Çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurabilmek için...

1-Cesaretlendirme : Çocuğun başarılarına ve çabalarına odaklanın. Cesaretlendirme çocuğunuzun özgüvenini güçlendirmede önemli bir tutum olabilir ; ancak aynı zamanda hatalı da kullanılabilir. En önemli kural cesaretlendirme yaparken çocuğun çabalarını ve başarılarını desteklemektir. Örneğin: Çocuğunuz odasını toplarken , ona odasının düzenli olması için çaba gösterdiği ile ilgili yorum yapmak ve nihayetinde odasının çok güzel olduğunu söylemek yalnızca aferin demekten daha etkili olacaktır.

2-Yargılamayın: İyi, kötü, çirkin vb. yargıları içeren kelimeleri kullanmamaya özen gösterin.. Çünkü belirli değer ve yargılarla yüklü bu kelimeler çocukları başkalarını memnun etmeye ve onların onayını kazanmaya yönlendiriler. Bu tutumun uzun dönemdeki sonuçları ise özgüvenlerinin başkalarının onaylarına ve kabulüne bağlı olarak gelişmesidir.

3-Yorumlarınızı birkaç kelime ile sınırlandırmayın: Yorumlarınızı ifade edin ki çocuk kendisi ile ilgili olumlu sonuçlara varabilsin. Örneğin Ali babasına evdeki bir tamir işinde yardım etmek ister. Bu arada kendince ağır bir eşyayı kaldırır: Baba: Bu sandalye çok ağır ama sen kaldırabildin.
Ali: (gururla) Ben kaldırdım
Baba: Bu oldukça güç ister.
Ali: Ben zaten güçlüyüm.
Bu örnekte çocuğun kendi gücü ile ilgili değerlendirmeyi yapan yine kendisi oluyor.

Cesaretlendirme yaparken izlememiz gereken birtakım yollar vardır. Bunlardan bazıları; gördüğümüzü anlatmamız gerektiğidir. Mesela; annenin çocuğuna ''toplanmış bir yatak görüyorum ve kitaplar düzenli bir şekilde rafa dizilmiş'' demesidir.
Nasıl hissettiğimizi anlatmamız da gereklilikler arasında bence. Örneğin annenin'' bu odayı düzenli görmek çok hoşuma gitti '' demesi.

4- Sınırlandırma: Anne-babalar çocuğun hissettiklerini ifade etmesine izin verirken uygun olmayan davranışları sınırlandırmalı ve yönlendirmelidirler. Sınırlar , çocuğun kendisine saygı duymasını engelleyecek şekilde olmamalıdır. Keyfi değil, eğitici yönde olmalıdır; şiddet içermemelidir. Sınır , çocuğa uygun olmayan davranışın ne olduğu ve onun yerine hangi davranışın uygun olduğu ifade edilerek konulur. Örneğin; '' kardeşine vuramazsın ; istersen bu yastığa vurabilirsin . Ya da '' bugün sinemaya gidemezsin ama istersen yarın okul çıkışı beraber gidebiliriz...''
Sınırları kesin ve net olarak ifade edin . Böylelikle çocuğunuza istediğiniz mesajı verebilirsiniz. Beceriksizce konulan kısıtlamalar çocuklar için zorlayıcı olabilir ve kimsenin kazanamadığı bir güç savaşına girilmesine neden olabilir. Anne-babaların sınırları ifade ettikleri zaman çocukta gözledikleri üzüntü ya da kırgınlığı da sözlerle çocuğa yansıtması da önemlidir. Bu çocuğun duygularını kabul ettiğinizi gösterir ve çocuğun da kendi duygularını ifadesini sağlar.

Bazen çocuklara davranışılarının doğal ve mantıklı sonuçlarını yaşatmak etkili olabiliyor. Mesela yemek yemeyi reddeden çocuğa ısrar etmeyin elbet acıkacaktır. Ya da eldiven giymekten hoşlanmayan bir çocuğun elleri üşüyecektir. Ancak bazı durumlarda doğal sonuçların oluşması için fırsat veremeyiz elbette; özellikle çocuklar için tehlike arz edecek durumlarda. Mesela elektrik prizini tutmasına izin veripte doğal sonucunu yaşatmamız söz konusu olamaz:))
Ancak birçok konuda bu doğal akış işimize yararayabilir. Böylelikle çocuklar kendi davranışlarının sorumluluğunu alırlar. Çocuk kendi kendine hangi davranışın uygun olduğuna karar verebilir. Çocuk , olayların doğal ve mantıklı akışını görerek öğrenir.