Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '08

 
Kategori
Blog
 

Çok okunmanın sırları!

Çok okunmanın sırları!
 

Geçenlerde az okunmanın sırlarını yazmıştım, çok okunmanın sırları da dürtükleyip duruyorlar, bizi de yaz diye, hoş çok okunmam ki nereden bilip de yazayım desem de yatıştıramadım, hazır az biraz da şımarmışken kendi kendime azıcık abartarak bazı görüşlerimi sunayım, maksat az biraz tatmin olsun çok okunmanın sırları…

Efendim, öncelikle çok çarpıcı bir başlık bulacaksınız!

Konu her ne ise, mümkünse cinsellik falan çağrıştırsın, en çok o konular okunuyor zannımca!...

Resim çok önemli!

Konuyla ilgisi olsun olmasın, çokça gizemli, en fazla da epey bir erotik olsun, ilk etapta tıklanmasa bile, vakit buldukça tıklamak istiyor insan, benden söylemesi…

Bütün aile bireylerinizi, arkadaşlarınızı, arkadaşlarınızın arkadaşlarını haberdar edeceksiniz, haberdar etmekle de kalmayıp, başlarında yumurta pişireceksiniz “Okudun mu son yazımı? Okumadın mı! Ne!... Tüüüü yazıklar olsun senin gibi arkadaşa!” şeklinde…

Bunu demekle kalmayıp, takibe de alacaksınız ki, kaytarmasın!

Geçtiği yolları bilip, önüne çıkacaksınız ki, gördüğünde utansın, hatta gözüne öyle bir bakacaksınız ki, “Yoksa yine mi okumadın” anlamı fışkıracak, o da kızaracak, bozulacak!

Ertesi gün yine, yılmadan takibe devam, yüzü tutmayacak, iki eli kanda olsa bir soru çıkar da yanıtlayamam kaygısıyla her gün sizi okuyacak!

Arkadaşlık sitelerinden arkadaşlar edinilecek, onlar sevgili buluyorum zannedecek ama siz msn’inize ekleyerek listenizi çoğaltacaksınız, sonra da her yazdığınızı üşenmeden her birine postalayacaksınız, mümkünse özel not tarzında “Oku lütfen, az biraz sana özel” şeklinde teşvik edeceksiniz!

Gelen yorumlara öncelikle cevap vermeyeceksiniz!

Gelen kutusunda “Milliyet blog yorumunuza cevap var!” yazmadıkça, hatlarda mı bir problem var kaygısıyla tekrar tekrar aynı bloğa girip de kontrol ediyormuş insan!

Test edilmiş, onaylanmıştır, bizzat!

Kalabalık bir iş yerindeyseniz, teyakkuz haline getireceksiniz, girdin mi bloğuma, kız vallaha, bak bir gir, yoksa söylerim patrona tuvalete gidiyorum deyip de sigara içtiğini!

Annenize, babanıza toplama ucuz bir pc alın, işleri ne, girsinler bütün gün en eski yazılarınıza bile, tık aç tık kapat!

Mahallenin çocuklarına şeker falan alırız ya zaman zaman, şekeri verirken ellerine bir kağıt tutuşturmak gerek, bak çocuğum eve gittiğinde tıkla bu adrese, Pavlov’un köpekleri gibi olacaklardır, tıkladıkça şeker alacaklarını sanacaklardır, aman ihmal etmeyin şekerleri, Pavlov’un köpeklerinden daha zekidir bu çocuklar! Allah muhafaza, gammazlarlar!

Sıkça sevgili edinin derim, sevgili yazdıklarınızla ilgilenir, en azından ilgileniyor görünebilir, üç-beş dostuna da bildirir, eh onların da üç-beş dostu derken, Allah bin bereket versin!

Ayrıldınız, korkmayın, yine okumaya devam eder, hele ki arada bir ondan söz ederseniz, bu arada da yenisinin de sinyallerini verirseniz, ooo çantada keklik!

Başka… Haaa… Bir de yorumlar var, yeni gelenlere hoş geldin, her yazılana aferin tarzında…

Bir de tersi var, zıtlaşmak!

Zıtlaştığı insanı merak ediyor insan, ay dur bakayım ne yazmış, bana mı atıfta bulunmuş, falan…

Tık tıktır arkadaş!

Neyse… Bu kadar şımarmak yeter herhalde…

Kendi kendime eğlendim işte, umarım eğlenmişsinizdir sizde!...

Dip not:Lütfen kimse üstüne almasın, kimseye yönelik değildir, çok az buçuk gözlem, çokça da şımarıklıktır benimkisi, öyle eğlencelik tarzında çekirdek!...


Gülgün Karaoğlu
Temmuz,26/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..