Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Çocukluğunda cinsel tacize uğramış kadın psikolojisi

Çocukluğunda cinsel tacize uğramış kadın psikolojisi
 

İnternette zaman zaman sohbet kanallarının hemen yanındaki oyun adı altındaki soru cevap kanallarına girerim. O kanallar hem bilgi sınamak hem de hafıza egzersizleri için yararlıdır. İsteyen kişiler özel olarak sohbet de edebilir.
Psikolog kelimesinin ingilizce karşılığı psychiatrist olmasına rağmen, o nickler kayıtlı olduğundan ben de nickimi psychatrist olarak kaydettirmiştim ve o kanallardaki nickim o şekilde kaldı. Bu nicki seçmemin nedeni herhalde psikoloji konusunda fazla kitap okuyup, araştırma yapmamdı.

Ben sitede soruları cevaplamaya çalışırken, özelime bir bayan nicki girdi. Kendisine yardım edip edemeyeceğimi sordu. Ne konuda diye sorduğumda, psikolojik sorunları olduğunu ve psikologa gitmekten utandığını söyledi.

Nedense insanlarımız her zaman psikologlardan kaçmışlardır. Sorunlarını kendileri çözmeye çalışanlar ise zamanla daha büyük bunalımlara düşerler. Ama kendini tanıtmadan, tanımadığı birinden psikolojik yardım almak belki de son bir çare olarak düşünülmüştür.

Evli olduğunu söyleyen bayan, kocasını çok sevmesine rağmen cinsel ilişkiden zevk almadığını ve ilişkiden sonra içini suçluluk duygusu kapladığını söylüyor, bu duygudan kurtulmak için de banyoda normalden çok daha fazla kaldığını söylüyordu.

Kendisini diğer zamanlarda nasıl hissettiğini sorduğumda, ara sıra mutsuz olduğu, ya da kapalı havalarda, kendini çok rahatsız eden bazı düşüncelerin kafasını meşgul ettiğini, bunların hiç beklenmedik anlarda zihninden gelip geçtiğini söylüyordu.

Bayanın anlattıkları, bir psikologun anıları adlı bir kitapta okuduğum gerçek öyküye çok benziyordu.

Geçmişte yaşanan sarsıcı olaylarla ilgili anılar, görüntüler, duygular beklenmedik anlarda bir dia gösterisi gibi gelir ve gider, kişi bunlardan çok rahatsız olmasına rağmen engelleyemez. Yaşanan deneyimin yol açtığı acıyla ve psikolojik yaralanmayla baş edemediğinden, benliğini koruyabilmek için bu anıları bellekten silmeye çalışır. Ancak bu anılar yok edilemezler ve tam olarak belirginleşmeden kişiyi rahatsız etmeye devam ederler.

Kendisine çocukluğunun nasıl geçtiğini sorduğumda, babasının sorumsuz olduğunu, evin geçimini annesinin üstlendiğini, genelde ailesinin özellikle de annesinin ilgi ve sevgisinden yoksun olduğundan bahsetti.

Çocukluğunda hiç cinsel tacize uğrayıp uğramadığını sordum.

İlkokul beşinci sınıfa giderken, sık sık bakkala gittiğini, bakkal amca dediği kişinin ona çikolata ve şeker vererek, kucağına oturtarak sevdiğini, daha sonra ise tazgahın arka tarafında bazı dergiler gösterdiğini ve o dergilerin çok hoşuna gittiğini söylerken bazı zamanlar kendisini soyduğunu ve o zamanlar anlamadığı cinsel tacize maruz kaldığını anlattı. Olayları tepkisiz seyredip, bazı şeylerin kötü ve yanlış olduğunu farkettiğini ama cezalandırılma korkusuyla kimseye birşey söyleyemediğini ve herşeyi unutmak istediğini söyledi. Şimdi ise her cinsel ilişki sonrası o suçluluk duygusunu yaşadığını anlattı.

Genç kızlık çağında ise erkek arkadaşı tarafından davet edildiği sinemada, elinin erkek arkadaşı tarafından, erkeğin cinsel organının üzerine koyma teşebbüsünde bulunması üzerine, filmi yarıda bırakıp, çıktığını ve o uzun bir müddet erkeklerden nefret ettiğini söylüyordu.

Uzun bir müddet sonra, ailesinin zoruyla evlendirildiğini, eşi çok iyi bir insan olmasına rağmen, uzun zaman cinsel ilişkiden kaçtığını ve sonunda eşinin arzusunu kıramadığını, buna rağmen cinsel ilişkiden hiç zevk almadığını ve suçluluk duygusunun devam ettiğini söyledi.

Ergenlik çağına gelmiş istismar kurbanlarının en büyük suçu tacize karşı koyamamaları, hatta yapılanlardan zevk almalarıdır. Bu durum, çocuk cinsellikten habersiz olmasına rağmen bedenin verdiği doğal bir tepkidir. Ergenlik çağına gelen bir kişi kendisine cinsel amaçlı dokunulduğunda fizyolojik olarak cinsel haz duyar. Ama daha sonra bilinçlendikçe büyük utanç ve suçluluk duyar. Cinsel taciz çocuğun saflığını yok eder ve onu suçluluk duygusu içinde bırakır.

Aslında bayanın durumu vahimdi. Mutlaka bir psikologa gidip, sorunlarını anlatmalı, hatta psikologun onayıyla eşini de beraber psikologa götürmeli ve eşinin yanında bu olayları anlatarak çözüme kavuşturmalıydı.

Çünkü bayan kusursuz sevgi ve ilgi bekliyordu. Kendisine mutlak ve karşılıksız sevgi kimler arasında vardır diye sorduğumda;

- Anne, baba ve çocuk arasında diye cevap vermişti. Cevap doğruydu. Aslında bayan küçüklüğünde bulamadığı sevgiyi arıyordu. Şimdi ona sevgiyi verecek olan ise eşiydi.

Eşinin durumu öğrendikten sonra ona anlayışla yaklaşması ve ona sevgiyle sarılarak, ilgi göstermesi ve bayan cinsel ilişki istemediği sürece kendisinin onu ilişkiye zorlamaması gerekirdi.

Ona tavsiyem eşiyle birlikte psikologa gidip, 8-10 seans yardım almasıydı.

Kendisi teşekkür ederek, bu konuyu düşüneceğini söyledi.

Bir daha da kendisine hiçbir kanalda rastlamadım.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..