hepsini çöpe atacağım' dedi. Cumartesi gecesi ' Anne ben uyuyunca çöpe at tamam mı?’ dedi. Fakat ben bunu kendisin yapması gerektiğini düşünerek ona bıraktım. Sabah kaltığında 'Anne silahlarımı çöpe atmamışsın' dedi evet atmadım çünkü sen atacaksın dedim. Eline bir çöp poşeti aldı ve hepsini bu poşete doldurdu. Odasının her yerini iyice aradı ve tüm silahlarını poşete doldurarak ‘Hoşcakalın silahlar artık sizinle oynamıyacağım’ diyerek el salladı ve çöpe attı.

Minik fare sözünde durdu ve silahlar çöpe atıldı. Şimdi sıra bende en kısa sürede akvaryumu yaptıracağım ve ondan hergün balıklara yem vermesini isteyeceğim. Belki böylelikle, birşeyi yetiştirmenin zorluğunu ve sorumluluğunu öğrenecek. Bu sorumluluk onun kendine olan güvenin daha da artmasına destek olacak. Bende şiddet eğilimli diğer etkenlerden mümkün olduğunca uzak tutmaya artık daha fazla özen göstereceğim.

Çocuklarınızın şiddetten uzak, mutlu bir hayat sürmesi dileğimle...

 
Toplam blog
: 164
: 4548
Kayıt tarihi
: 26.03.08
 
 

Hayatı sevmek ve düzgün yaşamak isterken bulurum kendimi. Yaşamın bana verdikleriyle yetinmeye çalış..