Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '12

 
Kategori
Güncel
 

Çocuktan gelin olmaz

Çocuk gelinler denilince, tüylerim diken - diken oluyor, başıma ağrılar saplanıyor, sebepli ya da sebepsiz boğazımda bir düğüm oluşuyor, açıkçası ardından da midem bulanıyor.

Nasıl Ya! Diyorum kendime, nasıl?

Hem çocuk!

Hem gelin!

Evcilik oynamaktan filan mı söz ediyorlar.

Nasıl kıyıyorsunuz yahu çocuklarınıza?

Nasıl?

Kolay mı oluyor bir çocuk, kolay mı büyüyor…

Gözünden sakınıyorsun, isterse canını hiç düşünmeden veriyorsun, o yemek yemediğinde, uyumadığında üzüntülü olduğunda dünyayı kendine dar ediyorsun. Peki, nasıl oluyorda çocuğuna kıyıyorsun, onu zalim ateşlere atıyorsun.

O ne bilsin evliliği, o ne bilsin evli kadın olmayı?

Bir düşünün Allah – Billah aşkına bir düşünün.

Elinizi vicdanınıza koyun.

Yavrularınıza, yavrularımıza kıymayın.

Evlenmek sadece küçük bir çocuğun komşuyu ziyaretine gitmeye benzemez, o daha ana kokusuna, baba şefkatine üstelik karşılıksız almaya gereksinim duyarken, ondan başka şeyler, anlamadığı şeyler, canını acıtan şeyleri isteyenlere vermeyin. Lütfen vermeyin…

Bugün Taksim’de bir yürüyüşteydim.

Ağlayacaktım nerede ise.

Mahzun Kırmızıgül’ün başarısının, duyarlılığının görmesini, işitmesini, hissetmesini bilmesinin neticesinde; işlediği konunun getirdiği

Çocuk Gelinler olmasın adı altındaki Taksim meydanındaki sesimizi duyurmak adına bir araya gelmişliğin içindeydim…

15 yaşındaki Hayat'ın, 70 yaşında bir adamla evlendirilmesini konu alan dizide hayat tiplemesini başarı ile canlandıran Meltem Miraloğlu oradaydı.

Burada bir iki şey daha yazmadan edemeyeceğim.

Mahzun Kırmızıgül’ü yazdıklarımdan daha ziyade tebrik etmek gerek. Üç film çekti. Üç büyük yaraya parmak bastı.

Bu büyük bir başarıdır. Acıyan, kanayan yaralarımızı ortaya çıkardı, vicdana davet etti, haydi biraz düşünün dedi.

Hayat Devam Ediyordemiş dizisininin ismine, devam ediyorda nasıl devam ediyor, acılarla, ağıtlarla, olmazlarla…

İsminin içeriğini anlatıyor dizide…

Bugün orada Esra Erol’da vardı. Onun kitabından söz etmek istiyorum. Bu konu ile ne kadar aynı… Bu konuya oda el atmış.

Kitabının ismini Kara Duvak koymuş.

Böyle bir gelin olma halinde, karadan başka hangi renk duvak takar ki o masum yavru…

Esra Erol’da oradaydı. Duyarlı birkaç sanatçıda vardı. Keşke daha çok kimse katılsaydı, keşke daha çok ses çıksaydı, keşke buna itiraz edenlerin sesi duyulsaydı.

Fark etmez.

Basın oradaydı.

Sanıyorum herkes haberini yapacak, kameralarından çektiklerini yayınlayacaklar.

Bu da çok bir şey…

Ben hep devam edeceğim. Ben hep bu konuda yazacağım.

Çocuklar çocuk olarak kalsınlar.

Çocuklar evlenme yerine, okula gitsinler, çocuklar başkalarına anne baba diyeceklerine kendi analarının, babalarının sıcaklığını duysunlar.

Nasıl olsa bir gün yuvadan uçup gidecekler, kendi hayatlarını kuracaklar ama böyle değil.

Asla değil.

Çocukken değil…

 

Nazan Şara Şatana

http://twitter.com/#!/nazansarasatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

  

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....