Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '08

 
Kategori
Çocuk Oyunları
 

Çocuklarımıza

Çocuklarımıza
 

torunum


Dünyanın; en masum, en zararsız ve en temiz varlıklarıdır çocuklarımız...

İster kendimizin ister hiç tanımadığımız ana-babanın dünyaya getirdiği olsun; istisnasız tüm çocuklar Bizim çocuklarımızdır... Böyle bakmayı, böyle düşünmeyi başardığımız sürece; çocuklarımıza, hak ettikleri dünyayı sunabiliriz...

Kiminin tenine sinmiştir kan ve barut kokusu; yaşamın gereği sanır uluslar arasındaki kanlı savaşı. Kimi süt çocuğu çağlarını yaşarken, biz büyüklerin cinsel duygularına hedef olmuştur; oysa cinsiyetinin farkında bile değildir on yedi aylık bir bebek...

Kimi cami avlusuna bırakıldığı sabahın ayazını, ömür boyu hissetmiştir, en sıcak yaz akşamlarında bile...Kimi de, tiner poşetine doldurmuştur karma karışık duygularını ve aldığı her solukta yeniden yaşar acılarını...

...Haberlerden izlediğim çocuklara yönelik kötü muamele ve taciz olayları karşısında bir kez daha kahrediyorum çaresizliğime...Evet; sadece bir yorum yazıyorum ya da; ağlıyorum yapılanlar karşısında. Çocuklar için hiç bir şey yapamamanın ezikliğini hissediyorum yüreğimde. Ve ben çocukların gözlerine bakamıyorum utancımdan! Oysa çocuklarımızdan bazıları, hiç olmazsa televizyonun arka kapağından içine ekmek kırıntıları doldurabiliyor; “oradaki çocuklar açlıktan ölmesinler...” diye...Oysa ben!...Ben onu da yapamıyorum... “Ah!...” diyorum; hiç olmazsa yaşanası bir dünya bırakabilsem, tertemiz soluklu, mavi ve yeşille kucak kucağa...Ve yalnızca sizin hakkınız olan , gelecek kavramını, daha bu günden tüketmesem...

Ve sevgili çocuklar; hepinize rengarenk kelebeklerle seslenmek istiyorum...

Tüm çocuklara ve kocaman insanların, yüreklerinde sakladıkları minik çocuklara!...

... Haydi bakalım.Gözlerimizi yavaş yavaş kapatıyoruz...Avuçlarımızı açıyoruz. Ve parmaklarımıza konacak kelebekleri hayal ediyoruz...Önce , baş parmağımıza konan beyaz kelebek, yavaş yavaş açıp kapatıyor kanatlarını... Sonra işaret parmağımıza pembe kelebek konuyor yavaşça...Orta parmağımıza mavi kelebek dokunuyor sessizce...Yüzük parmağımızdaki sarı kelebek, sırtında birleştiriyor kanatlarını ve öylece bekliyor...Serçe parmağımıza konan kırmızı kelebek en küçükleri!...Eveeet, tüm parmaklarımızda rengarenk kelebekler. Bir birlerine sevgi ve barış sözleri fısıldıyorlar...Tam onlar böyle fısıldaşırlarken, ne oluyor biliyor musunuz? Daha önce görmediğimiz bambaşka kelebekler rengarenk kanatlarını çırparak uçmaya başlıyorlar.

Pembe, sarı, beyaz, mavi, yeşil, kırmızı; rengarenk!...Ve parmaklarımızda fısıldaşan kelebekler teker teker uçmaya karar veriyorlar. Önlerinden uçup giden kelebeklerin peşine takılıyorlar. Ve hep beraber , bulutlara, güneşe doğru kanat çırparak yükselmeye başlıyorlar...Evet. Tüm kelebekler sevgi bulutlarının içine doğru uçup saklanıyorlar...Ertesi günün sabahında, sevgi bulutlarının içinde saklanan tüm kelebekler, barış yağmurlarının damlacıkları olup, yer yüzüne yağmaya başlıyorlar...Sevgi bulutlarından yağan barış damlacıkları... Ve sizler sevgi yüklü barış yağmurlarının bereketi ile beslenip büyüyorsunuz...Yüreklerinizde sevgi, düşüncelerinizde hep güzelliklerle...

 
Toplam blog
: 161
: 735
Kayıt tarihi
: 26.01.08
 
 

1955 yılının, aydınlık Nisan sabahlarından birinde; 22 Nisan sabahı duyulmuş ilk avazlarım… Üsküdar ..