Çok şeyler öğrendik (Taksim ve Gezi Parkı gerçekleri..)

ÇOK ŞEYLER ÖĞRENDİK…

Kim ne derse desin kim korkarsa korksun, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı eylemleri acısıyla tatlısıyla yaşanan cumhuriyet tarihinin en büyük, büyük olduğu kadar da en barışçıl “Halk hareketidir...”

***

Çok şeyler yaşadık, çok heyecanlandık, çok gururlandık, çok korktuk, çok meraklandık, çok sevindik çok acılar çektik ama her şeyden önce “çok şeyler öğrendik…”

***

Bir kere “lider” yaftası arkasına saklananların gerçek yüzlerini gördük, bazı iş adamları için ülkenin çıkarlarının değil paranın önemli olduğunu anladık.

***

Ülkenin kurucusu ve banisi Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiği “gençliğin” uyumadığını üstelik henüz kuşatılmamış olduğunu öğrendik.

***

Buna karşın ülkede “kuşatılmış-sindirilmiş” gericilerin yobazların sayılarının ne kadar çok olduğunu, hepsinin “tek tip insan” modeliyle “itirazsız” yönetildiklerini öğrendik.

***

Ülkede birbirinin gözünü ülkenin altını oymaya hazır onlarca illegal örgütünün olduğunu öğrendik.

Başbakanın ağzından ülkede yaşanan her sorunun altında “batının” hatta ABD nin Orta doğudaki resmi kalesi İsrail’in olduğunu öğrendik.

***

İş Bankası dışındaki tüm Bankaların yabancılaştırıldığını buna karşı ülkede aniden faiz lobisi denilen bir lobinin olduğunu, bu lobinin de ülkeyi her an darmadağın edebileceğini öğrendik.

***

Ülkede eli satırlı kamalı bıçaklı sopalı gezen, camilerin önünden ayrılmayan, karanlık sokaklarda gezen “kindar ve dindar” bir kesimin olduğunu öğrendik.

***

Ülkede ne kadar çok vatan haininin, sahtekarın ahlaksızın gözünü kan bürümüşlerin, ispiyoncuların yalancı şahitlerin gammazların ajanların olduğunu bunların da iktidar tarafından ödüllendirildiğini öğrendik…

***

Ülkede yaşanan her türlü olumsuzluğu fırsat ve ganimet sayan PPK denilen eli kanlı silahlı  terör örgütü mensuplarının ülkeyi bölmek parçalamak bu güzelim vatan toprakları içerisinde yeni bir devlet yeni bir yönetim biçimi oluşturmak, kardeşi kardeşe kırdırmak ve bir gurup azınlığın da bunlara yardım ve yataklık ettiğini öğrendik…

***

Türk polisinin halkın devletin polisi olmadığını iktidarın polisi olduğunu hiç gözünü kırpmadan kendi halkını vatandaşlarını hatta kardeşlerini katledebileceğini öğrendik…

***

Tüm bürokratların devletin değil “hükümetin” elemanı hatta Başbakanın kuklası olduklarını öğrendik, şehirlerdeki Valilerin bırakın Vali olduklarını “adam” bile olmayı beceremediklerini öğrendik…

***

Bu ülkede siyasetin pisliklerin içine gömüldüğünü bazı siyaset adamlarının kiralık ve satılık olduğunu, çıkarları koltukları için gözlerini kırpmadan yalan söyleyebileceklerini iftira atabileceklerini ve kölelikten “yalakalık” mesleğinden geçindiklerini öğrendik…

**

İktidara muhalif olanların tamamının “düşman” kabul edildiğini “Başbakana” itiraz etmenin onu eleştirmenin “günah” olduğunu öğrendik…

***

Bazı parti başkanlarının dönek, yanardöner olduğunu bir hedefinin bir amacının olmadığını, bazı parti başkanlarının kifayetsiz yetersiz olduklarını, bu ülkeyi yönetecek halkı kucaklayacak seviyede olmadıklarını, iktidar partisinin ise gözünü kırpmadan her an ve rahatlıkla kendini seçenler ile seçmeyenleri birbirine düşürüp ülkeyi kan gölüne çevirebileceğini öğrendik.

***

Ve en çok da bu ülkeye gelmiş geçmiş en büyük liderin Gazi Mustafa Kemal olduğunu ve bundan sonra da bu ülkeden asla bir Atatürk’ün daha çıkamayacağını öğrendik…

Bugün 1 Eylül 2013 “DÜNYA BARIŞ GÜNÜ”

Barış günü ama görüyorum ki ülkede ve hükümette “Gezi Parkı” sendromu daha doğrusu korkusu egemen, Vali Emniyet müdürü ise “yaranma” peşinde…

İnsan yaklaşık 12 senedir “savaş ve savaşların” cirit attığı ihanetlerin yaşandığı dostluğun kardeşliğin komşuluğun askıya alındığı bir coğrafya da “Barış” için bir araya gelip savaşları protesto etmek için toplanmaya kalktığında polis tarafından engelleniyorsa o ülkede “Barışın” egemen olduğunu söylemek son derece yanlıştır.

Yazacak çizecek o kadar çok şey var ki hangisini yazayım diye şaşırıp kalıyorsunuz.

Sözün kısası; Pazar gününüz aydın huzurlu ve mutlu 1 Eylül Dünya Barış gününüz ise kutlu olsun…

Sevgilerimle…

Erdoğan ÖZGENÇ