Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '09

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Çocukluğun lezzeti ve şimdi...

Çocukluğun lezzeti ve şimdi...
 

Ne güzel günlerdi çocukluk,

Henüz sayfaların karalanmadığı, günlerin nasıl geçtiğinin farkında olmadığı,

Düşerken açılan yaraların varlığı dışında olmayan acılarımız...

İki damla gözyaşıyla geçip gidiveren sızılarımız...

Akşam olanda, dam üstünde fenerle yıldızlara göz kırpışımız ve onlarında bize gülümsediği düşüncesiyle uykuya dalışlarımız...

Güzel masallarla anlatılan ve sonunda hep iyilerin kazandığını sandığımız küçücük Evimiz...

Sabah uyandığımızda tek işimizin davar gütmek olduğu koyunla kuzuyla olan arkadaşlığımız...

Ağaçların tepesindeki şenliğimiz,

Anamızın yaptığı ekmeğin kokusu...

Nasırlı elleriyle yüzümüze dokunuşu...Tadı damağımızda kalan daha niceleri...

Ne çorabımızın yaması, ne ayakkabımızdaki kara lastikti derdimiz.Ne de olsa tüm Dünyamız bundan ibaretti.

Ne güzeldi ninemizin elinin yemeği, tane tane konuşması ve o kulaklarımda kalan güzel kahkahası...

Ne kadar mutluyduk ve de huzurlu...

Baharda yeni kuzuların titrek yürüyüşleri, kuşların cıvıltısı, suların şırıltısı...

Cennet dedikleri ordaki huzurdu belki de...

Sonra gün geldi büyüdük! Kimine göre büyük adam/kadın olduk. Sayfalar karalanmaya başladı.

Bişeyler öğrendikçe, yaşadıkça, hayatın masallardaki gibi hep iyi sonuçlarla bitmediğini gördük ve üzüldük.Oysa biz böyle bilmiyorduk.Biz hep iyiler kazanır sanıyorduk...

Kara lastik yerini güzel ayakkabılara bıraktı hemde bir değil onlarca oldu ve memnuniyetsizliklerimiz artmaya başladı...

Hiçbir lezzet anamızın sac üstünde yaptığı ekmeğin yerini tutamadı...Orda onun bize olan sevdası vardı burdaysa yavan geldi en lüks resteurantta yediğimiz yemekler...

Çok sahiplendikçe daha bi fazlasını istedik.Daha çok, daha çok istemeye başladık.

Aradaki farksa şuydu sanırım.Çocukken azla yetinmeyi, herkese faydalı olmayı, kucaklamayı, paylaşmayı öğretiyorlardı.Şimdiyse önce ben demeyi öğretiyorlar.Çıtayı hep yüksek tutup daha fazlasını ve sadece kendini düşünmeyi...

Hep ben dedikçe de yalnızlaşıp, mutsuzluktan dem vurmanın dışında başka alternatif kalmadığını görmek incitiyor bizleri...

Ve diyorlar(dı) ki büyüklerimiz; Mutlu olmak için, mutlu edin! Sevilmek için, sevin! Sarılmak için önce siz sarın! Mutluluk maddede değil Maneviyattadır!!

 
Toplam blog
: 20
: 720
Kayıt tarihi
: 27.02.09
 
 

Hangi sözcük anlatır ki benliklerimizi... Ya da kim tanır ki kendini tam manasıyla... Bazen, hırçınl..