Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

Çok Tartışmalı bir Kurum : RTÜK

Çok Tartışmalı bir Kurum : RTÜK
 

RTÜK Başkanını seçti. Akman'dan sonra Bu başkan da çok tartışılacak gibi...


Hiç kuşku yoktur ki, Türkiye’nin en çok tartışılan ve güven duyulmayan kurumlarından biri RTÜK’tür.

RTÜK yani Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 1983 yılında çıkartılan 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile Türkiye'de faaliyet gösteren tüm radyo ve televizyonların yayınlarını denetleyen kamu kuruluşu olarak hayatımıza girdi. Bir anlamda rahmetli Özal kabinesinin ülkeye armağanıdır bu kurul. Belki de 12 Eylülcülerin bir dayatmasıdır. Bilemiyoruz !.. Ama RTÜK’ün de dayatmacı olduğu artık kanıksanmaz bir gerçektir.

Bu kanun ile Türkiye’deki radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesine Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulunun ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun kuruluş, görev yetki ve sorumluluklarına ilişkin esas ve usuller belirlenmiştir. Bu amaçla;

<ı>“Radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ile yurt içine ve yurt dışına yayın yapılması, Devletin tekelinde, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'na verilmiştir. Dolayısıyla, söz konusu kanunda belirtilen esaslara uygun yayın yapmak şartıyla bazı devlet kurumlarının ikaz ve duyuru maksadıyla radyo istasyonu kurmaları, sürekli ve kesintili radyo yayını yapmaları, kamu kurum ve kuruluşlarıyla gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin kapalı devre televizyon sistemi kurmaları ve işletmeleri Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'nun gözetimine, denetimine ve iznine bırakılmıştır” denilmektedir kuruluş amaçlarında..

Zaman çok çabuk geçti !. Özal kabinesinin armağanı olan bu kurum o yıllar tek olan TRT televizyon ve radyolarını mı denetleyecekti. Neden böyle bir iş böyle bir karar alınsın ki ? Devletin zaten denetleme kurumları var, TRT’yi de bu kurumlar denetlemiyorlar mı ? Asıl amaç, gelişen teknoloji ile birlikte, özel radyo ve televizyonların özel girişimciler sayesinde artması ve özellikle 1990’lı yıllarda önemli bir artış gösteren bu alanda bir düzenleme ve denetimin olmasının zorunluluğu hissedilmiş ve 1994 yılında da Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yani RTÜK’ün kurulmasını sağlayan 3984 sayılı kanunla devlet tekeli kaldırılmış ve her türlü teknik, usul ve araçlarla ve her ne isim altında olursa olsun elektromanyetik dalga ve diğer yollarla yurt içinde ve dışında yapılan radyo ve televizyon yayınları ile ilgili iletişim alanı genişletilmiş, kamu tüzel kişiliği niteliğinde kurulmuş ve kapsamı belirlenmiştir. Bu üst Kurul'un amacı ise, “radyo ve tv yayınlarının teknik ve içerik yönünden düzenlemek, yayınların kamu hizmeti anlayışı içerisinde, kanunda belirtilen yayın ilkelerine uygun olarak yapılmasını sağlamak” olarak belirlenmiştir.

Zaman içinde bu kurum çok tartışılsa da, Anayasal bir kurum olma özelliği ve statüsünden dolayı hala ayakta kalmış ve ilerleyen yıllarda özellikle kendi yarattığı kurallara uymayan radyo ve televizyonlara uyguladığı “yayın yasakları” ve sonradan çok eleştirilere maruz kaldığı bu uygulama “para cezalarına” çevrilerek, kestiği yayın cezaları ile neredeyse bir KIT haline gelmişti. O zamanlar hatırlayınız, sanırım 2000’li yılların başıydı ve yalnız bu durum olduğu ve bunun hiç de adil ve demokratik olmadığı da tartışılıyorken, AKP’nin hükümet olmasından sonra hem RTÜK içindeki yapılanma, hem TRT’nin gidişatı ve hem de bu üst kurul’un, neredeyse yüzlerce radyo ve onlarca televizyon kanalının yayınlarının denetlenmesi ve düzenlenmesi hususunda yanlı ve yanlış hareket ettiği ve hukuka ve demokrasiye aykırı olduğu da ayrıca çok tartışıldı.

