Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Çöken Devletler Endeksi

Çöken Devletler Endeksi
 

<ı>“Sudan, Irak, Somali, Zimbabwe, Çad, Fildişi Sahili, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afganistan, Gine Orta Afrika Cumhuriyeti, Haiti, Pakistan, Kuzey Kore, Burma, Uganda, Bangaldeş, Nijerya, Etiyopya, Burundi, Timor-Leste “ Bu ülkeler, tesadüfen artarda sıralanmış değildir. Foreign Policy Dergisinin 2006 sayısında yer alan, çökmekte olan ilk 20 ülkenin sıralamasıdır.

Çöken ve çökmekte olan devletleri incelemeye yönelik en sistemli çalışmalardan birisi, Barış Fonu (Found for Peace) ve Carnegie Uluslararası Barış Vakfı ortaklığında, dünya genelindeki binlerce bilgi kaynağından, dünyada yaşanmakta olan değişimleri ve genel anlamda dünyanın nasıl bir yöne gittiğini değerlendiriyor.

İnceleme çerçevesinde ülkeler, “<ı>Dış devletlerden gelen müdahaleler, derin devlet, insan hakları ihlalleri, hukukun keyfi bir şekilde uygulanması, kötü ekonomik gelişim, ekonomik istikrarsızlık ve düşüşler, içeride göçe zorlananlar ve insanların kaçışı “ gibi 12 ölçüt, 1’den 10’a kadar puanlarla değerlendiriliyor. Her gösterge için verilen puanlar tek bir ülke göstergesinde toplanıyor. En yüksek puan olan 120, bir toplumun her yönden çökmekte olduğunu gösteriyor.

Foreign Policy Dergisinin Temmuz/ Ağustos 2006 sayısında, geçen yıl Türkiye 146 ülke arasında 74.4 puanla 82’inci sırada ve ‘uyarı’ pozisyonunda yer almış. Bu yıl, aynı araştırma 177 ülkeyle yapılmış ve Türkiye bu kez geçen yıla oranla 0.5 puanlık bir artışla 74.9 puana yükselerek 92’nci sıraya oturmuş. 2006 listesinde en yüksek puanı Darfur kriziyle nedeniyle 113.7 puanla Sudan, en başarılı ülke konumunda ise 17.1 puanla Norveç yer almış.

Devlet nasıl çöker? Sorusuna cevap olarak, ” <ı>Hükümetlerin kendi bölgelerinin bir kısmında, ya da tamamında, kontrolü kaybedip halklarının güvenliğini sağlayamaz hale geldiğinde, devletler çöker. “ cevabı veriliyor. Hükümetler, güçlerini kaybettiklerinde, hukuk ve düzen çözülmeye başlıyor, başta eğitim, sağlık ve gıda güvenliği gibi temel hizmetleri sunamıyor. Yönetişimi finanse edecek gelirleri toplayamıyor. Toplumda büyük bölünmeler ve iç savaş yaşanıyor. Yaşanan iç anlaşmazlıklar ulusal sınırları aşabiliyor, komşuları için de birer tehdit oluşturabiliyor. (Afganistan, Irak, Somali’de olduğu gibi..) Hükümetlerin kontrolü kaybettiği çökmüş devletlerde güç, başka unsurları tarafından ele geçiriliyor. (Afganistan’da yerel diktatörler, Somali’de yerel kabileler, Haiti’de sokak çeteleri gibi.. )

ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA), çöken devletlerin sayısının 20 civarında, İngiliz Uluslararası Kalkınma Birimi 46 “hassas” devlet olduğunu, Dünya Bankası da yine hassas olarak tanımladığı “düşük gelirli ” 35 ülkeye odaklanıyor.

Çöken Devletler Endeksi’ndeki sıralama, “temel nüfus ve çevre göstergeleriyle” yakından bağlantılı. Çökmekte olan ilk 20 ülkenin 17’sinde nüfus artışı çok yüksek ve nüfus yılda yüzde 3, yüzyılda da 20 kat artıyor. 17 ülkenin 5’inde her kadının ortalama 7 çocuğu var. Demografik geçiş açısından bakıldığında bu 17 ülkenin bir nüfus kapanına kısıldığı görülüyor. Çökmekte olan ilk 20 ülkenin 6’sı hariç hepsinde, (nüfusun yüzde 40’ı) 15 yaşın altında.

Öte yandan, ekonomi katlanarak büyürken, yerkürenin tatlı su, orman ürünleri, deniz mahsulleri gibi doğal hizmet kapasiteleri artmıyor.

2002 yılında ABD Ulusal Bilimler Akademisi tarafından yapılan araştırmaya göre, insanoğlunun toplam talebi ilk olarak 1980 yılında, yerkürenin kendi kendini yenileme kapasitesini tahminen yüzde 25 oranında geçti. Yani, talepleri karşılamak için, yerkürenin doğal varlıklarını tüketiyor, gerileme ve çöküş için zemin hazırlıyoruz.

Dünyadaki ekosisteminin 1360 bilim adamı tarafından incelenmesiyle oluşturulan Milenyum Ekosistemler Değerlendirmesi, 24 temel ekosistemden 15’inin gerilemekte ya da sınırlarının ötesinde zorlanmakta olduğunu gösteriyor.

“ Devletlerin çöküş seviyesi ile çevresel destek sistemlerinin bozulması “ arasında da genellikle bağlantı olması şaşırtıcı değil. Hızlı nüfus artışı, çevresel destek sistemlerinin bozulması ve yoksulluk birbirini besledikçe, belirli noktalardan sonra ortaya çıkan istikrarsızlık, yabancı yatırımların gelmesini de zorlaştırıyor.

Bugün, büyük resmi görebilen,” ekonomi ve çevresel destek sistemleri ” arasındaki ilişkiyi anlayabilen siyasi liderlere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

Hükümetlerin de, çevrebilimci gibi düşünebilen iktisatçı danışmanlara.

Kaynak : Lester R.Brown - Plan B 3.0 / TEMA Vakfı Yayınları

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..