Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '10

 
Kategori
Siyaset
 

Çok partili döneme geçiş: Demokrat Parti İktidarı(2)

Çok partili döneme geçiş: Demokrat Parti İktidarı(2)
 

2 mayıs 1954 seçimleri daha büyük zaferle kazanılır. Lakin bu düşüşün de başlangıcı olacaktır. DP oyların yüzde 56, 6’sını alarak 541 milletvekilliğinden 503 nü kazanır. CHP yüzde 35 oy alarak 31 milletvekili çıkarır. 

Bu seçim başarısında özellikle tarım alanında yapılan atılımın büyük payı vardır. Alınan Marshall yardımından sağlanan gereçlerle tarımda makineleşmeye gidilir. Tarım kredileri artarken, ürün taban fiyatları yüksek tutulur. Dış piyasa taleplerinin ve üretimin artmasıyla üretici gelirleri yükselmiş halkın yaşam koşulları ferahlamaya başlamıştır. 

Ne var ki, Bütün bu elverişli koşullara karşın, seçimlerden sonra muhalefete karşı çok sert tutumlar takınılır. Örneğin çok ilginçtir ki Millet Partisine oy veren Kırşehir ili ilçe yapılır. Siyasal partilerin seçimlerde radyodan yararlanması engellenir. Muhaliflerin yanında olduğu sayılan üniversite öğretim üyelerine ve memurlara karşı cephe alınır ve güvencelerine son verilir. 1954 yılı başlarında Millet Partisi kapatılır. Basın Kanununda yapılan değişikliklerle, devletin siyasal ve parasal saygınlığını sarsacak nitelikte haber yazmanın cezası arttırılırken, basına, iddialarını ispat hakkı tanımaz. 

Bu arada 6-7 Eylül olayları olur. Kıbrıs bunalımı sırasında İstanbul’ da düzenlenen bir gösteri gece yarısı özellikle azınlıklara karşı toplu saldırı ve çapulculuğa dönüşür. Sıkıyönetim ilan edilir. Eleştiriler doğrudan Başbakana yönelir. Parti içinde karışıklıklar meydana gelir. 19 milletvekili basına ispat hakkının geri verilmesini ister ve bunun üzerine partiden atılırlar onlarda bir araya gelerek Hürriyet partisini kurarlar. Bu arada CHP de sert bir muhalefet kampanyası uygulamaya koyar. Bu arada bir takım yargıçlar ve Yargıtay üyeleri emekliye sevk edilirler, basına yeni sınırlamalar daha eklenir. Üniversiteler, sendikalar üzerine baskı kurulur. Bu arada (1957) erken seçim yapılır. Oyları azalmışsa da DP, TBMM de ağırlığını sürdürür. 

Siyaset alanındaki bu gerileme aslında iktisadi düşüşü yansıtıyordu. Eldeki kaynakların plansız programsız kullanılması, tarım alanında elde edilen gelişmenin sürdürülememesi, bozulan dış ticaret dengesi, döviz varlığının tüketilmesi, hızlı kalkınma modelini gerçekleştirmek isteyen hükümetin enflasyonu engelleyememesi, ekonomiyi dar boğaza sokar. 

Enflasyon yüzde 20 ‘ye doğru tırmanmış, Türk parası değeri yüzde 320 oranında devalüasyona uğratılmış önemli oranda dış borç alınmış lakin devlet bu borçlarını ödeyemez duruma düşmüştür. 

Başarısızlığa düştükçe sertleşen Demokrat Parti, muhalefetteyken eleştirdiği Milli Korunma Kanununu tekrar yürürlüğe koymak zorunda kalmıştır. Enflasyon ise sabit gelirlileri özellikle, işçi, memur ve subayları ezmiştir. 

