Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '10

 
Kategori
Siyaset
 

Coğrafya kitaplarında bilgi değişikliği: "Türkiye siyasi haritası üç bölgeye ayrılır."

Coğrafya kitaplarında bilgi değişikliği: "Türkiye siyasi haritası üç bölgeye ayrılır."
 

Şımarık ve haddini bilmez davranışları affederek daha şımarıklarıyla muhatap olmak zorunda kalmamalı


Duyguları açığa çıkarmalı, yazmalı, ifade etmeliyiz. Yoksa batıda yaşayan insanlar kendini küçük, ayrı ve itilmiş, yenilmiş görmeye başlayacak. Biz, ülkemizin batısında yaşayan insanlar, doğuyu hiç bir zaman ayrı tutmamış bireyler, doğu insanının son yaptıkları seçim ile yaralandık, üzüldük. Bu duyguları tanımlayacak yeni bir zemine, düşünmeye, anlaşmaya ihtiyacımız var. Bunlar kişisel ve bana ait duygular.

bu referandum sonucu Beyaz Türkleri yenilgiye mi uğramıştır? Hayır. Neden yılgınlık eğilimleri ve bıkkınlık var? Takım oyununda görevini hakkıyla yapamayanlar yüzünden devamlı gol yeniyor, belki bu yüzden. Üreten, vergi ödeyen ve her gereği yerine getiren Beyaz Türkler kendisini yeterince, doğru ve dinamik temsil etmeyen siyasetin, partinin ve ortaya çıkan sonuçların sıkıntısını çekiyor

Bugün üç bölge olarak tanımlanan sosyolojik ayrışmanın sonucunu sokağa doğrudan yansımasını beklememek lazım. Doğu, kendisini, duygusunu ve kaderini bu referandumla birlikte batıdan ayırdı. Halkı için bu güne kadar tek proje bile üretmeyen liderlik, ve kadrolar kan ve gözyaşının yanında şimdi halkını batıdan soyutlama ile karşı karşıya bıraktı.

Batıda yaşayan her hangi bir insan artık doğuyu, ora insanını, fakirliği ve bir çok şeyi içselleştirmek zorunda değil. Doktorlara muayenehane açmayı yasaklayan hükümet şimdi de doğuda görev yapmak istemeyen öğretmenleri zorla o bölgelere göndermemelidir.

Bu ayrı hissedişi cezalandırmak değil, batının sömürülen kimliğinin ve hakkının teslimdir. Batıda yaşayan her insan artık doğuya gitmek konusunda mecbur bırakılmamalıdır. Seçme hakkı tanınmalı ve gönderilmek istenenler belki sivil itaatsizlik göstermelidir.

Duyguların bu denli ve yıllarca sömürülmesine elbette hayır. Ben de kişisel olarak enerjim ve yaklaşımım içerisinde artık doğu ve oradaki yaşamla ilgili her hangi bir şey yok. Oraya giden vergilerden kesilmiş her kuruşu da gereksiz ve aptalca buluyorum.

Bölgeye yapılan yardımla geçinen büyük bir topluluk, kan ve gözyaşı ile beslenen örgüt ve parti benim kişisel kapsama alnıma girmiyor artık. Düşüncemin sorulduğu yerlerde anlatacağım şey budur. Enerjim batı ve bu bölgenin güzel insanları için.

herkes davranışının neden olacağı şeyler konusunda açıkça aydınlatılmalı ve uyarılmalıdır. Benim oluşan duygum bu. Her seferinde yumruk yediğim bir adam her kezinde gelip te "ya bi sor ama ben yumruğu neden atıyorum, ne dertlerim var biliyor musun?" demesi hakkaniyet değil.

Ne kaybedeceklerini bilirlerse belki biraz hoyratlıklarına ve yaklaşımlarına çeki düzen verebilirler. Birlik bütünlük için bu ağız kokusunu, ateşi ihaneti çekmeye değer mi? Soru budur. Bir de ne tür bir birlik bu? Değirmenin suyu hep batıdan, toplanan vergilerden akıyor. Para batıdan isyan ve ihanet onlardan mı yani?

kucaklaşma, kabul ve hoşgörü bedelsiz ve duyguları boşlukta bırakan şeyler değil. Bu referandumda açıkça olan şey ve devamındaki olaylarda o bölge insanının kaderini doğudan ayırdığı yönündedir. Bu durum karşısında onların rahatladıkları, duygularını ve içindekileri açığa vurarak ifade ettikleri gibi batıdaki insan da içinde tutmadan duygularını açmalıdır.

Benim kişisel duygularım bu yazdıklarım. CHP ya da bir parti elbette o bölgede oluşan duyguya göre siyaset organize edecektir. ben ve batıda yaşayan hiç kimse kişiselliğinde doğuyu, yada bir bölgeyi başka gerekçesi yoksa dikkate, kaale almayabilir. Bu kişisel bir temsil, bir hakkın ifadesidir.

