Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Çocuklarımız

Çocuklarımız
 

çocuklarımız


“Çocuklarımız” dendiğinde, aklınıza hiç içimizdeki çocuklar gelir mi? Doğal olarak gelmez; çünkü biz onların farkında bile değilizdir. Oysa bu içsel çocuklarımız bizi günlük yaşamımızda en çok meşgul edenlerdir! Eğer fark edilmezlerse, ilgilenilmezlerse, bize hayatı zindan edecek kadar problemli olabilirler bazen. Günlük yaşamımızdaki bir çok duygusal dalgalanmalar bu çocukların marifetidir. Bunların içinde, yaşamdan zevk almak da var kuşkusuz. Bu çocukların yaşamımızdaki yerini görmek, bizi günlük yaşamda bir çok sıkıntıdan kurtaracaktır. İşte buna sıradan, küçücük bir örnek: 

Araba kullanıyorum. Eşim ve çocuklarım arka koltukta. Pazar sabahı, hepimiz keyifliyiz. Ormana gidiyoruz kahvaltı için. Radyoda birden çok hoşuma giden bir müzik parçası fark ediyorum ve kendimi tam da “tam” hissetmeye başlamışken, küçük oğlum (beş yaşında) “baba abinin süresi doldu, şimdi kaset lütfen” diyor o yarı anlaşılır Türkçesiyle. Altı buçuk yaşındaki büyük oğlum radyo, öbürü kaset dinlemek istiyor. Biz de sıraya koyduk. Bir parça radyodan bir parça kasetten dinliyoruz. Bizim seçim hakkımız henüz düzenli olamıyor; çünkü onlar paylaşmayı yeni öğreniyorlar. Böylesi bir demokrasi ortamında, kırk yılda bir hakkımı kullanıp radyoda kalmak istiyorum, sadece parça bitene kadar. Ama bizim küçük oğlan kararlı ve “hemen” diye diretip mızmızlanıyor. O müzik zevkimin hazin sonunda kendimi oldukça gerilmiş, beş yaşındaki oğlumla çekişirken buluyorum bir anda. 

Böyle durumlarda kullandığım üçüncü bakış açısı imdadıma yetişiyor. Olayın dışına çıkıp bakıyorum ve o da ne? Sesli olarak gülmeye başlıyorum duruma. İçimde müzikten hoşlanan ve onu dinlemek isteyen çocukla, kaset dinlemek isteyen oğlum kavga ediyor! “Hey bak bu medya çağında sen bu parçayla daha çok karşılaşacaksın diyorum” içimdeki çocuğa. Benim bu sevecen tavrım sonucu, içimdeki çocuğun, bir anda yetişkin olup, rayodan kasete geçen düğmeye basışını izliyorum. Etrafıma bakıyorum. Asayiş berkemal yine! 

Burada uyguladığım, üçüncü bakış açısı (olayın dışına çıkıp bakmak), NLP terminolojisinde “reframing”(yeniden çerçevelendirme) olarak bilinen zihinsel programlama sürecini kendiliğinden başlatıp, problemli düzeyden çözüm düzeyine geçmemi sağlıyor. 

Gönlünüzce bir gün olsun bugün!
izzetbalci@ziprotek.com 

 
Toplam blog
: 75
: 1163
Kayıt tarihi
: 06.06.11
 
 

Zihinsel Programlama Teknikleri(NLP, Hipnoz, Meditasyon..vs.) alanında, uzun yıllardır araştırma ..