Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

perihan reyhan ALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/pra

27 Ağustos '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Çok korktum dün gece!!!

Çok korktum dün gece!!!
 

Ne kadar haz alsam da, yine de buruk bir yanı yüreğimin. Bilemiyorum ki zamansız mı, tam zamanı mı aşkın ve bu gidiş nereye?

Gözler bakışır, allar yakışırkenmiş sevdalar. Şimdi al giysen ne, kara bağlasan ne? Baksa da görmez ki göz, aşk bu mevsimin neresinde.

Bak bir gün daha bitiyor aşksız. Aşksız gecelerin soğuk koynuna terk ediyor yerini gün boyu artarak peşim sıra ayaklarıma dolanan umunmalar.

Öylesine kalabalık ki sensizlik, öylesi yalnız ki, ne yana baksam sana rastlıyor, ne yana dönsem kendime çarpıyorum.

Dün akşam oturup uzun uzun seni düşündüm, kendimi ardından, sonrasında da bizi. Anlattıklarını topladım kendine dair, yaşama dair, ilkelerine, bu güne değin getirdiğin değerlerine dair. Sonra hareketlerin, ortaya koydukların, uygulamalarınla çarptım. Değerlerime, tecrübelerime, inançlarıma böldüm. Bu günkü sen, yani kişiliğin çıktı ortaya.

Şimdilik bende kalsın sonuç. Emin değilim, yaşamadım seni henüz. Şahit olmadım birebir gerçek sana, ama ne olur sıfır olma, olma ne olur!

Çocukluğumda doktorlardan korkardım, diş hekimlerinden de, iğne demek, acı vermek, can yakmaktı aklıma getirdikleri. Ondandır belki de sevmem beyazı, soğuk gelir hep bana. Beyaz demek doktor demek, beyaz demek hastane ya da muayenehane demekti. Kefendi bir de, sevdiklerimizi, kıyamadıklarımızı sarmalayıp toprağın koynuna bıraktığımız. Üşüyecek diye esirgediklerimiz, terliksiz basma diye peşinde dolaştıklarımızı soğuk toprağın koynuna bırakmak, üstüne üstlük kürek kürek toprak atmaktı üzerine o kıyamadıklarımızın. Annemin aşırı kolalamasından boynumu kesmesinin işkencesiydi o beyaz yakaların, başımdaki ağırlığıydı yine kolalı o koca kurdelelerin.

Çingenelerden korkardım, çocuk çalar derlerdi. Bir de davulcudan sahurlarda. O niyeydi bilmem. Bekçilerin gecenin ıssız karanlığını yırtan, uzun uzun çaldığı düdükten korkuşumu da bilemedim hiç nedendi.

Unuttum, hepsini unuttum o korkuların nasıl şeylerdi. Gerçi yine de zaman zaman korkarım çocukça tuhaf bir ürküntüyle. Davulun sesi, polisin düdüğü, hastane, doktor görüntüsü, cenaze arabası… Aa unuttum bir de gök gürültüsüyle şimşek çakışı.

Dün gece oturmuş düşünürken bizi, matematik hesaplarla çarpa böle seni bulmaya, ama gönlümce bulmaya çabalarken, uzun uzun çaldı polisin düdüğü. Hava da kötüydü; hem öyle böyle değil, şimşek üzerine şimşek, gürleme üzerine gürleme, gök yarılıyor, çatlıyor, patlıyor, kıyametler kopuyordu, dağlarda yankılanışıyla daha bir ürpertiyordu.

Yine sığınmak istedim bir güvence, yine istedim sıcacık kollar sarsın, okşasın saçlarımı, “Korkma ben varım, yanındayım” desin diye bekledim birileri. Annemi özledim o anda, ardından babamı, yine doktorlar dikildi karşıma beyaz önlükleriyle, hiçbir şey yapamamaları kurtaramamaları ikisini de. Hatta yalvarışım doktorlardan birine: Madem iyileşmesi adına bir şey yapılamıyor, dayanamıyorum çok acı çekiyor, ne olur bir şeyler yapın, öldürün annemi diye. Ardından kefenler içinde ikisi de. Daha bir korktum, daha bir özledim, yırtmak istedim tüm beyazları, yakmak yok etmek…

İnadına gökyüzü de bembeyaz oluyordu her şimşek çakışta.

Kendime sarıldım yine her zaman olduğu gibi; sıktım, sımsıkı sardım kendimi, büzülüp kaldım koca yatağın bir köşesinde. Göremez, duyamazmışım gibi, korkulanlar ulaşamazmış gibi çektim yorganı üzerime. Hem görmesinlerdi gözyaşımı.

Sen geldin bir ara yanıma, sıcacık sarıldın, güvenç doluydu kolların, dudaklarında sevgiler. Geçti bir an korkularım, ağlamalarım durdu. Bıraktım kollarına kendimi o hazlı düşün.

Tam gülümseyecekken gözlerine, tam teşekkürlerle boğacakken öpüşlerim, hoş geldin diyecekken, iyi ki geldin, varsın iyi ki diyecekken, sen de bembeyaz oldun. Tepeden tırnağa beyaza kestin. Beyaz beyaz baktın bana, soğuk soğuk. Sesin değildi kulaklarıma ulaşan ağzını her açtığında. Kâh davulu oldu davulcunun, kâh düdüğü bekçinin. Kâh şimşekler çaktı o kar beyazı gözlerinde, kâh gökler gürledi her bir sözünde.

Korktum.

Çok korktum dün gece!!!

 
Toplam blog
: 290
: 553
Kayıt tarihi
: 11.03.08
 
 

İlk ve orta öğrenimimi Gölcük/ Kocaeli, lise ve üniversite öğrenimimi Ankarada gördüm. İlk okuldan..