Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '13

 
Kategori
Psikoloji
 

Çok bilmek

Bizim toplumumuza özgü bir şeydir bu. Bilgelik taslamak, biliyormuş gibi davranmak. En vahimi de bildiğini başkalarından saklamak, paylaşmamak.

Herhangi bir konuda uzman olmanız, onun bilimini almış olmanız da yetmiyor bazen bu çok şey bilenlerin karşısında. Size konuşma fırsatı vermeden, hasbelkader edindiği bir kaç yarım yamalak bilgiyle ahkam keser. Haddini ve çizgisini de bilmiyor. İşi de öyle güzel organize etmiş ki, o tür yerlere, o tür platformlara etrafına topladığı şakşakçılarıyla gider. Onlar habire, “yaşaa!” “varol!” “bravo!” sesleriyle etrafı rahatsız ederken, o da yarattığı bu sanal aleme kendisi de inanıp, kendini aştığını zannedip, bulunduğu çevreye dar gelen engin bilgileriyle her konuda ahkam kesmeye başlıyor.

Henüz etrafını, oturduğu yeri bile temizlemekten aciz bu çok bilmişler, toplumun, ülkenin nasıl temizlenmesi konusunda konuşur.

Herşeyi ben bilirim, demek ne korkunç bir yanılgı! Haddimizi bilmeliyiz.

Ama işte adam kopmuş gidiyor. Edebiyatı ben bilirim. Müziği de, resim benim işim, opera, fizik mi, kimya, uzay, buzullar mı hepsini ben bilirim.

Çarşıda, belli ki önemli bir işinden dolayı kan ter içinde koşturmakta olan Bektaşi’ye herkes her zamanki gibi takılıp dalga geçiyor. “Bektaşi, Bektaşi! Haydi meyhaneye, haydi şarap içmeye!”

Başka zaman olsa bektaşi sineye çeker de, ama o an işi vardır işte. Çok kızan Bektaşi bir hinlik düşünür ve bir pasajın ikinci katındaki balkona çıkıp aşağıya caddeye doğru; “Pe.....k!” diye bağırınca, bir sürü insan dönüp sesin geldiği yere, balkona bakınca, bektaşi: “amma çok pe.....k varmış” der.

Ne kadar çok bilmişler var etrafımızda....!  

 
Toplam blog
: 12
: 197
Kayıt tarihi
: 09.04.12
 
 

1978'te Salihlide doğdum. En sevdiğim yaş 24'dü. Küçükken “çok iyi yazar olursun sen” gaz..