Çok Ayıp Oldu

30 binden fazla gurbetçi vatandaşımızın kendisini yuhlamasına attığı gol sonrası “canınız sağolsun” gibisinden tepki veren Mesut Özil insanlığıyla herkesin suratına bir tokat gibi çarpttı.

Bundan yaklaşık 2-3 sene önce Fatih Terim’in Mesut Özil’i milli takım için düşünmediği ve buna bağlı olarak kendisinin Alman Milli Takımını tercih etmek durumunda olduğu bilinmesine rağmen, “Alman Milli Takımı” benim tercihimdir şeklinde kimseyi incitmemeye yönelik bir açıklama yapması da takdire şayandı.

Avrupa’nın en büyük kulübünün as oyuncularından biri olması, yapacağı her açıklamanın ne derece önem teşkil ettiğini düşünmek gerekir. Alman milli takımı kendi tercihi bile olmuş olsa, tribündeki Türklerin onu yuhlaması arabesk ve kör milliyetçiliğin ürünü bir yaklaşımdan başka bir şey değildir.

Bizim Mesut Özil meselesi ile uğraşana kadar kendimiz nasıl yeni Mesut’lar yetiştirebilirizin planlarını yapmamız gerekir. Günlük başarı veya başarısızlıklar sonucu “80’lere geri döndük” yorumları abesle iştigalden başka bir şey değildir. Türk Milli Takımının dünya ve Avrupa 3.’lüğünü herhangi bir plan veya programın sonucu değil tesadüfler zincirinin neticesinde elde ettiğini unutmamak gerekir.

Hiddink ve ekibine uzunca bir süre tanımalıyız. Başlangıçta yanlış kadro seçimleri olabilir ama esas önemli olanın kadrodan ziyade takımın bir sisteminin yaratılması ve bu sisteme uygun oyuncuların belirlenmesidir. Henüz Hiddink halen tanıma aşamasındadır. Zaman içerisinde kafasındaki sistemi oturtacağını düşünüyorum.

Almanya maçının özelinde ise Sabri’nin sol kanatta oynaması ve Özer’in oynatılması yanlış tercihler olarak görünse de altında yatan bazı nedenler mutlaka vardır. Biz Türk insanı olarak futbolcuların sahada sadece oyunda top kendisinde iken yaptıkları ile ilgileniyoruz, top rakipteyken ne yapıyor veya top kendi takımında iken neler yapıyor gibi total futbolda yorumlanması gereken durumları hep göz ardı ediyoruz. O yüzden futbolcuların bireysel performansları ile ilgili olarak yanlış yorumlamalar çok fazlalıkla ortaya çıkıyor.

Azerbaycan maçını da kaybedebiliriz. Futbolda şu anda San Marino hariç kesin yeneriz diyebileceğimiz bir Avrupa ülkesi kalmadı. Bizim şu dönemde kazanıp kaybetmekten ziyade takım olmamız ve sistem oluşturmamız önemli.

Türk arabeskliğinin diğer bir örneği olarak (üstelik mağlup durumdayken) meşaleler yakan gurbetçilerimizi bir de bu konuda kınayalım. Umarım seyircisiz oynama cezası almayız.

Sabri’nin maçın ikinci yarısında taç çizgisinin oradaki bir pozisyon sonrası, faul bayrağı kaldıran İngiliz yan hakeme dönüp Türkçe olarak “Hocam ben bir şey yapmadım” demesi de benim gözümden kaçmadı....

Dünya erkekler Voleybol şampiyonası sona erdi. Küba’yı finalde 3-0 yenen Brezilya’yı kutlarken, maçın Türk hakemi Ümit Sokullu’yu da böyle bir organizasyonun final maçını yönetmesinden dolayı tebrik etmemiz gerekir

Saygılarımla,

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com