Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '16

 
Kategori
Futbol
 

Çöken “Melo ruhu” yerine “Denizli ruhu”nu aşılamak!.

Çöken “Melo ruhu” yerine  “Denizli ruhu”nu aşılamak!.
 

“Melo’nun gidişi ile birlikte Galatasaray takımında duygu, coşku, isyan bitti. Melo, Galatasaray’da isyanın adıydı. (...) Takımı etkiliyordu, o isyan, o sonuca razı olmayan isyan, sahada her oyuncuyu etkisi altına alıyor ve ortaya dirençli bir takım çıkıyordu. Biz Melo’lu Galatasaray’ın kaç tane unutulmaz geri dönüş maçına tanık olduk. Melo sonrası böyle bir maç var mı? (...) Galatasaray’dan Melo gitti, isyan bitti.” (Milliyet, 02 Aralık 2015)

“Galatasaray ligde son 3 maçtır 7 kez öne geçmesine rağmen yakalandı ve 7 puan kaybetti. Skor üstünlüğünü koruyamamasının sebepleri nedir sizce?” sorusuna verilen yanıttı bu.

Soru, Bilal Meşe’den; yanıt, Şansal Büyüka’dan...

(Melo’yu kendi ağzından dinlemek:

“Evet, ben çirkef bir oyuncuyum. Oyun yapım böyle. Beni güçlü kılan da bu. Sertlik, benim oyunumun bir parçası. Sarı kartlar göreceğim, ancak benim doğamda rakibime gole gitmesi için izin vermek yoktur. Geçen sezon bir tane bile kırmızı kartım olmadığına dikkat çekmek isterim.”

Melo, İtalyan basınına böyle övünüyor/du; övünmekte haklı da... Ona böyle konuşma, övünme hakkı verenler de, görevlerini hakkıyla yapmakla övünüyorlardır kuşkusuz!.)

*****

“Ruh”a gel, “ruh”a...

“Melo’nun gidişi ile birlikte Galatasaray takımında duygu, coşku, isyan bitti.”

Bu saptamaya göre, Melo’dan önce de Galatasaray’da “duygu, coşku, isyan“ yoktu.

Yani?

Galatasaray, “duygu ve coşku”dan uzak oynamış!. Ne zaman Melo gelmiş, Galatasaray’da “duygu, coşku, isyan” başlamış!.

Melo gitmiş, her şey bitmiş!.

Böyle bir saptama, Galatasaray’ın geçmişine vurulacak en ağır “darbe”dir.

(Melo’ya tanınan özgürlük, bir başka takım oyuncusuna da tanınsaydı, o takımın nasıl bir “ruh”la mücadele edeceğini varın düşünün!. Nasıl olsa “kırmızı” yok. Rakibi yıldır; “düdük”, hep seni koruyacak tarzda çalsın. Sonra da o “ruh”, coşkulu oynayan takımının “ruh”u olsun.)

Değerli Şansal Büyüka, Melo’nun nasıl korunduğunu, rakiplerine nasıl zarar verdiğini, hakemlerin bu “isyankar ruhlu”, “yenilgiyi kabul etmeyen” adamı kuralları çiğneyerek nasıl büyüttüklerini bilmez mi?

(Melo’nun İtalya’da yaptıkları ortada. Türkiye’de onu “dokunulmaz” yapanlar, İtalya’da yok.)

*****

“Melo ruhu” çöktü, diyelim; onun yerini “Denizli ruhu” doldurur mu?

Mustafa Denizli, geriden gelmeyi başarıda “ölçüt” olarak görüyor ya...

“Denizli ruhu”, 11 puan geriden gelecek bir takımı “tepe”ye nasıl çıkaracak?

Bu, Denizli’ye ve dolayısıyla olasılıklara göre mümkün!.

İkinci yarının birkaç maçı, ilk yarıyı “boş geçiren” Denizli’nin yazgısını belirleyecektir.

Denizli’nin yazgısı, marta kalmaz belli olur.

Son söz:

Oynanmamış maçlar, olasılıkların en iyisini gündemde tutar; bu durumda pompalanan umudun estirdiği beklenti, “pompacı”ya zaman kazandırır.
 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..