Bu arada sesini duyurmaya çalışan muhalefete de baskı şiddetle artmıştır. Muhalif gazete ve sahipleri hapis cezalarına uğrarken, radyo tümüyle DP hükümetinin yayın organı durumuna sokulur. Muhalefet önderlerine baskı uygulanır. CHP, genel sekreteri altı ay hüküm giyer. CMP önderi 1957 seçimlerinin kampanyasında cezaevindedir. CHP önderi İsmet İnönü’nün gezileri engellenir ve kendisi saldırılara uğrar. Bu olayların halka yansımaması için yayın yasakları uygulanır. Vatan cephesi isminde DP il, ilçe gençlik kollarlını bir araya getirine bir oluşum meydana getirilir. Buradaki tüm DP destekçilerinin isimleri radyodan düzenli olarak halka açıklanmaktaydı. Gittikçe güçlenen muhalefete karşı gövde gösterisi yapma amacındaki bu uygulama halkın kutuplaşmaya doğru itiyordu. 

Son olarak muhalefeti ve onu destekleyen basını engellemek için TBMM’de anayasaya aykırı olarak yargı yetkisi ile donatılan Bir Tahkikat Komisyonu kurulur. Buna göre partilerin siyasal etkinlikleri ve örgütlenme çalışmaları yasaklanır. Birçok basın mensubu yazdıkları muhalif yazılar nedeniyle hapse atılır. 

Türkiye’de rejim artık bir tek parti diktatörlüğüne doğru gitmektedir. Buna karşı tepkiler siyaset dışınada taşmıştır. İlk ciddi protesto öğrencilerden gelmiştir. 28-29 Nisan olaylarında öğrenci polis tartışması sonucunda Turan Emeksiz isimli bir öğrenci hayatını kaybetmiştir. 

Artan öğrenci protestoları üzerine İstanbul Üniversitesi kapatılır. Sıkıyönetim ilan edilir. Bütün tedbirlere rağmen protestoların önü alınamaz ve 27 Mayıs 1960’ta askeri darbe ile Demokrat Parti iktidarına son verilir. 

Darbeye kadar, önce büyük bir çıkış, sonrada daha büyük bir iniş gösteren Türkiye ekonomisi tüm çabalara rağmen tam anlamı ile liberalleşemedi. 

Liberal bir devletçilik uygulaması olarak adlandırılabilecek bu dönemin en belirgin sonucu canlanan Türkiye ekonomisinin önemli, ölçüde dışa bağımlı hale gelmesi oldu. 

Ama her şeye rağmen, kentleşme, sanayileşme, dışa açılma gibi temel dönüşümlerle toplumun çehresinin ilk defa büyük ölçüde değişmesi bu dönemde oldu. 

Çok az partiye nasip olan olağanüstü koşullar içinde doğan ve iktidara gelen Demokrat Parti, demokrasiye sosyal bir içerik de kazandırarak, devrimin kazanımlarına da sahip çıkarak topluma demokrasiyi yerleştirebilirdi. Parti isminde de taşıdığı demokrat kimliğini politikalarında da uygulayabilseydi. Bugün Türkiye’nin konumu çok daha farklı boyutlarda olabilirdi. 

Aydınlanma hareketimizin kazanımlarına, reddiye çıkarması, laiklikten ödün vermesi, gericiliğin kurumlaşması, bu iktidarla tamamlanır. İktisadi, sosyal, siyasal gericiliğin giderek karşı devrimciliğin Demokrat Parti İktidarında verilen ödünlerle başladığını vurgulamak gerekir. Anayasal hukukta açtığı gedikler, toplumda yükselen muhalefete karşı aldığı tedbirler ile ne yazık ki 27 mayıs ihtilalinin koşullarını bizzat kendi hazırlamıştır. 

Demokratik bir seçimle gelen bir iktidarın, yanlış uygulamaları yine seçimle ve hür irade ile son bulması gerekirdi. Demokratik bir cumhuriyette olması gerekende budur. 27 mayıs ihtilali yargı sonuçları, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurmuştur. Cumhurbaşkanı, Başbakan, iç işleri ve dışişleri bakanları için istenen idam cezası Cumhurbaşkanı dışında Başbakan ve bakanlar için uygulanmıştır. Demokratik cumhuriyet rejimi ile yönetilen bir ülkede böyle bir cezanın uygulanması hiç doğru olmamıştır. 

19 Nisan 2010 

 
Toplam blog
: 20
: 7034
Kayıt tarihi
: 05.04.07
 
 

Okumayı seviyorum. Okudukça geliştiğimi, geliştikçe de kendimi ifade etmek istediğimi farkettim. ..