Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Çokluk mu? İşçi sınıfı mı?

Çokluk mu? İşçi sınıfı mı?
 

“Çokluk, sermayenin idaresinde çalışan, dolayısıyla sermayenin idaresini reddeden sınıf olma potansiyelini taşıyan herkes olarak” tanımlanır. Çokluk işçi sınıfıyla karıştırılmamalıdır. Çokluk çalışmanın ortak öznesi postmodern üretimi gerçekleştiren organizmadır. Küresel sermayenin kendi gelişiminin bedeni kılmaya çalıştığı nesnedir.

“İşçi sınıfı temelde, kimi dışlamalara dayanan sınırlı bir kavramdır. En sınırlı kavranışında sadece endüstriyel çalışmayı ifade eder, dolayısıyla tüm diğer çalışanları dışlar. En geniş kavranışındaysa, tüm ücretli çalışanları kapsarken çeşitli ücretsiz çalışmaları, ücretsiz diğer herkesi, yoksulları dışlar. Diğer çalışma biçimlerinin işçi sınıfından dışlanması, örneğin erkek endüstri çalışmasının kadının yeniden üretici çalışmasından, endüstriyel çalışmanın köylü çalışmasından, işsizin işi olandan, işçinin yoksuldan tabiatı itibariyle farklı olduğu varsayımına dayanır. İşçi sınıfının asli üretken sınıf olduğu ve doğrudan sermayenin idaresinde olduğu, dolayısıyla da sermayeye karşı etkili bir biçimde durabilecek yegâne özne olduğu düşünülür.”

Oysa çokluk tam tersi açık ve kapsayıcı bir kavramdır. Küresel ekonomideki yeni değişimlerin önemini yakalamak çabasındadır. İşçi sınıfı ise dünyadaki sayısal durumu gerilemese de artık küresel ekonomide hegomanik bir rol oynamıyor.

Üretim artık sadece ekonomik değil toplumsal bir üretim olarak anlaşılmalı; yani sadece maddi malların değil ilişkilerin ve yaşam biçimlerinin de üretimi olarak. Bu nedenle de Çokluk potansiyel olarak toplumsal üretime katılan tüm figürlerden oluşur.

Sermaye çokluğu organik bir birlik haline, devlette bir halk haline getirmeye çalışır. Kentlerin yapısından, konumlanışından eğitim sistemlerindeki tercihlere kadar uzanan tüm alanları kapsar bu süreç. Sermayenin hâkimiyeti artık toplumlardaki sınırlı bölgelerden ibaret değil. Sermayenin gayri şahsi hâkimiyeti fabrika duvarlarının ötesinde tüm topluma ve tüm yerküreye yayıldı, kapitalist komuta bir “yer-siz-lik” haline; her yer haline geldi. Sömürü alanları ise her zaman belirli ve somut ret, çıkış, direniş bu mekânlarda yaşanıyor. Süreçler küresel olduğu kadar yerel; yerel olduğu kadar küresel.

İşçi sınıfı kavramı ancak endüstriyel çalışma biçimlerine dayanan alanlarda çalışan işçiler için kullanılabilir. Artık günümüzde XX. Yüzyılın sonlarında hegemonyasını yitiren endüstriyel çalışmanın yerine “maddi olmayan çalışma” geçti. Bilgi, enformasyon, iletişim, ilişkiler ve duygusal ifade gibi ürünler üreten çalışma ile beraber bu sınıf, sermayeye karşı durabilecek etkili bir özne değil artık ve dolayısıyla “tekilliklerin ortak paydası temelinde hareket eden bir toplumsal özneyi anlatan” çokluk kavramını karşılayamaz. Çünkü çokluk, halk, kitle ve işçi sınıfının aksine “iç farkları olan çoğul bir toplumsal öznedir ve onun kuruluşu ve eylemi, özdeşliğe ya da birliğe değil, farksızlığa hiç değil ortak paydaya dayanır.”

Kaynak: "Çokluk" M. Hardt. A. Negri. Ayrıntı yn. 2004

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..