Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '07

 
Kategori
Bayramlar
 

Çocukluğumun son bayramı

Çocukluğumun son bayramı
 

Kaç yaşımda ve hangi yılda olduğumuzu bilmiyorum. Bir sabah, "hadi kalk, bu gün bayram" dedier. Kalktım, hava buz gibi soğuk. Bayram yerine çıktım, her taraf kar. Çocuklar bir yana, gençler bile eğlence yerini değiştirmişler. Meydandan kaçıp, daha kuytu bir köşeye çekilmişler. Hiç akıl erdiremedim. "Böyle bayram mı olur !" dedim, kendi kendime. Hani güneş, hani sıcak?

Bu bayramdan hiç hoşlanmamıştım. İnsanın koşası da coşası da gelmiyordu. Elleri ayakları buz kesiyor, bir köşede büzülüp kalıyordu. Elbiseler, ayakkabılar yeni de olsa, giymenin tadına varılamıyordu. Delikanlılar, genç kızlar, eski bayramlarda olduğu gibi gene dışarıdaydılar. Ama herkeste, bir ağırlık bir isteksizlik vardı. Sanki zoraki bir bayram kutlaması yapılıyordu.

Halbuki daha önceleri herkes, bu kuytu köşeye değil, bayram yerine çıkardı. Düzlüğün ortasına, şimdi adını bilemediğim döner bir aygıt kurulurdu. Aygıt dediğim, sabit bir kazığın üzerine oturtulmuş, ağaçtan bir tekerlek gövdesiyle, ona tutturulmuş ince uzun bir direkten ibaretti. İki kişi, direğin birer tarafına abanır, sırasıyla yerden güç alarak birbirlerini döndürürlerdi. Hızlandıklarında, aygıttan hem, "gaaarrrç" diye garip bir ses yükselir, hem de biniciler, bir inip bir yükslerek seyirlik bir dönüş gerçekleştirirlerdi.

Genç kızlar, başka oyunlar oynayarak aygıta binme sırasının kendilerine gelmesini beklerlerdi. Çocuklar öbek öbek olurlardı. Kimisi saklambaç, kimisi koşmaca, kimisi de mantar patlatmaca oynardı. Hava genellikle güzel olurdu. Çocuklar üşüyüp büzüşmezlerdi. İşte bu son bayramda ne olduysa oldu, her şey değişti.

Galiba ben de bundan sonra, çocukluğuma ait bayramların defterini kapamışım. Düşünüyorum ama daha sonra, köyümüzde bayram oldu mu, olmadı mı hatırlayamıyorum. Mutlaka olmuştur, ama beni sarmamıştır. Son bayramda, böyle bayram olamayacağına karar verdim ya !

Benim hatırladığım bayramlar günlük güneşlik veya en azından ılık havalarda gelenlerdi. Sanıyorum bunların ilki kurban, ikincisi de ramazan bayramıydı. Zira karların eridiği bir zamanda (tahminen mart ayı) ramazan olduğunu, hayal meyal hatırlıyorum. Demek ki ay yılı, güneş yılı üzerinde her yıl, onbir gün kayarak, bir kaç yıl içinde ramazan bayramını kışa getirmişti.

Artık bayramları kışın da gelseler yadırgamıyorum. Zira sebebini öğrendim ve biliyorum.

Bu vesileyle, bütün Milliyet ailesinin, Blog'ta yazan tüm arkadaşlarımın ve bütün müslümanların Ramazan Bayramı' nı kutlar; bu bayramın, bütün insanlığa barış ve huzur getirmesini temenni ederim.

Kışa da rastlasalar tüm bayramların, gönüllerimizde solmayan bahar çiçekleri açtırmasını dilerim.

Nice mutlu ve huzurlu bayramlara. Sağlıcakla kalın.

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..