Elbette gönlümden geçen, o bölge insanlarının yaptıkalrı şeyin sonuçlarının farkına vararak bütünün içinde kalmak iradelerini göstermeleridir. Bunu anlatmak istedim. Kapsamak, hoşgörü, birarada yaşamak gibi genel isteklerimde değişiklik yok.

-

hayatı yaşama şeklim değişik, uzun öykü bu, her şeyi derinlerde bilmek ama hiç bilmemek gibi yaşamak, heyecanda çocuksu, krizde dev, biraz da aptalca, çocuksu kahramanlıklar ve sahiplenmek her sevdiğin şeyi kendin gibi sevmek.

-

İkiyüzlülük ve çifte standartların tarihi Avrupa

bence bu konu üzerinde duralım. karar çok açık "yaşamını koruyamamaktan oluşan suç" Diplomatlarımızın açık hedef olduğu yıllarda bırakın tedbir almayı ortamı hazırlayan Avrupa ülkelerine karşı ne tür davalar açılmış araştırmak lazım. Aslında bir kaz kez de yazdım, Dink davasında benzer ayrımcılığı biz de yapıyoruz. Tüm siyasi cinayetler için gösterilmesi gereken duyarlılık ve medya desteği maalesef sadece Hrant Dink te çalışıyor.


Bunun ruhlarımızda gizlenmiş ne tip bir kompleks olduğunu bulmamız lazım. Avrupa nın kompleksini biliyoruz, burada olan her şeyde sadece işlerine gelenlerde seslerini yükseltiyorlar. Referandumdaki yüksek yargının kuşatılması maddelerinde bile seslerini yükseltmediler.

-

"Erzurumspor amatör ligde!"

Sıcağı sıcağına bir algı ve tribün liderinin feryadı. Büyük Erzurumspor Taraftarları Derneği (BESTDER) Başkanı Zafer Lömenler, "Devlet Diyarbakırspor'un 4 milyon liraya yakın borçlarını ödedi. Diyarbakırspor maça çıktı biz maçlara çıkamıyoruz. Diyarbakırspor'a gösterilen ilgi ve alakanın yüzde biri Erzurumspor'a gösterilmedi. Üvey evlat muamelesi görmekteyiz." demiş. Bu feryada, isyana kulak verin, toplumda ayrımcılık, ihmal edilme algısı sandıktan önce yaşamın kendisinde.

Gerçekte Erzurumspor ya da başka bir takım başarısızlığı sonucu bu lige düşebilir, yanlış yönetim de buna neden olabilir. Diğer takımlardan her hangi birine gösterilen farklılık, ayrımcılık, kayırma örnekte olduğu gibi başarısız olan her takıma bu örnekten yola çıkma hakkı verir.

Ayrımcılık hissine dayalı yapılan itirazların içeriğinden çok duygusu önem kazanır. Bu duygu oluştuktan sonra orada hakkaniyet, haklılık ve doğruluktan söz edemezsiniz.

Günümüzde işine gelerek yapılan her şey neticesinde oluşan bu farklı ve ayrımcı davranışlar gelecekte daha kötü sonuçların başlangıçlarıdır. Toplum oluşan bu duygu nedeniyle gerçek başarı ile başarısızlığı da birbirinden ayıramayacak duruma düşer bir süre sonra.

-

"MHP'siz ve Bahçeli'siz siyaset projesinin" uygulamaya sokulduğu yeni dönemde Devlet Bahçeli "Ülkücü-milliyetçi camianın çok merkezli yeni bir tuzakla karşı karşıya olduğunu vurgulamış." ve "kirli ittifakın kumanda merkezinin okyanus ötesinde bulunduğunu" da iddia etmiş. Kara propaganda, Türk kimliği üzerinden siyaset yapmaya yeniden başlayan MHP ve ülkücülere komploya devam ediyor.


Bence MHP ve Ülkücüler bu olanları iyice analiz etmeli ve tehlikenin yönünü iyi düşünmelidir. Seçimde onların %10-15 aralığında alacağı oy demokrasiyi rahatlatacak ve ekseni tekrar normale kaymasının aracı olacaktır.

Son bir şey. Referandumda alınan % 42 oyun bende yaklaşık %10-12 aralığı MHP nin olması büyük ihtimaldir. Bunun bu şekilde kabulu CHP ye zarar vermez, daha çok çalışmasına neden olur çünkü oyları zaten şu an %30 lar civarında olduğu herkesçe kabul edilen bir şey.

Entrika ve saldırılardaki istikrar ve devamlılık sürüyor. Türk kimliği üzerinden siyaset yaptığı için saldırılıyor MHP ye ve Bahçeli'ye, liderlik vasıfları, kıstasları ilgili görüşler benim dışımda. Yerine yeniden islam eksenli bir lider gelecekse MHP de iktidardaki partiden farkı kalmaz. Bunları analiz etmeyi öne alması lazım MHP ve ülkücülerin. Benim gözlemlerim genel stratejilere ait, parti içi gelişmelere değil.

...

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..