Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '15

 
Kategori
İnsan Kaynakları
 

Çok haklıymışsınız

Gençlerimizin büyüklerden bekledikleri onları yönlendirmektir. Özellikle okul hayatlarında her isteklerine evet dememeleridir. Başarılı gençlerin okul hayatlarında bakacak olursak öyle çok zeki kişiler olmadıklarına tanık olursunuz.

Onlara duracakları yerlerde mutlaka dur demesini bilmelidir veliler. Ayrıca onların içlerinde olan madenin işlenmesinde okul çalışanlarına destek olmaları gerekir.

Öğrenciyi başıboş bırakmamalı ayrıca onun yakından takip edildiğinin hissi verilmelidir. Başarı bekliyorsak da mutlaka bazı isteklerini sınırlandırmak icap ediyor. Öncelikle önlemleri veliler almalıdır. Öğrencidir, istediğini yapabilir mantığına başarı bekleyenler için yer yoktur. Okusun diploma sahibi olsun diyorsa veli, istediği zaten olur.

Okul hayatı sona eren öğrenciye soruyorsunuz. Hayat nasıl gidiyor diye? Sormayın keşke okul hayatımızda daha sıkı çalıştırılsaydık feryatlarını duyuyorsunuz. Eğitim ve öğretim hafife alınacak olgu değildir.

Sıkı tutunca baskı görülebiliyor.

Bunu birçok veli söylemektedir. Belki çocukları okurken öğretmenlerden bazılarının önerileri velilere garip gelmiştir. Hafta sonları izin verilmediğinde öğrencimizi bile zorla mı göreceğiz diyenler oluyordu? Bunu şunun için söylüyorum. Devlet parasız yatılı pansiyonunda idari görev esnasında duydum bu sözleri.

Şimdi o öğrencilerden kimileri geçen yıl mezun oldular.  Mezun oldular ama sınav başarıları yok. Başarılarının olması zaten sürpriz olurdu. Bir kere devlet yatılı okulunun ruhunda her hafta izne gitme diye bir gelenek yoktur.

Yatılı okulda okuyan gençlerin fedakârlık yapmaları şarttır. Yatılı okul hayatını geleceğinin garanti altına almak demek olduğunu anlamak gereklidir. İnanıyorum ki, devlet parasız okullarının başarısının kat be kat olduğu okulların olduğuna katılıyorum.

Başarılı olmak için mutlaka yatılıklı ruhu olmalıdır okullarda, yoksa yatılının anlamı olmaz.

Hiç unutmam tanıdığım kişi idari dönemimde bazen hafta içi telefon açardı. Hal hatır sorduktan sonra oğlu için izin talep ederdi.

Kendisine ilk önceleri onun istekleri doğrultusunda yakalaştım. Kırmadım, çocuğuna izin verdim. Aslında onun çocuğu gitmese birkaç öğrencide onun sayesinde yurtta kalacaklar.  Böylece de öğrencilerin çalışarak verimlerini arttıracağız.

Sonraları reddetmek istedim ettimde anacak insanoğlu için bir deliği kapatsan öbür tarafı deliyor. Hasta oluyor, düğünleri oluyor ne mazeretler…

Bir türlü veli ikna olmuyordu. Çocuğunun sözlerine kanarak her hafta sonu köyüne gitti. İdareden ayrılınca da hafta sonları gittiğine tanık oluyordum. Neyse imtihan sonuçları açıklandığında yerle bir olmuştu öğrenci.

Kaderinde ne varsa o oluyordu(!) sen kurallara uyma Allah’a suç yükle ayıp oluyordu hem de günah.

Yolum babasının görev yaptığı yere düşünce nasılsınız dedim? Bu sefer o baba, bana göre veli, çok haklıymışsın kıymetini bilemedik. Ayrıca izin konusundaki tutumun çok garip gelmişti fakat haklıymışsın, ne yapalım takdir böyleymiş dedi.

Bakınız dedim, yatılıda beş yıl okumuş biri olarak, yatılı okulun değişmeyen kuralları vardır. İdareci, öğretmen, çalışanlar hele öğrenciler o düsturlara uyarlarsa başarı gelir.  Yok, sadece idare var gücüyle çalışırda diğer unsurlar tempoya uymazlarsa başarı olmaz.

Senin dediklerini tutmuş olsaydım şimdi oğlum fakülte kazanmıştı. Olan oldu hocam dedim, yapacak, elden gelir çaremizde yok. Yapacağın bir iş var üzülmek onu da yapıyorsun sıkıntı yok demek düştü.

İnsanlar gerçekleri anlamamakta ısrar ediyorlar. Her kurumun olmazsa olmazları vardır.  Prensiplerden taviz verilmemelidir.

Öğrencisinin başarılı olmasını isteyen velinin tutumu gerçekçi olmalıdır. Okulun kurallarıyla yakalaşanlara kimse söz etmeden destek verilmelidir.

  

 

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..