Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Portakal Çiçeği ve FISILTI

http://blog.milliyet.com.tr/elvince

17 Haziran '07

 
Kategori
Babalar Günü
 

Çocuktum ufacıktım top oynadım acıktım

Çocuktum ufacıktım top oynadım acıktım
 

Bu gün babalar günü ve güzel bir rastlantı üniversite sınavının yapıldığı gün. Ne güzeldir bu güne sevinçle uyanabilmek… Evinizde babanız, hele birde bu gün üniversite sınavına giriyorsanız. Ne güzeldir elinde reçelli ekmeği ile babanızın koşturması ve sizin zaten dinlemediğinizi bile bile öğütler vermeye çalışması…

Kimi babalar tuttular ellerinden göz ağrılarının, sabahın erken saatlerinde sınava girecekleri okullara doğru yola koyuldular. Benim babam sınav tarihinden önce, sınava gireceğim okulla evimizin arasını metreler, bu yetmez okulun kapısına bir ip bağlar ipin bir ucunu da kendi koluna bağlardı ki okul kaçarsa babam bulabilsin…( bu lafı Medre’nin blogundan çaldım)

Ah, canım babacığım… sen hep böyle dikkatli ve korumacı idin bana halada öylesin..Unutmuyorum evliliğimin sanırım ikinci ayı bitmek üzereydi, yağmur çamur bir gündü. Sen kalkıp gelmiş ‘’ bilirim şimdi sen açsındır, sana yemek yapayım’’ demiştin. Yap babacığım sen bana sonsuza kadar yemek yap ki ömrün ömrüme karışsın… Kocaman bir kadınım ; ama hala elime tutuşturduğun peynirli ekmekler hatırlatır bana acıktığımı ve senin küçücük kızın olduğumu

Senin yuvanda iken babam , soğuk nedir bilmiyordum, hiç üşümemişti yüreğim. Gözlerim karanlığa alışkın da değildi sen gülümseyerek aydınlatıyordun önümü…

Kanatlarımı açmaya korkuyordum da sen ‘’serçem demiştin elbet bir gün uçacaksın, yeter ki sen güneşten sakınma, ona doğru kanat çırp.’’ Balmumu var sanırdım kanatlarımı bedenime bağlayan noktada, asla senin istediğin gibi güneşe yakın uçamadım.

Ömrün uzun olsun babam, annem ile yan yana…Bilirim annem sen demeksin, sen annem…

Özel günleri kutlamayı severim, annem hep der ‘’Serap atlamaz, kimse aramazsa o arar.’’ Hediye vermeyi severim, hediye almaya da bayılırım o ayrı bir mesele. Gönül defterimde borçlu olduğum o kadar çok insan var ki… İyi ki varlar .Ben kalabalık severim, orman gibi olmalı , kum gibi olmalı etrafım…

Çocukken farkına varamazdım, kimsesizlerin… Belki babam bizi o kadar çok koruma altına almıştı ki, dış dünyadan soyutlamıştı, kimsesizlik ne anlayamıyordum bile...

Çocuktum, ufacıktım , top oynadım acıktım... Hangi şiirin dizileri bu bilmiyorum; ama dilime takılı canım sıkıldığında der ve gülümserim, çocuk olmanın ve tek derdimin oyun ve açlık olduğu günlerimin tadıyla gülümserim.

Özel günler kutlanmalı mı , bence evet; ama kocaman bir amayla. Unutmamalı, herkes biz gibi şanslı değil. Böyle özel günlerde, bir kere anne diyememiş, annesinin kokusunu hatırlatacak bir anısı olmayan , sadece anne demesi canının yanmasına bağlı olan ne kadar çok çocuk vardır. Düştüğünde ‘’anne’’ diye ağlamayan var mıdır ki… Kaç çocuk düşlemiştir baba demeyi ama sesli; şöyle ağzını doldurarak, ‘’ baba yüreğim yanıyor üflesen’’ diyebilmeyi…

Böyle günlerde kimsesiz çocukları ve evlat acısı çeken anaları- babaları hatırlar oldum.Yaşlanıyorum, daha çok sıkılıyor içim, çokta ağlar oldum. Dalında iki gül gördüm; biri gonca , biri tüketmiş ömrünü dağılmak üzere. Ayrılacaklar diye ağlamaya başladım. Dedim kendime ‘Mecnun bir Leyla’n eksik çöllere düşmen için.Onu da bul tamam olsun’’


Düşünüyorum, alışır mı insan yalnızlığa, kimsesizliğe .Ne kadar can yakar bir defa ‘’anne –baba’’ diyememek, etrafında öpüş kokuş anneleriyle çocuklar.Sarılamamak bir bebeğe, yavrum diyememek ne kadar üzer ki birini…Aslan oğlunu vatan uğrunda elleriyle verirde bir baba toprağa o anda baba olmak ne kadar yakar yüreğini ‘’ ateş demek yeter mi bu acıya’’ . Doğum sancısı hiç mi kalır yanında, daha emziremeden kucağından çekilip alınan bir evladın hasretinin. Kayıp çocuklar gelir aklıma, ben dayanamam, anneler- babalar ne yapsın? Böyle özel günlerde mezarlara giden ayaklar ne yapsın?

Özel günleri kutlamayı severimde, insan olduğumu anımsayıp da yüreğimi dinlemediğimi anlayınca utanırım. Bugün kaçımız babasız bir yavruyu kucağına basacak.. Kaçımız evlat hasretiyle yanan bir babanın elini öpecek, kaçımız boş ver be arkadaş bütün çocuklar senin diyerek arkadaşının yüreğine su serpecek…Aramızda… Boş verin…

Yaşıyoruz işte…

Tek tesellim ağzımı doldura doldura ‘’ baba bu gün yüreğim yanıyor üfle geçsin ‘’ diyebileceğim…

 
Toplam blog
: 76
: 2902
Kayıt tarihi
: 06.11.06
 
 

"Yasamak sakaya gelmez,büyük bir ciddiyetle yasayacaksinbir sincap gibi mesela,yani yasamin disinda ..