Tüm bu tartışılan hususlardan sonra da en çok yorum, eleştiri, hakaret hatta yargısal davaya konu olan, bununla yüz yüze kalan bir durum var ki, o da AKP kontenjanından RTÜK başkanlığına getirilen Zahid Akman’dır. Akman’ın RTÜK içinde yaptıkları yada yapmadıkları ayrı bir tartışma konusu olmasına rağmen, uyguladığı politikalar da çok eleştiri almışken, onun hükümet, Kanal7 ve sosyal bir yardım kurumu olduğu iddia edilen Deniz Feneri ile ilişkileri, Almanya Frankfurt’ta kurulan OFWG e.G. adlı kooperatifteki yolsuzluğu ve Almanya-Türkiye hattında insanlardan toplanan paraların Kanal7 ve Akp’nin finansmanında kullanıldığı iddiaları var ki, yenilir yutulur cinsten değil. Zahid Akman Temmuz 2005’te Akp kontenjanından başkan seçilmişti ve iki dönem (17 Tem 2007- 14 Tem 2009) başkanlık yaptıktan sonra geçtiğimiz 14 Temmuz günü başkanlığı sona erdi. Şimdi onun için bir yargı süreci başlayacak. Tabi, yurtdışına tatile gitmez ise..

Bu arada, yeni başkanlık seçimleri yapıldı ve başkanlığa, CHP’nin aday göstermesine rağmen, 9 üyeli kurulda, 7 oyla yine AKP kontenjanından biri seçildi. Artık RTÜK başkanı Davut Dursun. Kamuoyu onu yakında tanıyacak. Peki, Dursun bu göreve neden getirildi. Yoruma açık bir durum !.

Davut Dursun, sıfatında Profesör unvanını taşıyan ilahiyatçı bir akademisyen. Çeşitli akademik çalışmaları ve bir uluslar arası yayıncılık ve araştırma kurumunda “modern dönem Türk ve İslam dünyası “ sahasında editörlük ve ansiklopedi madde yazarlığı yapmış. 1994 yılında Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalına öğretim üyesi olarak atandı. 2005 yılında RTÜK üyeliğine seçilen Dursun, şimdi de RTÜK başkanı olarak tarihe geçti.

Dursun bir açıklamasında <ı>“<ı>Laiklik sapkın Atatürk ve İnönü'ye militan” dediğine dair bir yazı okumuştum. Onun bu sözü laikliğe bakış açısını da açıklıyor. Zira Davut Bey, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yazdığı makale de <ı>“Türkiye'deki laikliği tepeden inme, taklit ve İslam’a karşı oluşturulmuş sapkın bir ideoloji olarak” tanımlamış. Aynı Davut Dursun, <ı>“Türkiye'deki laikliğin dine müdahale aracı olarak kullanıldığını, cumhuriyeti kuranlar tarafından dayatılan ve ibadet dışında tüm ayetleri kaldırdığını” savunuyor. Laikliğin İslam ülkeleri için doğru olup olmadığını tartışan Dursun, Laisizmin Sünni-İslam karşısında <ı>"sapkın bir ideoloji olduğunu” savunan bir kişilik.

“Laiklik sapkın Atatürk ve İnönü'ye militan” diyen bir adam şimdi RTÜK başkanı. Onu AKP seçtirdi. Neden ? Laikliğe karşı duruşundan dolayı mı ? Şimdi bu şahıs bir kurumun başkanı ve herkes onun nasıl bir yönetim politikası sergileyeceğini merak ediyor mu?

Ben ediyorum..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..