Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

aygoz Özlem Eryoldaş

http://blog.milliyet.com.tr/aygoz1

21 Aralık '10

 
Kategori
Psikoloji
 

Çok geç... ya da erken

Çok geç... ya da erken
 

itü sözlük


Uzak köşelerinde sıkışıp kalmış ruhunun hüzünleri. O hüzünleri oradan çekip çıkarabilmek için çok uğraşmadı aslında.

Aynaya baktığın da paramparça bir yüz vardı gözüken. Sessiz gözyaşlarını içine akıtan. Karamsarlık geçmiş, umutla bakmaya çalışan yalnız bir yüz..

Zamana kırgın bir yürek vardı yalnızca. Ne olduğunu bilinmeyen sessizlik bozucu o şey ! Korkuların bir bir saklandığı yuvalar açıldı birdenbire. Ya giderse ya başka gözlerde bulursa kendini diye..

Şekil değiştirmiş sadece şüphe canavarı. Sinsice yerleşivermiş yine en kuytu köşesine yüreğinin..Arsızca gülüyor. "Hey ben hep buralardaydım.Beni nasıl da unuttun"

Yoo ben seni unutmadım dedi kadın en saf haliyle.. Sadece seni görmezden gelmeyi seçtim uzun süre. " Yanıldın o zaman beni görmezden gelmek mümkün değil ! "

Kulaklarını tıkadı..Duymaaycağını umut ederek..Arsız gülücükler çoğaldı. Kahkahalara dönüştü.."Ben buradayım merak etme seni terk etmeye hiç niyetim yok "

Kadın kendinden emin şekilde telefonu eline aldı. Birkaç saniye sonra sevdiği adamın tatlı sesini duyacak onun aşk sözcüklerini yüreğine sindirecekti..Telefon uzun süre çaldı. Sonra meşgule düştü. "çekmeyen bir yerde birazdan beni arar" diye düşündü. "sen öyle san..istemiyor seninle konuşmak " canavarı susturdu.

Saatler geçmişti. Aslında saatlerin geçmediğini birkaç dakika önce telefon ettiğini düşünüyordu. Gözlerini kapadı..O ilk tanıştıkları güne gitti gülümseyerek..

"Sizin gibi biriyle çalışmak beni de çok mutlu edecek. Şirketimizin sizin gibi insanlara ihtiyacı var."

Mahçup gülüşünü bile saklayarak konuştu kadın " teşekkür ederim"

Beş yıldır aynı işyerinde çalışıyorlardı. Birbirlerine yaşantılarıyla ilgili herşeyi anlatmışlardı !

Adam eşinin trafik kazasında hayatını kaybettiğini söylemişti. Birlikte üzülmüşlerdi. Kadın ailesinin onun için ne kadar önemli olduğundan bahsetmişti her seferinde..

Yıllara meydan okurcasına devam etmişlerdi arkadaş kalmaya. Ta ki o güne kadar.

"Seninle konuşmak isiyorum. Anlatacakalarım var" demişti gece yarısı açtığı telefonda adam. Kadın saatin kaç olduğuna aldırmadan gidivermişti adamın evine..Sabah olduğun da aşka uyanmıştı. Seveceği adamın kollarında..

Evine yerleşmişti adamın ailesinin tüm karşı koymalarına rağmen. Evleneceğiz diyordu ailesine ..

Karnında ki bebeğin üç aylık olduğunu öğrendiğinde adamı aradı telaşla.."lütfen biran önce bu güzel ilişkimizi güzel bir düğünle ilan edelim" "olamaz" diye haykırdı adam ..Mutluluktan ne dediğini bilmiyor diye düşündü kadın !

Aradan bir hafta geçmişti. Adam iş seyahati için yurt dışına çıkmıştı. Kadın ailesine söylemeye cesaret edemeden aşk meyvelerini aldırmak için doktora gitti.. Doktorun odasında gördüğü kadına takıldı gözü..Kadın yedi sekiz aylık hamileydi. Çok mutluydu. "eşimle ben bu bebeği o kadar çok bekledik ki. çok heyecanlıyım "diye ağlıyordu..Mutlu olduğu kadının halinden..Kendi halini unutuvermişti..

Yağmur yağıyordu dışarı çıktığın da. Yaz yağmuru! yada benim gözyaşlarım..diye düşündü usulca..Kapıdaki arabayı görünce koşarak ilerledi.."işte beni almaya geldi.hata yaptığını anladı." Adam kadını görmemişti bile. Doktorun odasında ki kadına saarıldı sıkıca gittiler..

Arkadaşı, kızkardeşi diye düşündü..Ama kız kardeşi yoktu. Arkadaşlarını da tanıyordu..Yok hiç bir arkadaşını tanımıyordu. Adam hoşlanmıyordu çünkü ilişkilerinin duyulmasından !

Bebeğinin karnında olduğunu hatırladı. Doktorun bu bebeği alamayız demesi geldi aklına..Yutkundu. Eli telefona gitti.Aradığı numaraya ulaşılamıyordu. Ama nasıl olur. Az önce gördüm döndü yurt dışından !

Şirketi aradı. Üç gün önce döndüğünü öğrendi. Kendini halsiz hissettiği için işe gidememişti. O yüzden bilmiyordu da döndüğünü..İçi acıdı..Canavar ile tanıştığın da işte bu durumdaydı..

Geçen günleri düşündüğün de içi acımaya başladı yeniden. Adam o kadının çok yakın bir akrabası olduğunu, çocukları olmadığı için tedavisini kendisinin üstlendiğini söylemişti..Mutlulukla kadının karnının okşarken..

Mutluydu mutlulardı ..Bebek doğdu..Bu arada evliliğin gerekli olmadığına karar verdiler..Adam karar vermişti aslında ! imzamı bizi birbirimize bağlayacak diyordu..Bana güvenin yok mu !

Bebek ilk yaşını doldurduğun da babası yut dışındaydı. Onsuz bir doğum günü geçirmişlerdi..Olsun daha koca yıllar var önümüzde..

Birden uyandı eski dünyasından..Telefonu eline aldı yeniden..Numarayı çevirdi tekrar. Ağlamaya başladı. Hayal dünyasından uyanması gerekiyordu artık..

Adamın yakın arkadaşım dediği kadının eşi olduğunu, çocuklarıyla mutlu bir evlilikleri olduğunu bildiği halde yıllarca kendini inandırmıştı bu hayal dünyasına..Adam belki de en başından söylemişti bunu..Ama hatırlayamıyordu..hatırlamak istemiyordu..

Hiç bir zaman ailesinin olmadığını yetiştirme yurdunda olduğunu bilmek istemiyordu..Bebeğini aldırdığı günü anımsadı ona ilk yaş günü partisini yaptığı günle beraber..

Sonra irkildi..O ilk gün adamın "sen benim için hep özel kalacaksın ama artık birlikte çalışmamız mümkün değil..Sağlığın buna el vermiyor dediğini..Genç kadına konan teşhis çalışmasına engeldi çünkü..O şirketten ayrıldığı günü anımsadı..İçi acıdı..

Tren yolunun önüne geldi..Gelen trenin sesini duydu..uzandı..Karşıda sevdiği adamı gördü..Seveceği adam dı belki de..Son kez düşündü..Evet o ilişki hiç yaşanmamıştı..o gece o eve hiç gitmemişti..Tüm bunların kendi dünyasında var olduğunu anladı .

Ama artık çok geçti..Çığlığı duyulduğunda sabah sessizliği hakimdi ...

 
Toplam blog
: 185
: 1494
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..