- Kategori
- Gündelik Yaşam
- Okunma Sayısı
- 1243
Çocukluk masalı ‘Kış Mevsimi’

Sokak Çocukları
Çocuktum… Koşardım… Karın yağdığı yöne doğru.
Eğilir eldivenlerimin arasında bir top yapardım kardan.
Hani biz ona kartopu diyoruz. İşte o kartopuyla bizim gibi başka çocuklarla savaşırdık…
İt gibi üşüyene kadar karların içine gömülürdük.
Sonra ‘donarak öleceğiz’ korkusuyla eve gelir hemen yığılırdık sobanın dibine.
Soğukla sıcak arasında geçen bu zamanın tadını anlatmak zor gelir kalemime.
Gözlerimizi yumarak hatırlarsak o günleri yakalarsınız içimdeki o muhteşem hislerimi.
Ne güzel günlerdi diye hatırlamak gelir şimdi. Hem de o çocuksu hayallerimin içinde olarak yaşamak ister gibi hatırlanası gelir. Çocukken bu kadar saf bu kadar temizdi düşüncelerimiz.
Böyle yaşanılası sevmiştik biz dünyayı. Bizim gibi bizi yönetenler düşünmediler dünyayı böyle yaşanılası. Yok ettiler doğamızı, insanlıklarımızı, sağlıklarımızı… Ve ittiler bizi kaynakların çokluğuyla dolu dünyanın içinde ki o anlamsız açlığa…
Isınmak düşüncesi ile ısınamaz olduk. Hayat ucuzken pahalaşır oldu geçen zamanda.
Yaşam o kadar ucuzladı ki; insanlıklar satıldıkça yaşanılamaz hale büründü dünyamız.
Kar yağmış bugün İstanbul’a, beyazlar altında bir melek gibi duruyormuş. Ne fayda. Pencerenin dibine geçip it gibi soğuyarak izledikten sonra ne fayda.
Açlık, sefalet, yokluk, çaresizliklerin içinde kalmış insanların yaşamlarının içinde ki kaynaklara verilen zamların, temiz doğanın kirlenildiği bir hayatta tozpembe düşünmek kolay mıdır? Ha bugün kar yağmış, ha yarın güneş açmış.
İnsanların beyinleri özgür bırakılmadığı müddetçe, sağlıklarını, geçimlerini sağlamadıkça, mümkünümüdür dünyaya hoş bakabilmek ve mevsimleri ayırabilip güzelliklerini fark edebilmek mümkünümüdür.
Ya yaşayacaksın satılmamış insanlığınla gurur ve umutla dolup savaşacaksın. Yâda satacaksın ruhunu kahpeliğinle yakacaksın dünyanın yaşamında ki sonu…
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
