Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '14

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Çok mu geriye gittik!..

Çok mu geriye gittik!..
 

www.turktime.com


Siyaset, ülke, düzen,toplum insan, aydın, entelektüel babından bir şey akılma geldi mi, derhal Cemil MERİÇ okurum…

Yaşadığımız acı olayın medyadaki yansımaları yukarıda saydığım kesimleri kapsadığından olanları yorumlamak için yine Cemil MERİÇ üstadın kitapları arasına daldım.

“Ümitsiz yığınlar hep tehlike içindeydiler, istismarı kabil bu tehlike intelijansiya için kurulu düzene karşı savaşta manivela hizmeti gördü.” diyor Cemil MERİÇ.

İncelediği zaman dilimi 1789 Fransız devrimi yıllarına uzanıyordu…

Yazılanlar, beyanatlar, acı olayı değerlendirmeler, manivela olarak kullananları işaret ediyordu…

Dostoyevski intelijansiya’ya  "rus toprağının koca serserileri" der. Ama genel tarifi entelektüel kesimdir. Yani sözüm ona aydınlardır…

Amaç anarşizmdir…

Toplumda bir türlü taraftar bulamayan bu kesim gerçekten yığın tabir ettiği yoksul çaresiz kesimi hep manivela olarak gördü…

Olaya yaklaşım bu türden oluca, yani anarşiyi çağrıştırınca yine üstadın anarşi konusunda düştüğü notlara baktım:

“Fransızların Büyük Ansiklopedi’si, anarşizmi şöyle tarif ediyor: “Her baskıya,her disipline,her hükümete,her devlete,her iktidara,her otoriteye açılan,bir savaş…

Andrew Hacker’e göre “araşizim bir utopyadır, bunun için bir avuç insanın iltifat ettiği bir mezhep olarak kalmıştır” diyor.

Hükümet olmayı var olan demokratik yollarla başaramayanların iltifat ettiği,dayandığı bu yöntem her olayda aynen sahneleniyor.

Düşünce akımlarını yeterince sorgulayamayan toplumumuz, “Çok Mu Geriye Gittik” sorusunu akılma getirdi.

300’ yakın cana mal olan müessif Soma Madeni olayına an itibariyle maalesef bu penceren bakmak zorunda kaldım.

Tehlike yine büyük.

Yine karmaşa ve kargaşanın hakim olmasını isteyen bir avuç koca serseri tabiri caizse…

Çünkü Cemil Meriç Üstad anarşi konusunda  çarpıcı bir örneği de Britannica’dan veriyor.

“kanuni yollara karşı duyulan güvenç kaybolmuşsa,polis kıyıcılaşmış, karşılıklı tahrikler alıp yürümüşse, kin ve öç alma duyguları alevlenmişse, terorizm gemi azıya alır”.

Kapımıza dayanan tehlike nereye, hangi tarife dayanıyor görebildik mi?

Çok acı, dayanılmaz bir büyük acı yaşadık.

Şehit olanlar bedelini canları ile ödedi.

Bizlerin yapması gereken, çok acilen olayın meydana geliş şeklinin en doğru şekilde ortaya konulmasını istemek ve gereğinin süratle yapılmasını sağ duyu ile beklemektir.

Olaydan ders çıkarmaktır.

İnsanımızın canı pahasına elde edilen enerjiden kısa zamanda vazgeçilmesini sağlamaktır.

Bu ülkede hidroelektrik kaynaklardan, güneş enerjisinden, rüzgar enerjisinden hiçbir tehlike olmadan yaralanmak varken, çağ dışı yöntemlerle  kömüre ısrarımız sorgulamalıdır.

Gerekirse ve çok hızlı bir şekilde nükleer enerjiden istifade etmenin yollarını aramalıyız…

Bugün dünyanın en güvenli ulaşım aracı hava yolu görünüyor ama kazada kurtulma şansı da çok azdır… Alınan risk, zamana ve çağa çok uygun olduğu için hava yolunu kullananların sayısı gün geçtikçe artırmaktadır.

Avrupa, gelişen bütün ekonomiler, yukarıda saydığım enerji elde etme alanlarına yönelmişlerdir.

Kömürden çağ dışı yöntemlerle istifade eden sadece geri kalmış ülkelerdir…

Millet olarak bu büyük acıdan önemli dersler çıkarmalıyız…

Yoksa, çok geriye gidip, ilkel iktidar olma yöntemlerine sığınma uğruna, insanımıza yazık ederiz…

Sevgi ve saygılarımla….

 
Toplam blog
: 449
: 609
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

Rizede yayınlanan ilk renkli gazete ViraHaberin kurucusuyum 5 sene baş yazarlığını yaptım. İLESAM..