Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '08

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Çocuklarınızın yarın nasıl olacağına bugün bakın

Çocuklarınızın yarın nasıl olacağına bugün bakın
 

İyi Yolculuklar


Sayın anne ve babalar!

Hep beraber bir felsefe yolculuğuna ne dersiniz?

Bir veya birkaç çocuğunuz varsa, küçük evinizi koca bir dünya,
çocuklarınızı da o dünya içinde farklı ülkeler, farklı görüşler, farklı çizgiler olarak düşünün.

İnanınız ki aynı evde büyüyen kardeşler, büyüdüklerinde bağımsızlaşıp, farklılaşacaklardır.
O halde bu farklı ülkelerin, büyüdüklerinde kardeşlik bağlarını koparmamaları ve kardeşçe yaşamaları için, onların oluşum duvarına doğruluğu, dürüstlüğü, hele hele paylaşımcılığın taşlarını yerine göre oturtmalıyız.

Eğer çocuklarınız kardeşleriyle oyuncaklarını paylaşmasını bilmiyorsa, o halde büyüdüklerinde de, aynı vatan kardeşleriyle toprağını, bayrağını paylaşmasını bilmeyeceklerdir.

Ekranlarda bazı görüşlerin savunduğu, benimse karşıtı olduğum bir düşünceye değinmek istiyorum.

“Eviniz içindeki gerçek yaşantınızı çocuklarınıza yansıtmayın. Sarsılabilirler. Çocuklarınızı kendi gerçek yaşantınızdan uzakta, uzaktan kumandayla büyütün. Onlara prefabrik bir dünya çizin. Sıvasını sulu boyalarla bolca pembe boyayın; dünyayı tozpembe görsünler.” Misali konuşurlar ya,
iyi hoş güzelde!
Bu çocuklar büyüdüklerinde, onlara çizdiğimiz binaların temellerinin olmadığını, dünyayı pembesi kalmamış bir dünya olduğunu gördüklerinde,
bu yüzleşme onlar için prefabrik yıkımı gibi kolay bir yıkım olmayacak mı?

Hayatın iki cephesi vardır.

Eğer siz bir cephede olup da kendinizi diğer cephede gösterirseniz,
beyaz yalanlarınızla çocuğunuzu yalancı ve güvensiz bir kişiliğe büründürmüş olacaksınız.

İnanınız ki hayatta en tehlikeli insan, yalancı insandır;

Çünkü onların yüzleşebilecekleri bir gerçekleri yoktur.

Onların her zaman sığınabilecekleri, savunma mekanizmaları olan,
yalan dağları vardır.

Unutmayınız ki beyaz yalanlar yarın çocuğunuzun hayatını kara yalanlarla şekillendirecektir.

Çocuklarınıza, hayatın inişli çıkışlı bir merdiven basamağı gibi olduğunu ve çıkılan her basamakta güllerin yanında dikenlerin de olabileceğini öğretiniz ki, böylece dikenler ayaklarına batıp canlarını yakmadan,
çıktıkları her basamakta daha temkinli adım atmayı bilsinler.
Böylece çocuk yaşta hayatla yüzleşip, aşı oldukları için yıkılmamayı öğrenecekledir.

Eğer siz terazinin bir tarafında sabit kalmayı hedeflediyseniz biliniz ki çocuğunuz terazinin boş ve yukarıda kalan tarafında olacaktır.
Terazinin ortasında olup hayatı dengelemek kişinin kendi yolunun tercihi değil midir?

Hayatta kimseyi kendinizden büyük görmeyin!

Kimse sizden büyük değildir.

Görmeyin ki çocuklarınız da kendilerine güvensiz, kendilerini küçük görerek büyümesinler.

Hayatta kimseyi kendinizden küçük de görmeyin!

Kimse sizden küçük de değildir.

Görmeyin ki çocuklarınız şımarık, asi ve hayatları boyunca maneviyattan uzakta, mutsuzluğa mahkûm olmasınlar.

Büyüklük de küçüklük de parayla, ya da metre ile ölçünmez.
Büyüklük, küçüklük; kişilerin kendilerini büyük görüp de büyük,
küçük görüp de küçük hissetmeleriyle de olmaz.

İnsan ararken göklere bakmayın! Onlar göklerde değiller.

Yerlere de bakmayın! Onlar yerde de değiller.

Siz sadece boyunuzun hizasına göre düz bakın,
onlar, düz baktığınız her yerdedirler.

Eğer çocuklarınız, kendi gerçeklerini sevmiyorlarsa o halde hayata ezik duracakladır.

Eğer çocuklarınız, başkalarının ihtişamının altında eziliyorlarsa,
o ihtişamı kendileri elde ettiklerinde, kendi ihtişamları altında başkalarını ezerek mutlu olma anlayışına sahip olacaklardır.

Eğer siz çocuğunuzu cüzdanınızla tanıştırmadıysanız,
çocuğunuzun yerli yersiz birçok doyumsuz istekleri olacak, bu istekleri yapmayınca da çocuğunuz sizin kendisini sevmediğini düşünecek, sizden nefret edecek, asi ve hırçın bir kişilik olacak.
Sebep birse, çocuğunuzun beyninde birçok şey olacak;

Oysa birçok şeyle savaşmaktansa tek bir şeyle savaşmak çok daha kolay değil midir?

Çocuklarınızı belirsizlik içinde boğmayın.

Çocuklarımıza anlatımlarımızla değil, iyi bir model oluşumuzla bir şeyler öğretebiliriz.

Unutmayalım ki bugün onlara olumlu, olumsuz model oluşumuz,
yarın onların hayatını şekillendirecektir.

Eğer siz çocuklarınızın oluşum duvarındaki bu taşları yerine doğru oturttuysanız, onlar asla yıkılmayacaktır.

Kompleksli insanlar, onların iradesi karşısında hep ezilmeye,
yıkılmaya mahkûm olacak, onları yıkmaya çalışacaklardır,
fakat bu çabaları nafile olacaktır.

Eğer siz bu sayfalara döktüğüm kiremitlerden bir tanesini bile alıp ta çocuğunuzun oluşum duvarına oturttuysanız ne mutlu ...

DİLEK EJDER

(Not: Eski soyadı Dilek FIRAT'TI)

 
Toplam blog
: 52
: 596
Kayıt tarihi
: 22.04.08
 
 

Araştırmacı yazar, şair, aforizmacı, ressam, besteci... Kardelenler diyarı Sarıkamış’ta doğdu..