Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Tuğçe Tuğ Çetinkaya

http://blog.milliyet.com.tr/tgctlgy

12 Ekim '11

 
Kategori
Aile
 

Çocukluğuma doğru şöyle bir uğradım

Çocukluğuma doğru şöyle bir uğradım
 

Hayatın en eğlenceli günleri...


Hayatımın en eğlenceli günlerini yazmak istiyorum. Küçükken her haftasonu babaannemin Fatih'deki evine giderdik. Bizimle birlikte halamlar da gelirdi. Çok sevinirdim çünkü benden sadece 3 ay büyük olan ama benden 1 yaş büyük olduğunu zanneden kuzenim de gelirdi. Sabah babaannem para tutuşturudu elimize. "Gidin fırından 3 tane hamur alın gelin." Çabuk gelin diye de eklerdi. Mis gibi ekmek kokan fırına giderdik. Fırının olduğu sokağı o kadar iyi hatırlıyorum ki. Bıyıkları turuncu biri olurdu, komiğime giderdi o zamanlar o adamı görmek. Sonra hamurları alıp eve gelirdik kuzenimle. Ama hemen değil. Sokağın başındaki parka uğrardık mutlaka. Oyalanır öyle giderdik illaki.. Babaannem merak ederdi tabi; fırın iki adımlık yoldu ne de olsa...

Hamurlar kızartılır, çaylar demlenirdi. Babaannemin o eski evi o kadar güzeldi ki... Kapıdan girer girmez soba olurdu. Sobanın üzerinde biri diğerinden daha küçük olan güğümler.. Yemekten sonra babaannem o sıcacık suyla sabunlu bez yapıp elimizi ağzımızı silerdi. Mis gibi kokardık. Beyaz sabun kokusu... Babaannemin o evi, küçük mutfağı, beyaza boyalı ahşap pencereleri, her gün gelip geç saatlere kadar oturan hatta sobanın başında sıcaktan uyuyan komşuları... Gece uyurken babaannemin anlattığı garip ama ona göre önemli olan hikayeler. Pazardan bizim için aldığı renkli şekerler... Sıcak kalın çoraplar... Talaş kokusu. Fatih pazarı.. Camisi, avlusu...
 
Sonra diğer kuzenlerimle olanlar... En büyük kuzenim Funda abladan çok korkardık. Biz gece konuşunca bizi enişteme şikayet eder, eniştem de gelip bize kızardı. Korkumuzdan sağımıza solumuza dönemezdik. "Baabaaaa,Gel Evren'le Tuğçe'ye kız, rahat durmuyorlar" Özlem abla var bir de. Funda ablanın bir küçüğü. Soru sormaktan asla korkmazdık, gürültü de yapardık, renkli kalemler isteyecek olursak direk ondan isterdik kalemleri... Onlar ders çalışırken kapıyı tıklatırdık. "Gelin hadi derdi Özlem abla. İkisinin de pamuk gibi kalbi olduğunu büyüyünce anladım...
 
Evren... Hani aramızda sadece 3 ay olan ama benden büyük olduğunu küçükken inatla iddia eden kuzenim. Mızıkası vardı her defasında çalmaya çalışıp çalamadığım. Misketleri vardı; el örgüsü kalem kutusunun içinde... Renk renk... Bir sürü. Sonra kitapları vardı Evren'in cilt cilt... Sıra sıra düzgünce dizerdi, özenirdim. Her defasında aynı resimlere bakıp aynı kahkahaları attığımız, eniştemin sözlerine güldüğümüz sesinden çekindiğimiz, ablalarımız ders çalışırken onları delirttiğimiz, halamın bizim için diktiği kıyafetleri tekrar tekrar denediğimiz, birlikte kahvaltı yaptığımız, geç saatlere kadar oturduğumuz, haftasonu gelsin ve o küçük eve gidelim diye can attığımız o güzel günler her gece rüyama giriyor. Anlaşılan ben o geçmiş zamanlara kapılıp kalmışım... O güzel günlerde hayatımda olan herkesi çok seviyorum... Daha anlatacak çok şey var ve yaşayacak çok gün...
 
Sevgiler...
 
Toplam blog
: 7
: 866
Kayıt tarihi
: 22.04.10
 
 

Yazmak, yazabilmek küçüklüğümden beri içimde taşığdığım beni çok mutlu eden bir durum... 8 yaşımd..